2. Bölüm

11 0 0
                                    

Yağızın gelmesiyle şuan olduğum durumu düşündüm. Ben resmen Mertin kucağında oturuyordum. Hamdi beye baktığımda benim ne yapacağımı izliyor gibiydi. Düzgün davranmazsam Mertin elinde kalacaktım.

Ben: Su susadım ben.

Kalkmaya çalıştım ama kalçamdaki elini sıkılaştırdı ve hizmetlilerden su istedi. Yağız da o sırada Hamdi beyin yanına oturdu.

Bana getirilen suyu içtim ve önümdeki sehpaya koydum. Kafamı kaldırıp Yağıza bakamıyordum bile ben. Mertin sıkmış olduğu eli kalçamı acıtıyordu. Yağız oturunca sohbet etmeye başlamışlardı. Yağız Mert ile konuşmasada Hamdi bey ile konuşuyordu. Sohbet ettikleri sırada Merte fısıltıyla beni indirmesini söyledim. Beni kâle bile almıyordu. Hele ki Yağızın karşısında olacak şeymiydi bu!

Bu gidişle kalçam kızaracaktı. Bu yüzden Merte lavabo ihtiyacımın olduğunu söyledim. Ancak bu yol ile izin alabildim ve kalktım. Lavaboya gittiğim zaman direkt olarak ağlamaya başladım. Yaklaşık bir 5 dakika böyle durdum. Sonra Mertin sesini duymamla kapıya baktım. Beni çağırıyordu aptal. Ağlamama bile müsade yoktu. Yüzümü yıkayıp yanlarına gittim. Mertin yanında güzel bir kadın gördüm. Kızıl saçları belinden sarkıyordu. Mert beni onunla tanıştıracaktı.

O kızın adı Alevdi. Üstündeki siyah takım çok şıktı. Ailenin yakın bir dostunun kızıymış...

Akşam

Hizmetliler bize güzel bir sofra kurmuştu. Mert sofranın başına otururken benide yakınındaki sandalyeye ottuturdu. Yağız vardı karşımda Yağızım... ama ona baktığım an gözlerini kaçırıyordu. Yağızın yanında isminin Alev olduğunu öğrendiğim kız oturuyordu. Masanın diğer baş köşesinde ise Hamdi bey oturuyordu. Herkes yemeğiyle ilgileniyordu. Bende tabağımı bitirmeye koyuldum.

Yemekler bitmiş ve Hamdi bey, Yağız ve Mert bahçede oturuyorlardı. Biz Alev ile salonda kalmıştık. Biraz sohbet ettik.

Yaptığım analizlere göre Alev bir şeyler saklıyor gibi duruyordu. Bazı şeyleri anlatmamak için direniyordu sanki. Belkide ben öyle anlıyorumdur...

Aradan belli bir süre geçti ve salona geçtiler. Alev de ayaklandı. Vedalaşma konuşmalarını dinlediğimde Yağızın Alevi eve bırakacağını duydum. Buna içten içe içerlendim. Alev onların dostu olsa dahi sevdiğim adamın Alevi bırakmasını istemezdim. Evet Alevi sevmiştim ama yinede yağızdan kıskandım.

Sonunda herkes gitti kaldık Mert ile salonda.

Ben: Sana bir şey sormak istiyorum.

Alacağım cevaptan korkuyordum ama yinede merak ediyordum.

Mert: Dinliyorum sor.

Ben: Ben Yağız ile evleneceğimi zannederken seninle evlendim ve onunla olan durumlarımızıda biliyosun.

Mert sözümü kesti.

Mert: Sadede gel artık.

Ben: Neden Yağızın buraya gelmesine izin veriyosun? Bana çok mu güveniyorsun?

Kendi topuğuma sıkmış bir aptal olduğumu fark ettim. Hele özellikle o son sorduğum şey!

Bir iki adım geri çekildim. Resmen Yağızla olabilirim hissiyatını vermiştim. Mert iyice yanıma geldi ve kulağıma eğildi.
" Sana güvendiğimden değil, bundan sonra Yağızın bile seni kabul etmeyeceğini bildiğim için izin veriyorum."

Yağızın bile beni kabul etmeyeceğini düşünüyormuş demek ki. Bu benim isteğim dışı bir şeydi. Onunla asla evlenmek istemezdim ben. Yukarı çıkıyordu ki arkasından bağırdım. " Sen olmasaydın kabul edecekti." Sesimi normal tonuna getirdim ve " Geldin mahvettin kurduğumuz hayalleri" dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mafyanın KölesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin