Episode 4: 🐿️

131 29 32
                                    

Jisung'un dilinden

"Lan Quokka evde küçük çocuk gibi dolaşıp durma!" Quokka gerçekten yaramaz bir miracledı. "Artık burda yaşayacağım merak ediyorum" demesiyle tebessüm ettim. Yaramazdı ama seviyordum.

Oturduğum yerden doğruldum ve odama doğru gittim. Dolaptan sıradan kıyafetler seçip giydim. Sonrasında komidinin üstünde duran dedorantı ağır olmayak şekilde sıktım.

Tekrar salona gittim. "Quokka hadi gidiyoruz" dediğim şeyle durmuş ve bana bakmıştı. "Nereye yoksa senin bana öve öve bitiremediğin Minho'yu görmeye mi?"

"He işte ona gidiyoruz." Quokka yanıma gelip hazırım bakışı atmıştı bende çok vakit kaybetmeden kapıya doğru yöneldim.

Tam çıkacakken kapının hemen yanındaki aynadan kendime baktım 'fena değil ya iyiyim' diye içimden geçirdim.

Akşam üstüydü güneş batıyor gökyüzü turuncuya boyanıyordu. Bende sevgili hyungumu ziyarete gidiyorum ama onun haberi,yok umarım evdedir.

Kapının önüne geldim. Derin bir nefes aldım. Sonra zile biraz basılı tutup elimi geri çektim.

Bir kaç saniye sonra kapı açıldı. Kapının açılmasıyle gözlerimde fal taşı gibi açıldı. Çünkü Minho gözümün önünde bornozuyla ve ıslak saçıyla duruyordu

Nesin sen Lee Minho bir mucize falan mı?

"Jisung?"

"Hyung nasılsın?"

"Ah, iyiyim sen nasılsın bu arada içeri gelsene kapıda kalma."

"Bende iyiyim hyung" diyip içeriye girmiştim oda benim ardımdan kapıyı kapattı.

"E sen şöyle otur bende üstünmü giyinip geleyim." demesiyle kafamı onaylar şekilde salladım.

Kırmızı ıslak saçlarından düşen su damlacıkları üstünü   ıslatıyordu. Yani aslında giyinmesine gerek yoktu ama neyse.

_____★_____

Biz sohbete dalmıştık. Birden Minho bana güler yüzle "Lise fotoğraflarımızı buldum görmek ister misin?" dedi.

Yüzümdeki mutlulukla "tabi ki" dedim. Minho hemen üst kata çıkmış ve elinde bir kutu ile geri gelmişti.

"Al bakalım kutunun içindeler" bana uzattığı kutuyu aldım ve kapağını açtım. İçinde bir sürü fotoğraf vardı.

Hepsi çok güzellerdi. Grupça hepimizin fotoğrafı vardı. Çünkü hepimiz liseden beri aynı okulda hatta aynı sınıftaydık.

Minho lisede zorbalık gören biriydi ama bütün fotoğraflarda yüzü gülüyordu. Hiç takmıyor gibi görünüyordu.

J: Hyung bir şey sorcam.

M: Tabi sor

J: Aslında eski konuları açmayı sevmem ama bunu gerçekten merak ettiğim için soruyorum. Sen hani lisede zorbalık görüyordun ya ama hiç takmıyor gibi görünüyorsun bunu nasıl yapıyorsun.

M: İnsanların ne dediği bana ne yaptığı umrumda değil. Çünkü bana atılan tuğlalarla kendi kalemi kurabilirim. Sende insanlar ne ders takma

J: Keşke hyung keşke... ben senin gibi yapamıyorum işte insanlar ne derse desin kafama takılıyor çok fazla düşünüyorum.

M: Kendini ne zaman böyle hissedersen yanıma gel ben sana moral veririm.

Diyip yüzünde sıcak bir gülümseme oluşturdu. Bende ona gülerek karşılık verdim ve dayanamayıp ona sarıldım.

Minho pek temas seven biri değildi. Lakin bana karşı oldukça sıcaktı. Ona ne zaman sarılsam karşılık verir hatta durduk yere gelir bana sarılırdı.

Bazen acaba aşık mı diye düşünüyorum ama galiba beni kardeşi gibi görüyor...

Yıllar sonra bölüm atıyorum
Umarım severek okuyorsunuzdur
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin
ෆ⁠╹⁠ ⁠.̮⁠ ⁠╹⁠ෆ

Miracle, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin