*
“Saçmalık” diyen kızıl saçlı genç kadın adımlarını sinirle odada gezdirmeye devam etti. Siyah ucu sivri topuklu ayakkabısı parkede tok ses bırakıyor, gözleri ofisin loş ortamında geziyordu.
“Sen kafayı yemişsin” deyip duvara diktiği gözlerini karşısındaki genç kadına çevirdi. Yüzü sinirle kasılmış, karşısındaki yapımcının söylediği sözleri hazmetmeye çalışıyordu.
Bu tamamen delilikti! Kim lanetli bir adada dizi çekmek isterdi ki?
Bir elini alnına götürüp ovuşturmaya başladı kızıl saçlı genç kadın. Çünkü nerdeyse bir saattir aynı şeyleri söylüyor, fakat karşısında kendisinden bir kaç yaş küçük olan yapımcısını ikna edemiyordu.
Keçi inadı vardı resmen kadında!
“Emily yeter artık” deyip sırtını oturduğu koltuğunda yasladı. Taktığı kravat onu rahatsız edecek şekilde sıktığı için dövmelerle kaplı olan eliyle gevşetip, dudağının altındaki benini dişleri arasına aldı. Kafasındaki düşünce netti. Bir kaç koca karı hikayesine inanıp, milyonlar kıracağı dizisinden vazgeçemezdi.
Asıl Emily kafayı yemiş olmalıydı!
“Mia sen kesinlikle kafayı sıyırdın! Redblue Adasında dizi çekmek ne!” diye bağırıp adımlarını yapımcısına doğru ilerletti.Korku ve sinir ilik ilik hücrelerinde geziyordu. Düşünceleri ise karmakarışıktı. Yapımcısının bu aptal kararı yüzünden bütün sinirleri altüst olmuştu. Oysa ki iş çıkışı sevgilisi Ethan’ı yemeğe götürüp onunla güzel vakit geçireceği için keyfi yerindeydi. Tabi karşısındaki kadının, herkes tarafından lanetli olarak bildiği bir adada dizi çekmek istediğini öğrenmeden önce.
“Emily sence de fazla abartmıyor musun? Altüstü koca karı hikayeleri. Cidden o adanın lanetli olduğuna inanıyor musun sen?” deyip kuruduğu boğazını nemlendirmek için masasındaki kristal bardak içerisinde olan viskiyi dudakları arasına aldı. Emily kesinlikle saçmalıyordu. Uyduruk bir kaç hikaye yüzünden planından vazgeçemezdi. O hayaletlere, ruhlara inanan biri değildi. Tanrı’ya bile inanmazken, salak saçma hikâyelere inanması komik olurdu.
“Selam sürtükler” diye kapı açılma sesiyle gelen ince narin ses bütün dikkatleri dağıtmıştı. İki genç kadın kafasını kapıya doğru çevirmiş, gelen kişiye meraklı gözlerle bakmıştı.
“Mia duyduklarım doğru mu? Redblue Adasında çekim yapacakmışız” deyip gevşek ve rahat adımlarla arkadaşına doğru ilerledi sarı saçlı genç kadın. Dolgun dudakları parlatıcısı yüzünden parlıyor, iri gözleri patronunda geziyordu. Yüzünde ise ukala bir gülüş vardı.
“Lütfen Ava sende başlama. Emily bana yetiyor ve artıyor bile” deyip dövmeli elini alnına götürüp hafifçe ovuşturdu genç kadın. Çenebaz olan arkadaşı yüzünden başı ağrımaya başlamıştı bile.
“Ne! Mia götündeki boku bile ben temizledim! Senin iyiliğini düşünüyorum ben burada! Ve sen bana çenebaz mı demek istiyorsun?” diye cırladığında yüzünü buruşturdu genç kadın. Uzun saçları rahatsız edecek bir şekilde gözünün önüne geldiğinde, gözünün önüne gelen tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı.
“Hadi ama Emily! Sen ciddi misin? O koca karı hikayelerine inanıyor musun cidden?” deyip gür bir kahkaha attı sarı saçlı genç kadın. Gülüşünden dolayı kısılan gözleri, çevreyi göremeyecek bir hâle gelmişti. Fakat kendini durduramıyor, kahkahalarını aralıksız atıyordu. Ta ki Kızıl saçlı arkadaşından plastik su şişesini yiyene kadar.
“Seni velet! Büyüklerinle dalga geçmeye utanmıyor musun sen?” deyip kaşlarını çatarak karşısındaki sarı saçlı bedene baktı. Kimse onu ciddiye almadığı için sinirleri bozulmuştu. Yastığı ısırarak çığlık atmak istiyor, bunu düşünen Mia'nın suratına yumruğunu yapıştırmak istiyordu.
“Altüstü bir ada. Fazla abartıyorsun bebeğim” diyip kendini deri koltuğa attı sarı saçlı genç. İki kolunu koltuğun sırtına yaslayıp, bacaklarını üst üste attı.
“Sonunda beni anlayan biri” deyip şükür edercesine tavana baktı Mia. Sabahtandır aynı şeyleri anlatmaktan gına gelmişti. Realist birine ihtiyacı vardı.
“Aish! Cidden ne haliniz varsa görün! Beni sikseniz o adaya gitmem. Umarım öcüler sizi ham yapar hah!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçeğin Yıldızı / Ada
Tajemnica / ThrillerBir dizi Yapımcısı olan Mia Gray yeni korku dizisini lanetli bir adada çekmek ister. İş arkadaşlarını Tod'larına yem eden, adayı yaşayan adamın varlığından habersiz... "Ben iyi bir ölü değilim, İnsan" "Sen iyi bir ölüsün Evan"