-Bölüm 9-

271 18 13
                                    

-selam ilk önce bi şey söylemem lazım sonra geçicem hikayeye

artık okullar açıldığı için günde bir ya da iki bölüm felan atacağım ve genel olarak bu kurgunun çok tuttuğunu sanmıyorum bu şekilde giderse kısa kesip 3-4 bölümde final yapmayı düşünüyorum.

ama eğer tutarsa baya uzatabilirim (yazmaya baslarken baya uzun bir sekilde hayal etmistim baya olayli felan).

yani bu sekilde yorumlarda konusalim asklarim 💗

simdiii devam ediyoruzz

somun zengin ihtiyara selam vererek yanından ayrılır.
koşarak hananın yanına gider.

somun: hanaa hanaa çantanı hazırladın mııı ?
hana: (somunun heycanına gülerek) hazırladım hazırladım
somun hananın elinden tutar.
somun: hadi gidelim
hana: ama dur diğerlerine haber vermedik
somun: ben hallederim onu
somun hanayı çekiştirerek arabaya doğru götürür.

arabaya geldiklerinde tam somun centilmenlik yapıp hananın kapısını açacakken hana gözlerini devirerek kendi kapıyı açıp arabaya girer.
somun hananın bu hallerine bayıldığı için sırıtarak kendiside sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırır.

somun: ee şimdi bu gideceğimiz yer biraz uzak olabilir bu yuzden istersen uyuyabilirsin
hana: neler çeviriyorsun acaba
somun güler ve hiçbir şey söylemeden yola çıkarlar.

-1 saat sonra-
somunun arabayı tam sahile sıfır olan bir küçük evin önüne çektiğini gören hana şaşkınlıkla somuna bakar.
somun:(gülerek) beğendin mi
hana: ciddi misin sen
hana arabadan çıkıp sahile doğru koşarken somunda gülerek onun peşinden koşar.

tam hana denizin dalgalarının bittiği noktada dururken somun arkadan hanaya sarılır.
hana gülerek ellerini somunun ellerini üzerine yerleştirir.
1 dakika boyunca o şekilde manzarayı seyrettikten sonra hana somuna dönüp gözlerininin içine bakarak ellerini somunun yanaklarına koyup
hana: seni seviyorum somun-ah

somun hanadan ilk defa bu iki kelimeyi yan yana duyduğu için şaşırmış bir şekilde
somun: he
hana gülerek somuna sarılır.
hana: (somunun yanaklarını sıkarak)
ah cidden aptalsın
mun halinden memnun bir şekilde hanaya bakarken
somun: hadi içeri geçelim ya baya esiyor bura
mun arabadan çantaları aldıktan sonra içeri geçerler.

hana: vay canına çok hoşmuş burası
hana içeriyi incelerken somun çantaları kenara koyup yatağa geçip camdan dışarıdaki deniz manzarasını izler.
hana somunun yanina uzanıp o da manzarayı izlerken
hana: nerden aklına geldi böyle bir yere gelmek
somun: seni biraz uzaklaştırmak istedim kafan çok karışık görünüyordu hemde bazı şeylerden emin olmanı istedim biliyorum hala içinde bir korku var ya diğerlerine bir şey olursa diye ama bunu düşünerek yaşarsan yaşayamazsın countersın diye aşk ,üzüntü ,mutluluk bunları gizli ya da içinden yaşamamalısın
hana hiç bir şey demeden yatakta doğrularak bağdaş kurup mun'u dinlemeye devam eder.
mun da yataktan yere çöküp hananın dizlerine kafasını koyarak konuşmasına devam eder.

somun: o ilk counter olduğum zamanda asansörde yaşadıklarının bir kısmını duyduğumda anlamıştım bu şekilde sorununu yada mutluluğunu içine atarak yaşadığını.
hana: (somunun yanağını okşayarak) somun-ah kaçırdığın bir şey var biz counter'ız eğer bir gün sana bir şey olursa ya da bana ve bunu engelleyemezsek ne yapacağız her defasında bununla yüzleşmek zorunda kalırız
tamam şuan en güçlü sensin ama ma juseok'u hatırlamıyor musun katıksız kötü bir ruh bizi hatta seni ne kadar zorlamıştı bundan daha zorları da olacak ve birimiz buna yenilirse o aci her defasında daha çok canımızı yakacak ben bir daha sevdiğim birisinin gözlerimin önünde ölmesini kaldıramam

somun hananın elini tutup dolu gözleri ile hananında dolu gözlerinin içine bakarak
somun:(gülmeye çalışarak)
ama ma juseok'u yendik hiç kimseyi kaybetmeden yendik tamam çok zordu hatta hepimiz ölüyorduk ama başardık
hanada zorla gülmeye çalışır.
somun: (burnunu çekerek) hem hepimiz bir olduğumuzda bizi yenecek kimse yok ki (derince nefes alarak) hana yapma bunu tam mutlu olacakken her şeyi bitirmeye çalışma lütfen
somunun sonlara doğru sesi kısılarak gözünden bir damla yaş firar eder.

hana somunun gözlerinin içine bakar ve yavaşça mun ile dudakları arasındaki mesafeyi kapatır.
ikili yavaşça öpüşürken ikisininde gözlerinden akan yaşlar birbirlerinin yanaklarında birleşir.

mun hanadan ayrılmadan yavaşça yanına geçerek hanayı yatak başlığı ile arasına alır.
ikilinin öpüşmesi daha da derinleşirken iki saniyelik nefes almak için ayrıldıklarında birbirlerinin gözlerinin içineki özlemle karışık şevhetle yanarlarken mun ileri gitmek için hanaya soru sorar bir bakış atar.

hana gözleriyle mu'nu onaylar.
mun tekrar dudaklarını birleştirip yavaça hananın üstündeki bol gömleğinin düğmelerini açarken
hanada mun üstündeki tişörtü çıkartması için ona yardım ediyordu.

bir süre sonra komple çırılçıplak kalmışlardır.
mun hananın utanmaması için gözlerini onun gözlerine kenetlemiş bir şekilde hareket ederken
canını yakmak istemediği için ilk hamleyi hananın yapmasını bekler.
hana yavaşça mun'un kucağına çıkarak kendini mun'a bırakır.
mun hananın aklının karışıklığını unutması için kulağına sürekli onu ne kadar sevdiğini ve güvendiğini fısıldayarak hanayı baştan çıkarır.


(ananı sikeyim ne kadar zormus sunu yazmak)

-1 saat sonra-
yorgunluktan biten iki yatakta uzanırken denizin manzarasını izler
ve bir süre sonra somun hananın saçını okşarken ilk hana sonra da somun uykuya dalar.

-
Bölüm sonuuu
ay valla baya düşünerek yazdım tam kişiliklerine uyan bir birliktelik olsun diye anca bu kadar uydurabildim başta da dediğim gibi devam etmesini
istiyorsan ya da 3-4 bölüm de final olmasını istiyorsanız yorumlara yazın ki ona göre karar vereyimm
oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayınn
sizi seviyorumm
💗💗💗🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻

the uncanny counter (hana & somun ver.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin