but you're making it so hard

603 55 22
                                    

rin masamıza doğru yaklaşıp ortak arkadaşlarımızla konuşmaya başlıyor, ben pek dahil olmuyorum sohbete. konuşmasam bile arada sırada bana bakıyor, sanki kontrol ediyor gibi.

bir süre sonra müzikler çalmaya başlayıp etraf daha da kalabalıklaşınca arkadaşlarım ayrılıyorlar yanımdan. rin ile başbaşa kalıyoruz. kendimi bir şey dememek için zor tutuyorum fakat pek de başarılı olamıyorum. onunla göz göze geldikçe artan merakıma yenik düşüyorum.

"bu bakışlarınızı kazanmamı neye borçluyum?" alaycı bir tonda söylüyorum. o sırıtıp omuzlarını silkiyor, içeceğinden bir yudum alıp sorumu havada bırakıyor.

sanırım dedikodulardan bazıları doğru. bu adamla iletişim kurmak çok zor. onun yaptıklarına bir türlü anlam veremiyorum. az önceki sözü duymamışçasına bana bakmaya devam ediyor.

"normalde sana bakmamı sağlayacak tek bir özelliğin bile yok. oldukça sıkıcı birisin fakat bu partide gözüme batıyorsun."

bu bugun yayimladigim ikinci bolum, kisa oldugundan dolayi ikiser ikiser yayimlayacagim

too close, rinsagiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin