3. Bölüm

22 17 36
                                    


Günün ilk ışıklarıyla uyanan mürettebat hemen işlerine koyulmuşlardı. Dünkü fırtına kısa sürsede baya şiddetli geçmeşti. Diğer herkes gibi iş üstünde olan Taehyung elindeki paslanmış kovayla içeriye giren suyu boşaltıyor bir yandan da şikayet ediyordu.

" Laf atan Jungkook ceza alan ben. Adaletine hayranım Jimin." bir kaç adım arkasında olan arkadaşının onu duyduğundan emin olarak konuşmuştu.

"Sus Taehyung. İşini yap." Jimin otoritesini bozmadan cevapladı. Jungkook 'a ceza vermek kesinlikle daha kolaydı. Hiç sesini çıkarmadan işini halleder Taehyung' un yanına oturarak onu bakışlarıyla sinir ederdi. Etrafın fazla sakin olduğunu farkeden Jimin kaşlarını çattı. Bir şey eksik gibiydi.

"Jungkook nerede?"

Taehyung sinirle cevapladı.

" Cezayı bitirmiş. Namjoon sabaha kadar uyanık kalarak bütün işini halletiğini söyledi."

Jimin hayretle Taehyung'un yüzüne baktı.
" Ciddi olamazsın?" verdiği cezanın en azından bütün gününü alacağını düşünmüştü. Her zaman olduğu gibi Jungkook onu yine şaşırtmayı başarmıştı.

" Azmi beni korkutuyor desem yalan olmaz. " Jimin ekledi.

Namjoon usul usul hala su boşaltma işini bitiremeyen ikilinin yanına ilerledi. Taehyung kendi kendine söylenmeye devam ediyordu. Jimin ise ona cevap vermeyi kesmiş işine iyice odaklanmış görünüyordu.

" İşiniz hala bitmedi mi?" Namjoon ikilinin ona attığı ölümcül bakışlardan keyif alarak sordu.

" Jungkook olsa şimdiye bitirmişti. Dün gece tek başına ne kadar hızlı olduğunu görmeliydiniz."

Taehyung patlamanın eşiğinde göründü. Ağzını açıyıp kapıyor, ne diyeceğine karar veremiyordu.

" Aslında evet çok yavaşız. Neyseki sen de geldin. Üç kişi iki kişiden iyidir." Jimin elindeki kovalardan birini Namjoon'un eline tutuşturdu ve arkasını dönerek işine devam etti.

" Hey ben kaptanım. İşlerim var benim." Namjoon direttiğinde Jimin ve Taehyung büyük bir zevkle onu duymamış gibi yaptılar. Onlara karşı gelmeyen Namjoon oflaya puflaya yardım etmeye başladı.

Güneş tam tepelerine çıkasaya kadar üçlü bütün işleri halletmiş sonrada bitik bir halde güvertenin tahta zeminine oturmuş konuşuyorlardı.

" Her tarafım ağrıyor. "Taehyung belini esnetmeye çalışırken söyledi. Ciddi anlamda dinlenmeye ihtiyacı vardı. İskeleye yaslanmak bile acı verir olmuştu.

" Günün geri kalanında ayağa kalkabileceğimden emin değilim." Jimin'in sözlerini diğer ikiside başlarıyla onayladı.

" Beni buraya gömün." Namjoon eliyle alnındaki terleri sildi. Şöyle bir durdu ve bugün Jungkook'u akşamdan beri hiç görmediğini farketti.

" Jungkook nerede? " diğer ikisinin cevaplamasını umarak sordu.

"Buradayım."

Üçlü hemen önlerinden gelen sesle başlarını kaldırdılar. Yorgunluktan diplerinde olan Jungkook'u farketmemişlerdi bile.

Elindeki eşyaları yerleştirmeye gelen Jungkook onlara şaşkınlıkla baktı. Üçününde üstü başı dağılmış vaziyetteydi. Ter içinde kalmış görünüyorlardı.
"Ne oldu size?"

Kimse cevap veremeden Taehyung atladı.

"Senin yüzünden ceza aldım. Onlarda bana yardım etti." sesi gerçekten öfkeli çıkmıştı. Onun aksine Jungkook sakinliğini koruyarak başını salladı ve kısaca" anladım. "gibi bir şey geveledi. Taehyung sinirli gözlerini üstünden çekmezken gülümsedi ve Taehyung'un omzunu patpatlayarak " Papatya çağı falan getireyim mi? Sinirin diner. "dedi.

Bu damlayı taşıran son nokta olmuştu. Taehyung bitkin olmasını bir kenara atarak hızlıca ayağa kalktı. Öfkeyle soludu. Ondan ve küstahlığından bıkmıştı.
" Seni öldüreceğim! " Jimin ve Namjoon onu durduramadan Jungkook'un üstüne atladı. Hepsini şaşırtarak Jungkook ani bir refleksle geri çekildi ve elindeki eşyaları yere bırakırken konuştu

"Çok yavaşsın." Taehyung sinirden titreyerek bir daha atağa geçti. Hareketlerini çoktan tahmin eden Jungkook Taehyung'un kolunu yakaladı ayağına çelme takarak onu alaşşağı etti. Namjoon ve Jimin olaylara müdehale edemeyecek kadar şaşkınlıkla izliyorlardı. İkiside oldukları yerde kalakalmışlardı.

Kavga sesleri etrafa fazlasıyla yayıldığından bir kaç yolcu ne olduğunu anlamak için güverteye çıkmış,etrafta fısıltılar dolaşmaya başlamıştı. Meraklı gözlerin onu izlediğini farkeden Jungkook kavgayı daha fazla büyütmek isteyerek konuştu.

" Bu kadar yeter mi Taehyung? Yoksa daha fazla pataklanmak ister misin?" zehir gibi ses tonuyla söyledi.

Taehyung hemen sözlerinin üstüne çıkmaya çalıştı.
" Bir veletten fazlası değilsin." konuşurken yerden destek alarak ayağa kalktı ve Jungkook 'un karşısına tekrardan geçti.

" Bir velet tarafından yere düşürülen sen mi diyor bunu?" dedi Jungkook yarım bir gülüşle. Taehyung' un yeniden atağa geçmesini bekledi.

Düşündüğü gibi aniden üzerine gelen Taehyung'a hiç beklemediği bir yumruk indirdi. Genç oğlan şiddetle sendeleyerek bir kaç adım geriye gitti. Burnundan akan kanı farkedince elini yüzüne götürdü ve sildi.

Artık olaya el atması gerektiğini anlayan Namjoon aceleyle Taehyung'un önüne geçti. Amacı arkasındakinin daha fazla dövülmesini engellemekti.

"Bu kadar yeter Jungkook."

" Başlatan oydu."

"Bitirende sen olabilirsin." Namjoon sıkılı dişlerinin arasından söyledi. Jungkook'un donuk gözlerine baktı ve kafasını "git" anlamında hafifçe salladı. Jungkook bir şey demeyerek arkasını döndü ve yavaşça yürümeye başladı.

Taehyung titriyordu. Daha önce hayatında hiç bu kadar sinirlendiği bir an olmamıştı. Göğsü öfkeyle kalkıp inerken Jungkook'un getirdiği eşyaların arasındaki küçük bıçağı gördü. Doğru düşünemeyecek kadar sinirliydi. Kimse engel olamadan bıçağı kaptı ve hızlıca Jungkook'un arkasından koştu. Namjoon ne yaptığını farkederken Taehyung 'u durdurmaya çalıştı.

"Taehyung dur!"

Namjoon' un sesiyle Jungkook arkasını döndü.

Ne yazık ki Taehyung hemen arkasındaydı ve bıçak göğsüne denk gelirken Jungkook öylece kalakalmıştı.

Bts | Sessiz Fırtınalı Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin