Annemlerin evine varmak üzereydim. Hiçbir şey değişmemişti. Sadece daha yabancı geliyordu.
Kapıyının önünde dikiliyordum. Ne tıktıklamaya ne de bırakıp gitmeye cesaretim vardı.
Kapının açılmasıyla annemin sıcak gülümsemesi içimde sakladığım bütün gururumu ve bastırılmış özlemimi dışarı çıkarmıştı. Ağlamaya başladım. Ne kadar ikonik değil mi 31 yaşında bir adamın hıçkırıklarını gizlemeden sokağın ortasında ağlaması..
Belki de içimde baskıladığım gençliğim daha yeni yeni filizlerini veriyordu.
Annem ona yaptığım onca şeyden sonra bile bana hala eskisi gibi bakabiliyordu, özlemi acısı ve sinirinden ağır basmış olmalıydı.
Annemin güzel kokusunu içime çekip kollarımın arasına almamla babam da annemin arkasında bana özlemle bakıyordu.
Babamın ağladığını hayatımda iki kez görmüştüm. Gittiğim gün ve şimdi..
Annemden ayrılıp babama yöneldiğimde küçükken yaptığımız gibi yumruğunu bana uzatıyordu.
"Hoşgeldin evlat" ağlayarak babama da sarıldıktan sonra içerden gelen güzel kokularla kendimi salonda bulmuştumBeni bekleyen sıcak bir sofra vardı..
٭⊹¤.•⨳•.*☆✬ ✬☆*.•⨳•.¤⊹٭Biraz sohbet ettikten sonra -ki benim anlatacak hiçbir şeyim yoktu evimden uzak olduğum her an anlamsızlaşmıştı- çekinerekte olsa anneme döndüm
"Anne Hoon" devamını getiremedim. Annem zaten anlamıştı.
"Ona biraz zaman vermelisin. Sen ne kadar gençliğini harcamış olsan da o da seninle çocukluğunu harcadı." Kendi düşüncelerimde o kadar kaybolmuştum ki onun bu halde olabileceğini düşünememiştim.
"Bir daha gitmeyeceksen onu tekrar kendine bağla oğlum biz seni ne yaparsan yap affederiz ama sen gittiğinde Hoon'un hayatı bitmiş gibiydi."Sohbet konusu değişse de aklım Hoon daydı. Biraz daha sohbet ettikten sonra yukarı odama çıktım.
Her şey aynıydı. Duvara yaslanmış gitarım~Hoon'a çaldığım besteler~. Yatağımın üstünde duran yeşil şapka..~baseball maçımda almıştı bana. Onun şapkasının uğuruyla kazanmıştım. O ne kadar benim çalışmalarımın sonucu olduğunu söylese bile biliyordum onun sayesindeydi.
Yatağıma uzandığımda benim yatağımın aksine alışık olduğum yasemin kokusu burnuma doldu. Bu kokuyu annem bahçemizden topladığı yaseminlerle yapardı. O yüzden hiçbir yerde eşi benzeri olamazdı.
Tam uykuya dalıyordum ki kapı yavaşça açıldı. Gelen annem ve babamdı. Parmak uçlarıyla yanıma gelip alnıma öpücüklerini kondurup uzaklaştılar. 17 yıldır tatmadığım yasemin kokulu sevgi ve güzel bir uyku ile kutsanmıştı bu gece.