geçen beş gün içinde kurbanlar sırasıyla verilmiş, aynı yolun yolcusu olan Taehyung ve Jimin ise bu beş gün içinde nasıl kurtulacaklarını planlamıştı. 6. kurbanın Taehyung olması Jimin'in fazla tedirgin olmasına sebep oluyordu.
ömür gibi geçen beş gün içerisinde fazla ısınmıştı esmer adama.
odadaki çarşafın sökük ipliğiyle söke söke yaptığı yumağı genç oğlana verip tembihledi. "labirent çıkışına kimseye çaktırmadan bağla bunu ve ne olursa olsun kaybetme ucunu.. ölmek yok Taehyung. sağ salim dön ve sözünü tut, kurtar beni."
avucuna minik ellerle bırakılan yumakla gülmüş, bir kaç dakika sonra gardiyanların onu yaka paça belki de ölümüne götüreceği yeri bir kez olsun düşünmeden ona göre küçük kaçan bedene sarılmıştı. kolları sıkı sıkıya beline dolanırken, Jimin ilkte hareketsizken sonradan esmerin sıcaklığının farkındalığıyla parmak uçlarında yükselip kollarını geniş olmuzlardan geçirdi.
bir olmuşlardı şimdi.
belki iki belki üç dakika süren sıcak sarılmanın ardından her ikisi de ayrılmak istemese de ayrıldı. ve o dakika mahzenin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. ellerinde mızrak kalkan olan iki askerin ardından gardiyanlar içeri girdiği gibi Taehyung'un kollarına girdi.
"kendim giderim, sürüklemeyin lütfen. pantalonum aşınıyor."
"bir kaç saat sonra öleceğini hesaba kat. pantolonu düşüneceğine önce canına odaklan sen." gardiyanın kulağına doğru fısıldadığı şeylerle dikeldi, hiç umrunda olmamış gibi kendi isteği ile sürüklenmeden mahzen çıkışına adımladı. olan biteni sessizce izleyen Jimin en sonunda dayanamamış askerin kapatmak üzere olduğu kapının ardından "ölme Icarus!" diye bağırmıştı.
bunu duyan Taehyung ise gardiyanın kavradığı kolundan eline, avucunun içinde sımsıkı tuttuğu ip yumağına bakarak yine ve yine gülmekle yetinmişti.
. . .
labirent girişine askerler tarafından atıldıktan sonra Jimin'in dediğini yapmış çıkıntılı tuğlaların arasına ipi bağlamıştı. askerler gitmeden önce son istek adı altında bir hançer istemişti. ölüme giden adamın bu isteğini kıramayan askerlerden biri belindeki hançeri çıkarttığı gibi Taehyung'a vermişti.
bir elinde ip yumağı, diğer elinde tetikte bekleyen hançeri vardı. temkinli adımlarla ilerlerken, labirentin içinde her attığı adımla dayanılmaz kokunun burnuna buram buram dolmasıyla yüzünü ekşitti. leş kokuyordu. bastığı yerlerden katır kutur gelen sesler ise, kemik kalıntılarına aitti.
tabi adam bunu fark edemeyecek kadar öldüreceği lanetli varlığa odaklanmıştı.
biraz daha kayboldu, biraz daha indi labirentin en derinlerine. sonra soluk sesleri duydu. hızlı alınan nefesler alındığının aksine yavaşça veriliyordu. karanlık yapının duvarlarında her bir soluğun yankılanmasıyla Taehyung canavara biraz daha yaklaştığını hissetti.
iki dar birbirine bakan duvarın ardından cüssesiyle hayret ettiği yarı insan yarı boğa Minotauros çıka geldi. boğa kafası, insan gövdesi ve boğa toynaklı ayaklarıyla lanetin var olma nedeni gibi duruyordu dimdik. büyük bir yutkunmayla baktı canavara Taehyung.. efsanelerde bir tek ense köküne yapılan sağlam bir darbeyle ölebilecek kralın lanetli oğlu, an itibariyle yüreğine korku serpmişti.
sözünü tutmak istiyordu. kendi canı pahasına olsa dahi son kurban kendi olacaktı. Jimin'in yamyamca öldürülmesini istemiyordu. zira fazlasıyla narin bir yapıya sahipti sarı saçlı adam.
kırmızı rengi gören boğalar gibi kuduran Minotauros, ayaklarından aldığı güçle esmere atıldı. bunu fark eden Taehyung eğildiği gibi canavarın bacak arasındaki boşluktan kurtulmayı başardı. bu sırada elindeki ip ise yeri boylamıştı. hançeri sımsıkı tutmaya devam ederken arkası dönük canavara doğru koşmaya başladı. hançeri ensesine doğru hizaladığı an, Minotauros ona doğru dönüp hançeri tuttuğu elini kavradığı gibi Taehyung'u labirentin bir köşesine fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
icarus. ─vmin✓
Fanfictionhavadan düştün ve kanatlarını kırdın, tıpkı her seferinde yaptığın gibi. yeni bir çift yaptın kırık şeylerden, her şeyi bir kez daha denemek için. hemen yukarıya tırmandın en yüksekteki zirveye çıktın.. ve sınırlarına ulaştın aradığın dünyanın. yüks...