Koltukta Zıplayan Eşek - 1

609 61 68
                                    

Selaamlaarrr

Yeni ficimiz hayırlı olssuunn

Vampire Heart direkt düz yazı olduğu için yazmak zor ve sıkıcıydı, bu sefer bolca texting yazicam, umarım beğenirsinizz

Yorum yazmayı unutmayın lütfeenn

Neyse, hadi size iyi okumalaarrr

*
**
*

*Kim Taehyung*

Saatlerdir masadaki kağıtlar ile bakışıyorduk. Normalde konsantrasyonu kolay dağılan biri değilimdir ama Min-jun'un dünkü ağlayışı gözümün önünden gitmiyordu.

Bu son bir yıldır ayrı bir anne özlemi çekiyordu sanki. Ana okuluna başladığından dolayı olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarının annelerini gördükçe içerleniyor olmalı.

"Baba neden annem beni bırakıp gitti, ben çok kötü bir bebek miydim?" demişti bana. Kalbimin o an bin parçaya ayrıldığını hissettim.

Çocuk aklı işte, suçu kendinde arıyordu. Annesinin onu bırakacak kadar iğrenç birisi olduğunu düşünemiyordu.

O daha 5 yaşındaydı, arkadaşları ile oyun oynaması gerekirken o annesinin onu neden terk ettiğini sorguluyordu. Ve en kötüsü suçlunun kendisi olduğunu düşünüyordu.

Belki onunla severek evlenmemiştik, belki babalarımızın zoru ile evlenmiştik ama Min-jun'u bırakmak zorunda değildi. Terk etmeseydi sadece boşanmak isteseydi gene boşanırdık, ama en azından Min-jun annesini görerek büyürdü.

Düşüncelerimi bozan kapı sesi ile kafamı kaldırdım. "Çalışıyor musun baba?" demişti masadaki kağıtları görünce. "Hayır bebeğim, biraz ara verdim" Dedikten sonra gülümsedi ve bunu dememi bekliyormuş gibi koşarak yanıma geldi. Kucağıma çıktı.

"Neden bu kadar çok çalışıyorsun ki?"
Demişti burukça. Bu kadar çok çalışmam onu üzüyor olmalıydı. "Para kazanmak için babacım.""Ama ben senin yüzünü göremiyorum böyle olunca, bütün babalar hafta sonu çocuklarıyla vakit geçiriyor ama sen her gün eve geldiğinde bile çalışıyorsun."

Haklıydı, son iki senedir daha fazla çalışıyordum. Minik bebeğimi çok aksatıyordum. "Ahh, özür dilerim bebeğim bu kadar üzüldüğünü tahmin edememiştim. O zaman şöyle yapalım, artık pazar günleri bizim günümüz olsun. Bütün günü beraber geçirelim olur mu?" Ellerini çırpıp kocaman gülümsedi. "Evet, bizim günümüz olsun!" dedi heyecanla. Bu gülümsemesi için her şeyi yapardım.

Kolumda ki saate baktığımda saatin 11'i geçtiğini fark ettim. "Uyku saatin çoktan gelmiş hatta geçiyor bile, yarın okul var hadi şimdi doğru yatağa." Min-jun'u kucağımdan indirdim ve elinden tutup odasına götürdüm. Üstünü örttükten sonra başına bir öpücük kondurdum. "İyi geceler bebeğim" "İyi geceler babacım."

Işığı kapatıp odadan çıktım. Eminim ki onunla hafta da sadece bir gün ilgilenmek ona yetmeyecektir. Benim acilen bir bakıcı bulmam lazım. Hoseok hyungun bildiği bir bakıcı vardı, en iyisi ona sormak. Elime telefonu aldım ve Hoseok hyunga mesaj attım.

OpiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin