Abimle buluşup güzel bir restorana oturduğumuzda hızlıca "Dökül bakalım." demişti. Ona doğru gülümseyip "Öncesinde bana bişeyler ısmarlamak istemez misin?" dediğimde o da aynı gülümsemeyle "Elbette hanımefendi çok pardon." demiş ve siparişleri vermişti. O esnada telefonuma bildirim gelmişti.
Kevin: Çok özür dilerim Cara
Kevin: Ben sadece onu korumaya çalışıyordum
Kevin: Sana karşı bu denli tepkili olacağı aklımın ucundan geçmedi.
Kevin: Sana onunla ilgili bir daha yazmayacağım söz veriyorum.
Cara: Sorun yok Kevin
Cara: Mahçup olması gereken kişi sen değilsin.
Telefonumu çantaya atıp ağabeyime içimi dökmeye başlamıştım ve bu uzun bir süre daha devam etmişti.
Sergio "Hadi güzelim kalk. Yemek yemeye gidelim." dediğinde onu reddetmemiş ve arabaya kadar takip edip yan koltuğuna oturmuştum o da bindiğinde "Arabanı eve yollatırım." dediğinde anahtarı çıkarıp ona vermiştim.
Ünlü bir sushi restoranına geldiğimizde ona yandan gülümseyip "Beni iyi tanıyorsun" demiş ve hızlıca arabadan inip kapıda karşılayan görevlinin bizi götürdüğü boş yere oturdum.
Sergio "Deli kız yavaş ol. Sushiler bitmeyecek." dediğinde omuzlarımı silkip sipariş vermiştim.
Belli bir süre bekledikten sonra ise yemeklerimiz gelmişti ve fotoğraf çekip story atmıştım.
Telefonumu bırakıp yemeğime gömüldüğümde abim kıkırdamış ve o da yemeğe başlamıştı. 2 saatte öyle oturduğumuzda babam aramaya başlamıştı.Normalde pek umursamaz gecikmeyi ama burada arkadaşımın olmadığını bildiğinden aradığına emindim.
Telefonu açtığımda hızlıca "Efendim?" demiş ve onu beklemiştim. "Eve gelmeyi düşünmüyor musun?" dediğinde "Geliyorum." demiştim ve oyalanmadan kalkıp beni eve bırakmıştı.
Andre "Otur şuraya!" diye sesini yükselttiğinde anneme doğru dönmüştüm bana bakmamıştı bende babamı dinleyerek bahsettiği yere oturdum.
Cara "Baba bu tavrın ne? Noluyor?" dediğimde sinirle bana dönmüş. "Kiminleydin sen?" dediğinde anneme yeniden bakmıştım ama bakışlarından zaten babamın herşeyi bildiğini anlamıştım. "Abimle." dediğimde siniri daha da artmıştı.
Andre "Onunla görüşmeyeceksiniz demedim mi? Sözümden neden çıkıyorsun?" dediğinde bende "Sen görüşmeyebilirsin ama bizim görüşmemizi engelleyemezsin." dediğimde ise annem olaya dahil olup "Martina hadi odana çık canım" dediğinde onu dinleyip odama doğru gitmeye başladım ama babamın arkamdan söylendiğini duyuyordum.
Odama girip kapımı kapattığımda balkona çıkıp biraz hava almak istemiştim o sırada da arabamı garaja getirmişler ve güvenliğe anahtarı bırakıp gitmişlerdi.
İçeriden telefonum çalmaya başladığında çantamdan çıkarıp kulağıma götürmüştüm.
Frenkie "Cara." dediğinde içimden oflayarak "Evet." diye cevap vermiştim. Frenkie "Bütün herkes storyini bana gönderiyor. Kim o?" dediğinde hızlıca "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." dediğimde o da tıpkı babam gibi sesini yükseltmişti. "Ne saçmalıyorsun! Ayrılmadık biz." dediğinde bende "Bugün yaptığın şey son damla oldu. Seni idare edecek kadar güçlü değilim anladın mı? Herkes kendi yoluna baksın." dediğimde duraksamıştı kendini toparlayıp "Saçmalama Cara. O kadar yılı çöpe atamazsın." dediğinde daha fazla konuşmak istemediğim için "Uzatmak istemiyorum Frenkie iyi akşamlar." deyip telefonu suratına kapatmış ve sosyal medyadan bütün fotoğrafları kaldırdım.
Bitirmek kolay olmamıştı zaten içimde bitmiş de sayılmazdı ama yaptığı tavırları göz ardı edecek biri değildim. Kendimi ezdirecek biri hiç değildim.
Onun hesabını kontrol ettiğimde kendisinde herşey duruyordu ama bir süre sonra kaldırmak zorunda kalacaktı.
Fotoğrafları kaldırmamın hemen ardından ayrıldığımızı anlayanlar onu aldattığımı düşünmüşlerdi kimseye açıklama yapmak zorunda değildim isteyen öyle düşünebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JODER |Cristiano Ronaldo
Short StoryCara: Sen dünyada gördüğüm en bencil insansın Cara:Sırf takımın kazansın diye hakeme oynadın Cara: Bu kadar hırs insanı öldürür derler Cara: O günü bekliyor olacağım seni pislik