SIR

18 1 0
                                    

Korkunun kendinizi esir almasına izin verir miydiniz? Ben buna izin verdim bu esaretin bana güç vermesini sağlayarak. Ürkek ama güçlü adımlarla ilerledim. En son bir hafta önce gelmiştim kütüphaneye. Etraf sessiz bir o kadar da huzurluydu. Kafamda olanları toplamadan buraya gelmemin saçma olduğunu kendime itiraf etmek istedim ama inadım buna engel oldu. Etrafı inceleyerek daha da ileri yürüdüm. Nerden başlamalıyım diye düşünürken birinin sesi beni sıçrattı:

'Prensesim gecenin bi yarısında burada ne işiniz var size yardım edebilirim isterseniz.'

Mayar'ın sesi bir an beni dondurmuş olsa da kendimi hemen toparladım yüzümü ona dönüp konuşmaya başladım:

'Resmi bir alanda olmadığımız sürece bana böyle hitap etmemeni istediğimi söylemiştim. Sadece uyku tutmadı biraz bakmak istedim buraya.'

Ona olanları anlatmayı düşündüm ama henüz bundan birine bahsetmeye hazır değildim. Öte yandan da bir şeyler biliyor olabilirdi de. Ailemle benden daha çok zaman geçirmişti. Onların ilk çocuğu gibiydi. Annem onu vadinin kenarında bulmuş daha sonrada onu kendi büyütmeye karar vermiş. Ben kafamda ki düşüncelerle boğuşurken sanki bir şeyleri anlıyormuş gibi beni inceliyordu. 

' Amaris iyi misin sen ? Çok solgun görünüyorsun. Gel biraz şurada otur bende seni bir kontrol edeyim.'

Ona itiraz etmek istemedim ve dediğini yapıp oturdum. Bana karşı hep annem ve babam gibi çok şefkatli, korumacıydı. Onun bu tavrı bu sefer gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Ağlamak istemiyordum ama o kadar çok dolmuştum ki göz yaşlarım kendiliğinden akmasına engel olamadım. O an sadece bir sessizlik oluştu. Sustuğu için ona minnettardım. Son zamanlarda sinirlerim çok yıpranmıştı. Pencerenin tarafına doğru yürüdü ve orada öylece bir müddet bekledi. Sanki üzerinde ayın parıltılarını taşıyordu.

 Sanki üzerinde ayın parıltılarını taşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir şeyler düşünüyordu. Sıra ona mı gelmişti. Bu kadar detaylı ne düşünüyor olabilirdi. Nefes alışverişlerini ezberleyecek konuma gelmiştim artık. Son kez derin bir nefes alıp yanıma geldi. Benim konuşmama fırsat vermeden konuştu:

' Aradığın şeyin nerde olduğunu biliyorum. Bunun bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim. Amaris ben senin düşmanın değilim. Bir şey sormadan burada bekle kitabı alıp geliyorum.'

Kalbimin sesi etrafı sarmıştı. Arkasını bakmadın gitti ve çok geçmeden elinde bir kitapla geri döndü. Bana fırsat vermeye niyeti yoktu kolumdan tutup yürümeye başladı. Tutuşu yumuşaktı canımı yakmıyordu. Nereye gittiğimizi anlamam uzun sürmedi beni bahçeye çıkarmıştı. Çocukken burada bana bitki yetiştirmeyi öğretmişti. Daha durmadan yürüyorduk. Biz yürüdükçe etraf biraz daha kararmaya başladı gittikçe hiç bir şey göremez olmuştum. Vücudumdan bir ürperti geçti. Artık gözlerimi kapatıp yürüyordum sonuçta hiç bir şekilde etrafı göremiyordum ama o nasıl hala bu kadar emin adımlarla gidebiliyor anlamamıştım. Kendimi ona bıraktım bende. Birden durdu onunla birlikte bende olduğum yerde kaldım. Gözlerimi açtığımda şaşkına döndüm.

Dört Unsur: YolcukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin