34.bolum

26 2 3
                                    

MİNSO DAN

Hiçbir şey yiyip içmemiştim hâlâ yaşıyor olmama ben bile inanamiyordum kapı açılma sesi duydum kapı açılınca içeri ışık girdi en azından
Gelen büyük ihtimalle maraydi kapıyı geri kapattı

Mara : ee nasılsın yaşıyor musun bari

Minso : merak etme yaşıyorum

Mara : yaa çok sevindim ama biliyor musun sana şuan yapacağım şeyi o adamada yapmıştım kaderleriniz ayniymis

Minso : yeongil oppa mi

Mara : ha evet işte şurada ki kapıyı görüyor musun heh işte orası dondurucu canım o adam buna da dayanmıştı ama ben ona dayanamayınca bicakladim gitti neyse hazır mısın

Minso : bu kadar vicdansız olamazsın

Mara : bana yaptığın herşeyin bedelini ödüyorsun işte hayat çok adil demi

Minso : hemde nasıl

Mara : bakiyom da gayet konuşuyorsun bide arkadaşların seni her yerde arıyor ama minik bir iz dahi bulamadilar kesin bide bence artık Lorayi yani biricik ablami aklından çıkar

Minso : ne?

Mara : beni çok seviyor tabi bende onu! yani bütün herkes bana inanıyor ne kadar da güzel birşey senden de kutulucam zamanı gelince ama önce acı cekmelisin

Minso : ne yapıyorsan yap

Mara : öyle mi

Dedi ve ellerimi çözdü yere düştüm ayağa kalkamıyordum

Mara : değerini bil bak seni taşıyorum

Kapıyı açtı ve beni odaya bıraktı

Mara : hadi bay bay canım

Dedi ve kapıyı kilitledi içeri soğuktu yani ne bekliyorum ki kız kendi ağzıyla buranın dondurucu olduğunu söyledi acaba hayatta kalabilecek miyim kalsam bile hastaneden cikabilir miyim
Bı sure sonra soğuktan mahvoldum bembeyaz olmuştu tenim saçlarım da resmen donmustu ve hareket bile edemiyordum
Kendi kendime konuşmaya başladım hatta

Minso : t tamam minso hareket etmelisin

Ayağa kalkmaya çalıştım ama olmuyordu daha fazla zorlamadim zaten

YEUN DAN

Bugün şirkete gittim hepimiz minsoya dahil birşey bekliyorduk
Polisler çalıştıklarını söylediler ama umudumu kesmemeye ne kadar çalışsamda olmuyordu

En sonunda dayanamayıp hybe ye gittim mara oradadır çünkü son çare oydu gibi

Şirkete girmeden marayi gördüm ve yanına koştum

Yeun : mara

Mara : efendim

Yeun : minsoyu hiç gördün mü

Mara : hayır

Yeun : lütfen bak bana yalan söyleme

Mara : yalancı değilim yeun o işleri bıraktım

(Yalaaaan)

Yeun : sana inanmıyorum

Mara : minso sana ne yaptı acaba

Yeun : deme onun adını deme

Dedim ve karakoluna gittim belki bir bilgi vardır diye

Polis : evet aslında birşey bulduk

Yeun : e evet

Polis : zor da olsa şunu öğrendik ki en son Seul ormanına gitmiş

(Ne Seul ormanıymis abi)

Yeun : eee sonuç

Polis : ekipler orayı aramaya yola çıktılar ama baya büyük bir yer olduğu için uzun sürecektir

Yeun : ne demek uzun sürecek ya benim arkadaşım belkide şuan ölümle burun buruna belkide ö öldü bile ve hâlâ hızlanmadiniz

Polis : sizi anlıyorum ama gerçekten elimizden geleni yapıyoruz

Daha fazla beklemeyip karakoldan çıktım

O minso canlı bir şekilde bulunacak ve beni bırakmıcak bende onu buna söz vermişti nasıl hâlâ bu kadar sakin kalabiliyorum veya niye kimse korkmuyor ya kimse minsoyu onemsemiyor yada duyularını kontrol edebiliyorlar
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
İyi okumalar

2 kişilik bir grup mu? ~2~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin