{3} ZeyZeh

183 47 4
                                    

Bi gardiyan gelir ve Sadettinin eşyaları olan çantayı ona verir

Sadettin çantayıda yanına alıp soyunma odasına girer oda tek kişilik bi kabindi

Çantadaki telefonu çıkarır ve 'Tavşan' kişisini arar

...

~Simge - Hande Katipoğlu~

Simge telefonla konuşarak salona girer

Telefonun diğer ucundaki Salih
"Kızlar nasıl?"

Simge oyun oynayan Zeynep ve Zehraya bakıp
"Mütişler sadece seni özlediler aynı ben gibi"

Salih "Bi kaç aya çıkıcam o zamana kadar dışarı sende"

Simge "Merak etme sen kendine dikkat et" der ve vedalaşıp kapatırlar

Simge silahları kontrol etmeye giderken ZeyZeh yine kendi masal alemlerinde oynuyolardı

ZeyZeh 2.5 yaşında ikizlerdi , yaşlarına göre minik boyları , koyu siyah gözleri , minik düz burunları , ayrımsız ceneleri , annelerine çekmiş olan uzun koyu kiprikleri , kahveyinin koyu tonunda saçları SalSim'in birleşiminin en güzel haliydi

Ama bir birlerine benzedikleri kadarda farkları vardı . Mesela Zeynepin teni Zehradan bi ton açıktı . Zehranın alnı Zeynepinkinden bi tık büyüktü .

Salihin her zaman dediğine göre Zeynepin gözleri kediyi Zehranınki ise ceylanı anımsatıyodu

Hele karakterleri : Zeynep çabuk küser iki dakika ağlar sonra barışardı , çabuk korkardı , sulu gözdü . Zehra ise cesurdu hep hoplar zıplardı , ağlaması imkansız gibiydi

En büyük farklarıysa Zeynepin tiki vardı Salih her kahkaha sesini duymak isteyince Zeynepin karnına dokunur kıdıklarmış gibi yapardı . Zehranın ise tiki yoktu ama gülmeye başladısa saatlerce durmazdı

...

Sadettin telefon konuşmasını bitirince çantasına atar ve çantadaki diş fırçası kamufulajlı şişi ceketinin cebine atar

Daha sonra minik bıçağı bordo mendilinin arasına koyup sol göğsündeki cebe sokar

Sadettine dışarı çıkıp çantasını üst ranzaya atıp Cumalinin oturduğu masaya sandalye çekip oturur

Çaycı Sadettine çay servisi yapar

Sadettin çayı içmemişten önce bardağı hafifce burnunun önünde koklar ve zehirli olup olmadığını kontrol eder

Daha sonraysa çayını içip
"Eee siz kimsiniz?" der sağ gözünü kırpar

Cumali göğsünü kabartarak
"CUMALİ KOÇOVALI"

Sadettin "Haa siz Koçovalı mısınız?"

Akın "Tanıyo musun bizi?"

Sadettin gülme hussini içinde bastırıp ciddi tonunu korumaya devam eder

Sadettin "Ortağı Ahmet Karacayı yanlışlıkla öldüren İdris Koçovalı değil miydi sizin babanız?!"

Cumalinin kabaran sinesi yatışır , cevaplamaz soruyu

Bu sırada Paşanın yolladığı adam gelip
"VARTOLU SADETTİN SEN MİSİN?"

Sadettin adamın önüne dikilip
"Sana ne?"

Adam "Seninle bi konuşalım mı?"

Sadettin "Fouck you"

Adam "Sana konuşalım dedim"

Sadettin omuzlarını kaldırıp geri çekerek şıklattıktan sonra adamın boğazından tutup duvara yapıştırır ve ayaklarını yerden keserek havara kaldırır

Sadettin "Ben seninin yanına gelmediysem benim muattabım değilsin anlamına gelir " der ve adamı savurup bi köşeye atar

Sadettin esgi ciddiyyetiyle yerine oturup
"Siz niye düştünüz içeri?"

Cumali adamın gözlerine bakarak
"Sen niye düştün" der Sadettinin sorusunu es geçip

Sadettin "Adam öldürdük mühebbet verdiler"

Akın "Kaç kişi ve nasıl?" der çünki kendiside aynı şeyden girmişti ama hiçte mühebbet yememişti

Sadettin "Tek kişi , kemerle boğarak"

Cumali "Bi kişi mi öldürdün sadece?" der dalga geçercesine

Sadettin "En son yüzlüklere geçince bıraktım saymayı ama onlar sadece birini biliyo binlercesinden" der kare bi gülüşle


LOLO YAPIYO √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin