İlk Karşılaşma

123 12 36
                                    

Horror'un gözünden

     Market arabası tamamen dolmuştu ama ben daha alışveriş listemdekilerin yarısını almıştım. Azcık da tadını merak ettiğim şeyleri almıştım. cebimden alışveriş listesini çıkarıp sıradaki almam gereken şeye baktım. Çilek reçeliydi.

     Reçellerin olduğu tarafa ilerledim. Arada bir de gözüme değişik ev eşyaları takılıyordu. değişik değişik eşyalar vardı kim bunlara para verir ki, ben tabi ki. Reçel reyonuna geçmeden önce ev eşyaları kısmına ilerledim ve reyonların arasında gezinmeye başladım. 

     gezinirken gözüme bir bok tanesi çarptı, pardon küçük bir insancık demek istedim. üst raftaki saate uzanmaya çalışıyordu. onu incelemeye başladım. Mavi ceketinin kapşonunu kafasına geçirmiş bu sıcakta kırmızı tozlu bir atkı takmıştı, civciv çıkarıcak herhalde.

     Onu azcık ittirip önüne geçtim ve saate uzandım, saati elime alıp ona uzatınca geri çekildi, tırstı herhalde. sakin kardeşim insan yemiyorum.

     Konuşmayı beceremediğim için bir şeyler geveledim.

Horror: bunu istiyordun, galiba

     Bir bana birde saate baktıktan sonra elimdeki saati alıp yere koyduğu alışveriş sepetini aldığı gibi gitti. Ne kadar kaba insanlar var. İnsan bir teşekkür eder.

      Onu umursamamaya çalışarak reçellerin satıldığı reyona gittim. Reçel reyonuna gidince ilk gözüme çarpan yine o oldu. Yine üst rafa yetişmeye çalışıyordu. Kısa boylu bücürük. Çocuk desem değil. Boyu hiç bir rafa yetmiyordu.

      Bu sefer onun bana davrandığı gibi davranacaktım. Yavaş adımlarla yanına gidip uzandığı çelik reçelini alıp kendi alışveriş arabama koyup arkama bakmadan gittim. yaşasın kötülük 

     Alışveriş listemdeki her şeyi almıştım, artık kasaya gidebilirdim. Kasaya gelmiştim ama sıra fazlaydı. Bende de sabır denen bir şey yoktu.

     Önümdeki eleman durmadan konuşuyor yanındaki ise kollarını birbirine bağlamış kafası aşağı eğik bir şekilde bekliyordu. Konuşan kişi arkasına bakınca göz göze geldik. Gözlerinden siyah bir sıvı akıyordu, gözlerinden akan seyler bana bok gibi geldi ama neyse. Gözlerimi kaçırınca geri arkadaşına dönüp konuşmaya devam etti.

   Arkama bakınca elinde sepeti ile gelen bana kaba davranan kişi kafasını yere eğik bir şekilde yürüyordu. O'da arkama geçip sıra beklemeye başladı.

      Bekledikçe benim sabrım azarlıyordu. Sabrımın azalması bir yana önümdeki eleman durmadan yüksek sesle ya şarkı söylüyor ya da konuşuyordu.

?: sessiz ol artık, burda kimse seni dinlemek zorunda değil

      Arkamdan gelen sesle irkildim. Arkama bakınca bana kaba davranan kişi önüme geçip gözünden siyah sıvı akan kişinin önüne geçti. Abo şimdi kavga çıkacak.

? : dinleme o zaman velet, ben sana mı anlatıyorum HUVE( sinirli hesap sorma)

     Ben buna bence geveze diyeyim, gevezenin yanındaki inek gibi giyinen kişi, Gevezenin omzuna elini koydu. Ve ona bakmasını sağladı.

? : bence biraz sessiz anlatabilirsin. Herkes gürültüyü sevmez

      İnek gibi kiyinen şahıs konuşup, gevezenin omzundan elini çekti. Bana kaba davranan cüce ise, geveze ile daha fazla muhatap olmamak için arkama sırasına geçti.

       Geveze önüne dönüp ineğin beline elini koyup onu kendine yakınlaştırdı. Arkadaş değiller galiba, sevgili olabilirler. Neyse bu beni ilgilendirmez, şaka şaka ilgilendirir.

     Sıra sonunda bana gelmişti, ağaç oldum valla şimdi meyve vericem. alışveriş arabasından teker teker aldıklarımı çıkardım. Ve eşyaları poşete koymak için kasanın diğer tarafına doğru ilerledim. Baya bir şeyler aldığım için poşete yerleştirmek çok zor oluyordu.

      Sonunda esyaların hepsini sepete koyup marketten çıktım. Marketten çıkınca gözüme ilk çarpan inek ve geveze motora binip uzaklaştığıydı. Bunlar kesin sevgili.

     Poşetlerin ağırlığı ve sıcak hava yüzünden bir bok tanesi gibi hissediyordum. Yürürken beş  dakika da bir mola verip öyle ilerliyordum. Tam bir işkence. Artık daha fazla dayanamayacağımı anlayıp gölge bir yere geçip kaldırıma oturdum.

     Oturduktan sonra poşette akşam için aldığım siyah kolayı çıkarıp kafama diktim. Kola tek gitmediği için aldığım çekirdeği çıkarıp çitlemeye başladım. Dedikoducu teyzelere benzedim iyice.

     Etrafa bakınca bana kaba davranan kişiyi gördüm, acaba buna ne desem. Kayıp götlek emo. Ellerindeki poşetleri zar zor taşıyordu, bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Hem bu sıcakta kapşon takmak ve atkı takmak hangi kafa? Aha buldum uzaylı bu, uzaylı emo.

     Uzaylı emo benim gibi yorulmuş olacak ki poşetleri yere bırakıp ellerini dizlerine koyup kafasını aşağı eğdi. Bir kaç dakika o pozisyonda kalıp doğruldu. Kafasını kaldırıp etrafa baktı. Bana bakınca bir an gözlerimiz birbirine değdi, hemen kafamı başka tarafa çevirip siyah kolamdan bir yudum aldım.

     Adım sesleri duyunca çaktırmadan ona baktım benim olduğum kaldırama yaklaşıp az uzağıma oturdu. Önüme dönüp posetten bir kaç atıştırmalık çıkarıp bir yandan yiyordum bir yandan da çaktırmadan onu izliyordum.

     O'da benim gibi poşetten su çıkarıp içmeğe başladı. Daha yeni fark ediyorum Küçüktü, ortaokul çocuğu gibi. al bunu bebek diye sev. azcık daha onu daha incelemeye karar verdim, bir öküz gibi ona bakmaya başladım.

?: BANA BAKMAYI KES ARTIK

     Yüzüme bir hışımla bakıp bana bağırdı, böyle bir çıkış beklemediğim için ani bir refleks ile kafamı diğer tarafa çevirdim. Hem utandım hem de kızdım, bağırmasının anlamı yoktu. hayvan.

     Bir kaç dakika daha oturduktan sonra ayağa kalkıp üstüme çekidüzen verdim ve poşetleri alıp uzaklaştım. yazı hiç sevmiyorum, alın bu bilgiyi de totişinize sokun.

     Eve varınca ve hemen mutfağa ilerledim. Telefonumu evde bıraktığım için bildirim gelmiş mi diye baktım. El işlerine bu aralar merak saldığım için geçici bir örgü kursuna kayıtlı olmuştum, ordan tanıştığım bir arkadaşım mesaj yazmış.

Error: yarın kurs var mı?

Horror: yok ama yarın boşsan birlikte kafeye gidebiliriz

Error: tabii ki de hayır

Horror: örgü de öreriz ve hesaplar benden

Error: tm.

Horror: saat 2 de göte şaplak kafede buluşalım.

      Mesajıma görüldü atıp çevrimdışı oldu, Bende aldıklarımı buzdolabına yerleştirmek için poşetleri uzandım. Bütün aldığım şeyleri dolaplara yerleştirip kendime bir ziyafet hazırladım. Yemeğimi yedikten sonra odama çıkıp gardırobumu açıp yarın için ne giyeceğimi düşündüm.

      Genelde dışarı çıkan biri olmadığım için dışarı çıktığımda özenle hazırlanırdım. Lacivert oduncu gömleğimi, siyah tişörtüm ve kahverengi kumaş pantolonumu yatağıma üstüne koydum. Hepsi kırış kırıştı, biraz öküzüm. geri kalan işleri halledip uyumaya geçtim 


(Naber, nasılsınız

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Benden bu bölümlük bu kadar.
Diğer bölümde görüşmek üzere

Senin İçin Yaratılmışım ||HorrorDust||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin