İyi okumalar💜💜
Kayra'dan~
Kafam çok karışıktı. Aren'i ilk gördüğüm andan beri bir şeyleri toparlamaya çalışıyordum.
Ela gözleri ile bana baktığı zaman aklımı karıştırıyordu.Hastaneye yatırılmadan önce o kısacık zaman da benim ateşimi düşürmek için çabalaması.
Hiç kullanmadığı evini benim için açması -her ne kadar inkar etsede bunun farkındaydım- bende hiç tatmadığım hisler uyandırıyordu.
Gözlerinde beni çeken bir şeyler vardı. Düğmemi iliklediği gün dudaklarımızın arasında milimler vardı ve ben heyecanlandığımı fark etmesin diye nefesimi tutmuştum.
Çok zorlu bir süreçti.
Kafamda ki düşünceleri bir miktar dağıtıp yataktan kalkmaya çalıştım. Ani kalkışım nedeniyle başım dönmüştü. Hep kansızlıktan..
Bir-iki saniye dönmenin geçmesini bekledim. Lavoboya gidip işlerimi hallettikten sonra odaya geri döndüm.
Aren'in getirdiği kıyafetlerin hepsi kirliydi. Sadece bana ait olanlar temiz olduğu için dolaptan çıkartıp onları giydim. Belkide bir alışverişe çıkmamız gerekiyordu. Kartımda bi' miktar para vardı. Dışarı çıkarsak halletmeyi düşünüyordum.
Saçlarımı elimle üstünkörü taradıktan sonra kapıyı aralayıp merdivenlere yöneldim. Bu ev biraz büyüktü, hatta baya büyüktü umarım kaybolmazdım.
"Hah, Kayra bende seni uyandırmaya gelecektim. Kahvaltı hazır."
"Günaydın Aren."
"Günaydın Kayra."İkimizde birbirimize günaydın deyip mutfağa girdik.
"Ooo yen- Ahh! Kayra günaydın."
Yiğit Kerem'in kafasına vurmasıyla ağzından çıkan kelimeyi yutup ismimi söyledi. Ama ben ne dediğini anladığım için kızarmıştım.Aren fısıltı halinde "Sussana oğlum. "
"Ya tamam be."Daha fazla ayakta durmayıp sandelyeye oturdum. Kahvaltı çok lezzetli gözüküyordu.
"Elinize sağlık, her şey çok güzel olmuş"
Benim de yardımım ile beraber hazırladık. Ama yiğidim kadar becerikli olamam. O kahvaltı için yiyecek hazırladı, bende masayı hazırladım."
"Oo Kerem bey, böyle şeyler beklemezdik senden."Kerem ona göz devirip kahvaltısına devam etti. Onu överken ki kullandığı 'yiğidim' kelimesini bir ben farketmiştim sanırım çünkü kimse tepki vermemişti. Tepki vermekten kastım imalı imalı cümleler falan.
Bir de onu överken gözlerinin içine bakıyordu. Kesinlikle Kerem'de bi' işler vardı ve sanırsam bunu Yiğit ve Aren bilmiyordu yada çakmamışlardı.
Kahvaltımızı ederken kıyafet alışverişi yapsak mı diye sormuştum, onlarda olur dediler. Konuşmamızı bitirdikten sonra kahvaltı masasından kalkıp odama çıktım.
Cüzdanımı ve telefonumu alıp aşağıya inecektim ki babamın telefonuma mesaj attığını gördüm. Bana söylediği onca sözden sonra yüzsüz gibi mesaj atıyordu ve bu mesajlarda tehdit ve hakaretten başka bir şey değildi.
"Yine kimin altına giriyorsun bilmiyorum ama attığım mesajları görmezden gelmenin hesabını sana çok pis ödeteceğim."
Ölesiye nefret ediyordum baba demeye dilimin varmadığı adamdan.
Bu tehditlerini kâle almıyordum ama bir süreden sonra tedirgin olmamı sağlamıştı.
Bir anda gülmeye başladım, sonra bu gülüş acılı bir bağırışa döndü.