Uzun süre sonra kafenin kapıları bir zil sesi ile açıldı. Prem içeriye girdiğinde sadece bir sırtı kendisine dönük bir kadın duruyordu. Etrafta Boun'a dair işaret bile yoktu. Kadın duyulan zil sesi ile arkasına döndü. Prem onun videodaki kadın olduğunu anlamıştı. Yanına doğru ilerledi. Mahcup bakışlarını gösteren kadın oturması için Prem'e yerini gösterdi.
"Prem memnun oldum. Ben Nin, Bay Boun'un çalışanıydım." Prem kısaca selamını aldı.
"P'Boun nerede?"
"Seni aramak için çıktı. Sonrasında gelmedi. Bana da bir haber vermediği için seni bekledim. Bugün her şeyi, gerçekleri ortaya çıkarmam gerek."
Prem kadının pür dikkat anlattıklarını dinledi. Dinledikçe, duydukça şok geçiriyordu. Nasıl böyle bir oyuna düşmüştü anlamış değildi.
"Anlayacağın her şey Ram'in bir oyunu. Sadece ikinizi ayırmak için yaptı bütün bunları."
"Ben özür dilerim. Boun Bey'e asla o gözle bakmadım. Sadece zorla onun dediklerini yaptım. Özür dilerim."
Kendinden defalarca af dileyen kadına teşekkür edebilmişti sadece. Duyduklarından sonra dili tutulmuştu. Kafeden ayrıldığında defalarca arayan numarayı tuşladı. Fakat duyduğu tel şey biplerin sesiydi. Tekrar tekrar denedi. En sonunda telefon yanıtlandığında heyecanla karşısındaki kişiye seslendi.
"Hey P'Boun. Nerelerdesin?"
"Acaba telefonun sahibini tanıyor musunuz? Çok fazla içtiği için uyandıramıyoruz."
Prem söylenilen adrese gittiğinde Boun masada yatıyordu. Şişelerin arasındaki yüzünde su yolları oluşmuştu. Yanına yaklaşıp yanaklarına dokundu. Kulaklarına adını fısıldadı.
"P'Boun ben geldim."
Hafif aralık gözlerinde Prem'in ifadesini fark ettiğinde gözyaşlarını tekrardan akmaya başladı. Boun kafasını kaldırıp dudaklarını karşısındaki kişiye dayadı. Prem başta şaşırsa da memnuniyetle kabul etti. Bir süre öyle durdular. Boun başını Prem'in alnına dayayıp gözlerine baktı. Az da olsa kendinden bir şeyler görmek iyi gelirdi. Prem derin gülüşünü dudaklarına yerleştirdi. Uzun süredir buna ihtiyacı vardı.
"Ben mi daha iyiyim yoksa Ram mi?"
"Neden bahsediyordun Phi?"
"Ben mi daha iyi öpüşüyorum yoksa Ram mi?" Prem dona kaldı. Boun onun bu halini fark ettiğinde bardağındaki viskiyi tekledi.
"O kadar iyi mi yani? Tereddütte düşecek kadar."
Boun masadan kalkıp çıkışa doğru ilerledi. Prem ise arkasından takip ediyordu. Bir taksiye bindiklerinde evlerine doğru yola çıktılar.
Kapı bir kez daha sessizliğe açıldığında Boun derin bir içe çekti. Kapı girişinde tökezleyen bedenini Prem yakaladı. Odalarına girdiklerinde Boun koltukta yerini aldı. Ayakta durmaya devam eden Prem o günden kalma gibi gözüken etrafı inceliyordu. Daha bavulu bile odanın ortasındaydı.
"P'Boun ben gerçekten ne olduğunu öğrendim. Ben özür dilerim. Sana güvenmediğim, başkalarına inandığım için."
Boun ortadaki masada duran şişelerden birini daha yudumlamaya başlamıştı bile. Prem'in dediklerine kısaca başını salladı. Gözlerini iri hareler ile buluşturup şişeyi bir kenara fırlattı. Parçalanan cam sesi ile irkildi Prem. Boun ayaklanıp yanına yaklaştığında birkaç adım geriledi.
"Soruma hala cevap vermedin Prem."
Ram ile öpüşmelerini gördüğünü anlamıştı. Ram orada öyle yaptığında Prem sinirlenip suratına tokadı geçirmişti. Bir daha görüşmemek üzere de ayrılmıştı. Şimdi Boun bunları bilmeden daha çok üzerine geliyordu. Prem yüzüne bunları anlatacak değildi. Sıkıca karşısındaki zorla ayakta kalan bedene sarıldı.
"Boun kimse senden iyi olamaz. Ben sadece seni seviyorum. Onun yaptıkları canını yakmasın. Ben yanında duracağım."
Boun sırtındaki ellerin sahibine sarılırken daha çok ağlıyordu. Bedeni daha sıkı kavradı. Uzun aradan sonra dudaklarına susamış dudakları daha fazla beklemedi. Anında birleştiklerinde derin öpüşlerin sesi kulaklarına ulaşıyor, zevkten dört köşe olmalarına neden oluyordu. Tozlanmış çarşaflar üzerindeki beden defalarca kendisini sevdiğini fısıldamıştı. Uzun süre sonra beraber yattıkları bu yatak sıcacık hissetmelerini sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Yılın Ardındakiler
FanfictionYavaşça açılan kırmızı gözler karşısında birbirine karışmış sarı saçlar ve dolu dolu kendisine bakan gözler gördüğünde biraz parıldadı. Prem başını masadan kaldırıp uyuşmuş kollarını karşısındaki kişinin boynuna dolamak istedi bir an. Ama yapamadı...