2.Bölüm Beyaz Işık

26 5 4
                                    

Bazen insan içinde bilmediği bir hisle hareket ederdi. Ben de şu an bu durumla karşı karşıyaydım. Bunun bir halisülasyon olduğuna emin olmama rağmen içine elimi uzattım. Ve o anda anladım halisülasyon olmadığını çünkü burası az önce bulunduğum mahzen değildi. Burası da NERESİYDİ BÖYLE! Yolları kıvrımlı gecenin hakim olduğu bir yerdeydim. Yürüdüm yolun her iki hizasında da farklı renklerden oluşan ama birbirinin aynı olan evlerden oluşuyordu. Sırasıyla dizilmiş biçimli sokak lambaları -önceden böylesini görmemiştim- belirli bir sırayla dizilmişti. Önümden geçen faremsi bir yaratık bıçağımı çıkarıp savunmama neden olmuştu. Onun zararsız bir canlı olduğunu anlamamla sokağı incelemeyi bıraktım çünkü bir an önce buradan çıkmam gerekiyordu. Geriye dönüp yürümeye, daha hızlı yürümeye hatta koşmaya başladım ama buraya gelmemi sağlayan beyaz ışık yoktu. Olamaz krallığımdan ayrılamam, orayı ve babamı Yusira'ya bırakamazdım. Bunu yapamazdım.
🕳️
Ne kadar oldu bilmiyorum ama gidiş yolumu bulamayacağım kesindi. Bence bu Yusira'nın işiydi daha güçlü bir zehir geliştirmişti ve ben bu yüzden bu kadar gerçekçi bir halisülasyon görüyordum evet evet uyusam geçerdi. Hemen etrafa bakınmaya başladım. Kendime uyuyacak güvenli bir yer arıyordum. Bu gerçek de olsa hayal de olsa kendimi güvende tutmalıydım dimi ama.
Bu kıvrımlı yolların ve sessizliğin hakim olduğu sokakta yürürken indigo mavisinde bir ev ile yeşil bir evin arasındaki aralık uygundu bence benim için tabi faremsi yaratıklar olmasa daha rahat olurdu ama şu an için en güvenli yer burasıydı.

Çöpten çıkardığım bir kaç tane kartonu yere serdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çöpten çıkardığım bir kaç tane kartonu yere serdim. Keşke daha kalın giyinseydim. İyi ki içlik giymişim yoksa kesin donardım.
Cenin pozisyonuna geçip ellerimi yastık olarak kullandım. Yorgunluktan uyumak için fırsat bekleyen gözlerimi yumdum uyandığımda mahzende olma dileğiyle...
🕳️
İlahi Bir Bakış Açısıyla
Herkes her gün olduğu gibi aynı saatte uyanmış, kahvaltılarını yapmış, işlerine ve ya okullarına gitmek için hazırlanmıştı. Ama bugün diğer günlerden farklıydı çünkü hiçbir evsizin bulunmadığı bir kralliyette bir evsiz vardı hem de bir kadındı. Soğuktan üşümüş olmalıydı ki cenin pozisyonu almıştı. Herkes kıza bakakalmış kim olduğunu çözmeye çalışıyorlardı.

Yaklaşamıyorlardı çünkü korkuyorlardı onu tanımadıkları için onlara ve çocuklarına zarar vereceklerini düşündükleri için. Ama sonunda biri yetkililere bildirmeyi düşünmüştü. İçlerinden biri sol eline tam da kalbe giden damara bastırıp karşısına çıkan panele yetkili görevlilerin numarasını «¥¶¡» girdi. Yetkili olan görevli bir anda sokağın ortasında belirdi. Halk yetkiliye yerde yatan kızı gösterdi. Yetkili elinde birden beliren bir silahla kıza doğru yürümeye başladı. Kızı silahıyla dürttü. Kız uyanmadı.
Belli etmese de o da tedirgindi. Böyle bir şey daha önce yaşanmamıştı.
Yetkili:
¬Değerli halk lütfen düzeni bozmayın ve hayatınıza devam edin sorun halledilecektir.
Herkes yetkilinin sözünü dinlemişti. Çocuklar okula, yetişkinler ise işe gitmişti sokak yine boş kalmıştı. Yetkili kızı yine dürttü kız uyanmıyınca ona daha fazla yaklaştı çünkü kızın ölüp ölmediğini anlaması lazımdı.
Kıza iki adım daha yaklaştı. Elini kızın şah damarına bastırdı. Kız Yaşıyordu. Hemen panelden bir üst yetkililere bildirdi.
Yetkililer gelene kadar başında beklemişti yetkili kız. O zamana kadar kızı bir çok defa dürtmüş ama kız uyanmamıştı. Yarası varmı diye baktığında gözlerinin altında torba olduğunu, yüzünün çöktüğünü ve vücudunda morlukların ve kesiklerin olduğunu görmüştü sonra ise üşümesin diye kendi hırkasını üzerine örtmüştü kendi üşümesine rağmen.
Demek ki zor bir hayatı vardı.
Yetkililer geldiğinde kızın görevi bitmişti ama gitmeden önce o kıza kendi şanş bilekliğini verdi çünkü bu kızın daha çok şansa ihtiyacı vardı. Yetkililer kızı alıp yetkililerin misafir hanesine götürdüler. Kadın yetkililerden bazıları kıza kendi üstlerini giydirdiler. Kadın yetkililerin başı Mirsa şifacıyı çağırmalarını emretti bu işi kralın kulağına gitmeden halletmelilerdi.
Mirsa yatakta uzanan kıza baktı. Onların ülkesinde pek görülmeyen gece karası saçlara sahipti. Bu yüzden halk korkup yaklaşmakta tereddüt etmiş olabilirlerdi. Kirpikleri gür, elmacık yanakları hafif çıkık, dolgun pembe dudakları vardı. Siyah saçlarına zıt beyaz bir teni vardı. Hokka burnu onu dışardan bir o kadar sıradan gösterse de büyüleyici bir güzelliği vardı.

Gecenin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin