Kutlama vakti iyice yaklaştığında kutlamanın yapılacağı yere ortak bir noktadan servis bizi almıştı. Buluştuğumuz andan itibaren Mile'nin bana olan sevimli bakışlarına karşılık vermekten kendimi alıkoyamıyordum.
Mesajlaşmamızdan sonra bana cevap olarak sadece beyaz bir kalp atmıştı ve 'akşam görüşürüz' yazmıştı. Şu an onunla bakışmamla anladığım kadarıyla da aramızdaki konuşmadan hayli utanmış ve sanıyorum ki hoşuna gitmişti (lütfen..).
" Ebrar Hanımlar otobüse binmeyi düşünürler mi acaba?" Hande'nin sesi düşüncemi böldüğünde ona bakıp suratımı buruşturdum.
" İlerle Handancım bekleme yapma kafanı ısırmak istemiyorum!" dediğimde aman aman diyerek kendini otobüse atmıştı. Onun ardından ben de otobüse bindiğimde gözüm direkt her zamanki gibi Zehra ile oturan Mile'ye kaymıştı. Göz göze geldiğimizde minik bi sırıtışla ona göz kırptığımda asla beklemeyeceğim şeyi yaptı ve bana eliyle öpücük yolladı.
Bu tatlı hareketi karşısında bu sefer utanan taraf ben olurken uslu bir çocuk olup yerime oturdum. Otobüs hareketlendiği an derin bir soluk verip bir an önce şu kutlamanın bitmesini diledim ve kutlamadan sonraki parti için kendime biraz enerji diledim. Evet, diledim. Çünkü kendimi hem fiziksel hem de mental olarak o kadar yorgun hissediyorum ki şu an beni otobüste bırakıp kutlamaya onlar gitse anında kabul ederdim. Fakat böyle bir şansım yoktu, o kutlamaya gitmek zorundaydık.
.
.
.
.Geçen bir sürenin ardından çoktan kutlamanın yapılacağı yere gelmiş, isimlerimiz anons edildikçe seçtiğimiz şarkılar eşliğinde sahneye çıkıp bizleri destekleyenleri selamlıyorduk. Bulunduğum ortam her ne kadar komik ve garip gelse de bizi sevenlerle bir arada olmak kesinlikle iyi gelmişti.
Birden çalmaya başlayan Malatya türküsüyle daldığım yerden kafamı kaldırdım ve gözlerim hemen Mile'yi buldu. Sanki doğduğu andan beri oyun havasına hakimmiş gibi dans etmesi beni yeniden kocaman gülümsetmişti. Onunla ilgili her şey bir yana dans ederken girdiği hal ve kıvraklığı, ettiği dans ne olursa olsun gözüme hep çok çekici geliyordu çünkü.
Aradan geçen bir sürenin ardından sahneden indiğimde kısa süreli de olsa da eğlenmeyi bildiğimize emin olmuştum. Onu sahnenin önüne atmam, beraber dans etmemiz, onun kafasına konfetileri atmaya çalışmam ve özellikle el ele tutuştuğumuz an... Sanırım zamanın durmasını istediğim nadir anlardan birindeydim o an. Çünkü tüm saflığıyla her şeyi olağan akışında yaşıyorduk ve anın keyfini çıkarıyorduk. Ne ara onun hakkında böyle düşünür olduğumu asla bilemesem de artık kabullendiğimi düşünüyordum. En azından bunu kendime sürekli hatırlatıyordum 'sen ondan gerçekten hoşlanıyorsun ebrar'...
"Ebrar gerçekten nasıl bu kadar dalgın olabilirsin anlamıyorum. Alooo,dünyadan Ebrar'a." Zehra'nın omzumu dürterek söylenmesiyle kafamı ona çevirdim.
"Maalesef Zezecim uçak yolculuğunda herkes senin kadar rahat uyuyamıyor. Yorgunluktan bayılmadığıma dua et kızım." Sözlerimden sonra gözlerini devirip benimle uğraşmayı bıraktığında ben de etrafıma bakıp nereye gittiğimiz hakkında fikir edinmeye çalıştım. Mile Hande ile beraber önümüzden gitmişti ve şu an onları da göremiyordum zaten.
.
.
.
Parti alanına giriş yaptığımızda çoktan bizleri bekleyen kocaman bir pasta ve birçok yakın dostumuz oradaydı. Bizi kocaman alkışlar tezahüratlarla karşıladılar ve teker teker hepimizi tebrik ettiler. Kafam kazan gibi olduğundan onların burada olması beni her ne kadar mutlu etse de şu an evimde olup yanımda tek bir kişiyle beraber kafa dinlemeyi her şeye yeğlerdim. Çünkü onunla olmak ve beraber geçirdiğimiz her an sanki tüm yorgunluğumu alıp götürecekmiş gibiydi. Ama sanırım Mile'nin benimle aynı fikirde olduğunu şu an için hiç düşünmüyordum, çünkü halinden gayet memnun görünüyordu. Çoktan birileriyle dans etmeye başlamış gelen tebrikleri alarak keyfine bakıyordu. Ona karşı gösterilen ilgi hoşuna gitmişti, sevimli gülümsemesi ve tavırlarından bunu bariz bir şekilde anlamıştım. İçimdeki burukluğa ve minik kıskançlığa rağmen kendimi silkeleyip bu duruma bir son verdim, her ne kadar durgun olsam da sonuç olarak gün boyu somurtup duramazdım." Bize o kadar güzel bir yaz yaşattınız ki Ebrar, sizinle gurur duymamak elde değil aşkım!" Zehra'nın abisinin sevgilisi Deniz'in coşkulu sesine aynı şekilde karşılık vermiştim.
" Ah Deniz Hanım sizleri böyle mutlu edebildiysek ne mutlu bize." bolca kahkaha ile geçen sohbetten sonra biraz çevreme bakındım ve gözlerim bana doğru güle oynaya gelen Mile'ye takıldı.
"Hey, parti başladığından beri yan yana olması gereken ikili nasıl bu kadar uzak kalabilir. Benden mi kaçıyorsun yoksa ha?" sözlerine karşılık gözlerimi kısıp meydan okurcasına konuşmaya başladım.
" Mile Hanım insanlardan beni görmenize vakit kalmadığını düşünmüştüm halbuki ben de. Aklınıza geldiğim için gerçekten şaşkınım şu an." aniden ellerini yanaklarıma çıkarıp suratını bana yaklaştırdığında nefesimin tam anlamıyla kesildiğini hissettim ve şaşkın bir şekilde ona baktım.
"Aklımdan çıktığını düşünmen aynı şu an senin olduğun gibi beni şaşırttı açıkçası Küçük Jeneratörüm. Seni görmeye her zaman vakit ayırırım ayrıca Ebrar. Asik olsun yani." son cümlesine kadar onu nefes alamadan dinlerken son söylediği şeye yüzümdeki ellerini kavrayarak büyük bir kahkaha atmıştım. Ona bunu öğrettiğim için anlık olarak gerçekten kendimle gurur duymuştum, çünkü bunu her ne kadar yanlış söylese de söylerken o kadar sevimliydi ki onu öpme isteğimi son anda bastırmıştım.
"Sana öğrettiğim şeyleri bu şekilde kullanman o kadar komik ve tatlı ki Mile, öğreteceğim daha çook şey var tamam mı?" kafasını sallayarak beni onayladığında yanaklarını hafifçe sıkıp aniden ona sarılmıştım. O an içimden geldiği gibi davranmak istemiştim ve karşılığını almam da hiç uzun sürmemişti.
"Seninle geçirdiğim zamanlardan gerçekten çok keyif alıyorum Ebrar. Hatırlamak istemesem de resmen birkaç gün sonra ayrılacak olmamızı kendime inandıramıyorum. Sana çok alıştım." yüzümdeki buruk ifadeyle onu dinlerken o söyleyene kadar bunu hiç düşünmemiş olmak kafama öyle bir dank etmişti ki tam şu an üzüntüden oturup ağlayabilirdim. Partide olmamızı ve bunu düşünüp kendimizi üzmenin yeri olmadığından onu güldürmeye çalıştım.
"Hadi ama Mile başına bela olduğumu biliyorsun dimi? Gerekirse Rusya'dan Çin'e her gün seni arayarak kendimi hatırlatırım lütfen bunu dert etme canım." yüzünü şekilden şekle sokup beni onayladı.
" Beni her gün aramazsan ben seni arayacağım ve seni sürekli ben rahatsız edeceğim haberin olsun Jeneratörüm." ben de onu gülümseyerek onayladım ve beni dj kabinindeki Hande'nin yanına doğru götürmesine izin verdim.
.
.
.
.Şu ana kadar gerçekten her şey harika ilerliyordu. Mile ile deli gibi dans etmiştim, alkolün verdiği gevşemeyle kendimi çok daha iyi hissediyordum. Çoktan kafayı bulmuş olan Zehra ve Hande ikilisini onlara göz kulak olması için Deniz'in yanına getirmiştim ve bir sonraki sarhoşumuz Mile'yi alıp artık mekandan ayrılmamız gerektiğini Deniz'e söyledim. Çünkü saat çoktan gece yarısını geçmişti ve mekanda sadece biz kalmıştık.
"Mile hadi bakalım sarhoş bebek gitmemiz lazım."onu kolundan tutup nazikçe bulunduğu yerden aldığımda itiraz edecek hali bile yoktu.
"Ebrar bugün hiç bitmesin istiyorum. Biraz daha beraber vakit geçirsek olmaz mı?" kafasını omzuma yaslayıp kolumdan aldığı destekle yürürken söylediği şeyler beni gülümsetti. Çıkışa doğru yürürken onun sorusunu yanıtladım.
" Beraber olacağız zaten Milem. Bu saatten sonra eve gidemem ben de sizinle bir geleceğim merak etme." yüzündeki gülümsemeyi gördükten sonra içim rahat etmişti ve konuşurken çoktan Zehraların yanına gelmiştik. Mile'yi arabanın arka koltuğuna dikkatlice oturtup yanına bir güzel kuruldum ve kapıyı kapattım. Araba çalıştığında Mile yanıma doğru kayıp başını omzuma yasladı ve gözlerini kapatmadan önce uyandığında bunu hatırlaması için her şeyi yapabileceğim şeyi söyledi.
"Seni seviyorum ve bu an hiç bitmesin istiyorum Ebrar."
.
.
.
.Herkese selam. Çok uzun zamandır yazmadığımın farkındayım, üzgünüm. Ama bir şeye yazmaya başlamaktan öte o şeyi devam ettirmek çok daha zormuş bunu fark ettim. Kitaba nasıl devam edeceğimi bilemediğim için ortaya böyle bir şey çıktı. Düşe kalka geliyoruz diyelim, umarım beğenirsiniz 🤍🥹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben de delirdim // ebrar karakurt& melissa vargas
Fanficben de delirdim, belli etmiyorum yüzümde tebessüm, içim darmadağın