MİNSO DAN
Hiçbir şey yiyip içmemiştim hâlâ yaşıyor olmama ben bile inanamiyordum kapı açılma sesi duydum kapı açılınca içeri ışık girdi en azından
Gelen büyük ihtimalle maraydi kapıyı geri kapattıMara : ee nasılsın yaşıyor musun bari
Minso : merak etme yaşıyorum
Mara : yaa çok sevindim ama biliyor musun sana şuan yapacağım şeyi o adamada yapmıştım kaderleriniz ayniymis
Minso : yeongil oppa mi
Mara : ha evet işte şurada ki kapıyı görüyor musun heh işte orası dondurucu canım o adam buna da dayanmıştı ama ben ona dayanamayınca bicakladim gitti neyse hazır mısın
Minso : bu kadar vicdansız olamazsın
Mara : bana yaptığın herşeyin bedelini ödüyorsun işte hayat çok adil demi
Minso : hemde nasıl
Mara : bakiyom da gayet konuşuyorsun bide arkadaşların seni her yerde arıyor ama minik bir iz dahi bulamadilar kesin bide bence artık Lorayi yani biricik ablami aklından çıkar
Minso : ne?
Mara : beni çok seviyor tabi bende onu! yani bütün herkes bana inanıyor ne kadar da güzel birşey senden de kutulucam zamanı gelince ama önce acı cekmelisin
Minso : ne yapıyorsan yap
Mara : öyle mi
Dedi ve ellerimi çözdü yere düştüm ayağa kalkamıyordum
Mara : değerini bil bak seni taşıyorum
Kapıyı açtı ve beni odaya bıraktı
Mara : hadi bay bay canım
Dedi ve kapıyı kilitledi içeri soğuktu yani ne bekliyorum ki kız kendi ağzıyla buranın dondurucu olduğunu söyledi acaba hayatta kalabilecek miyim kalsam bile hastaneden cikabilir miyim
Bı sure sonra soğuktan mahvoldum bembeyaz olmuştu tenim saçlarım da resmen donmustu ve hareket bile edemiyordum
Kendi kendime konuşmaya başladım hattaMinso : t tamam minso hareket etmelisin
Ayağa kalkmaya çalıştım ama olmuyordu daha fazla zorlamadim zaten
YEUN DAN
Bugün şirkete gittim hepimiz minsoya dahil birşey bekliyorduk
Polisler çalıştıklarını söylediler ama umudumu kesmemeye ne kadar çalışsamda olmuyorduEn sonunda dayanamayıp hybe ye gittim mara oradadır çünkü son çare oydu gibi
Şirkete girmeden marayi gördüm ve yanına koştum
Yeun : mara
Mara : efendim
Yeun : minsoyu hiç gördün mü
Mara : hayır
Yeun : lütfen bak bana yalan söyleme
Mara : yalancı değilim yeun o işleri bıraktım
(Yalaaaan)
Yeun : sana inanmıyorum
Mara : minso sana ne yaptı acaba
Yeun : deme onun adını deme
Dedim ve karakoluna gittim belki bir bilgi vardır diye
Polis : evet aslında birşey bulduk
Yeun : e evet
Polis : zor da olsa şunu öğrendik ki en son Seul ormanına gitmiş
(Ne Seul ormanıymis abi)
Yeun : eee sonuç
Polis : ekipler orayı aramaya yola çıktılar ama baya büyük bir yer olduğu için uzun sürecektir
Yeun : ne demek uzun sürecek ya benim arkadaşım belkide şuan ölümle burun buruna belkide ö öldü bile ve hâlâ hızlanmadiniz
Polis : sizi anlıyorum ama gerçekten elimizden geleni yapıyoruz
Daha fazla beklemeyip karakoldan çıktım
O minso canlı bir şekilde bulunacak ve beni bırakmıcak bende onu buna söz vermişti nasıl hâlâ bu kadar sakin kalabiliyorum veya niye kimse korkmuyor ya kimse minsoyu onemsemiyor yada duyularını kontrol edebiliyorlar
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
İyi okumalar