*
*
roseanne
sevgilim,
belki de ilk ve son kez sana sevgilim
diyebiliyorum
sana bir şey soracağım, beni
hiç sevdin mi?
sadece meraktan soruyorum,
'her şeyi merak etme' diyeceksin,
ama bu son sorum, söz veriyorumseni her şeyden çok sevdiğimi unutma
aslında her şeyin farkındaydım
ödevlerin için beni kullandığını,
yoongiyle aranda bir şeyler
olduğunu, sana yaptığım keki
yoongiye yedirdiğini, her buluşmada yoongi için beni unuttuğunu,
ama bu sefer beni unutma,
tek isteğim, en az yılda bir kere beni
ziyarete gelseni seviyorum civcivim
başka bir evrende kavuşmak dileğiyle
lalisa
hayır roseanne
sakın
yapma
lütfen yapma[iletildi]
*******
Mezarın yanına gelmişti lalisa, aradan bir yıl geçtikten sonra gelecek yüz bulmuştu. Elindeki beyaz gülü toprağın üstüne bıraktı usulca, dayanamayıp kendini de bıraktı toprağın üstüne.
Roseanne'nin toprağına doğru yaklaştı, derince bir nefes aldı, çünkü bu dünyada ona hiç bu kadar yakın olmamıştı. Ondan habersiz akan gözyaşları toprağa karışmaya başlamıştı bile. Lalisa toprağı öpüyordu, kokluyordu, sarılıyordu.
Yüzünü yerden kaldırıp hıçkırıkların gizlemeye çalışarak konuşmaya başladı, "son gün sormuştun 'beni hiç sevdin mi?' diye, sevdim. Seni çok seviyorum roseanne. Sen bile sana yaptığım onca şeyden sonra beni severken ben kendimden nefret ediyorum, keşke orada sen değilde ben olsam" derin bir nefes alıp toprağı okşadı, sevdiğine olan özlemini ancak böyle giderebiliyordu çünkü.
"Özür dilerim sevgilim, sadece bir anlık hevesler yüzünden, seni kırdım, seni mahvettim, beni affet. Seni göremeyecek kadar kör olduğum için özür dilerim" gözyaşları gittikçe daha da çoğalıyordu, durduramıyordu kendini.
Kirli elleriyle saçlarına dokunmaya başladı, sanki roseanne'e göstermeye çalışır gibi, "bak sarı civcivin geri geldi, hala senin sarı civcivinim dimi?" sarı saçlarını toprağın üstüne bıraktı, sanki lalisa da tüm benliğiyle toprağın altına girmek istiyordu.
Saatlerce orada kaldı, ağladı, sarıldı, özür diledi, kendine olan nefretinden bahsetti, sarı saçlarından bi kaç tel toprağın altına koydu. Hava kararmaya başladığında, roseanne'i son kez öpüp sarmaladı, her gün ziyarete geleceğine söz verdi. Gitmeden önce ağzından şu sözler döküldü, "roseanne büyüdüğünde onu da getireceğim. Biliyor musun aynı sana benziyor, gözleri, burnu, ağzı, her şeyiyle seni anımsatıyor. Onu her gördüğümde, ona her seslendiğimde kalbime hançerler saplanırken, bir yandanda huzur doluyorum. Seni seviyorum sevgilim".
Lalisa geriye kalan hayatında her zaman roseanne'i kalbinde yaşattı, onu sevdi. O hayattayken, hayatı ona nasıl zehir ettiyse, o öldüğünde de onu bir o kadar çok sevdi.
*
*
eveettt bitti, bir anda yazmıştım bunu bu yüzden saçma gelebilir
Sizi seviyorum gayler 🏳🌈🏳🌈🏳🌈🏳🌈🏳🌈
![](https://img.wattpad.com/cover/351596978-288-k833180.jpg)