•18•

792 89 30
                                    

Kendisine doğru koşan gence gülümseyerek yaslandığı motordan uzaklaştı.

"Kocam!"

Sıkıca boynuna dolanan kollarla şaşırsa da belli etmeden kendisine sarılan gencin beline sardı kollarını.

"Çok özlemişim seni."

Jungkook boynuna kondurulan öpücükler ile huylanırken hafiften geri çekildi.

"Rahatsız mı oldun?"

Jimin'in endişe ile çıkan sesi üzerine gülümsedi ve gözlerine giren sarı tutamları nazikçe geriye attı.

"Hayır, sadece gıdıklandım."

Bunun üzerine sinsice sırıtan Jimin daha çok öpmeye başlamıştı boynunu. Jungkook ise kahkaha atıyordu. Gıdıklanıyordu ve bu çok hoşuna gidiyordu. Ayrıca Jimin söylediği gibi gerçekten utanmıyordu. Şimdi böyleyse sevgiliyken nasıl olduğunu düşünmeden edemedi.

"Hadi gidelim artık."

"Nereye gideceğiz kocam?"

Jimin'in durmadan kocam diye hitap etmesi tatlı geliyordu. Ayrıca rahatsız da olmuyordu aksine hoşuna gidiyordu.

"Süpriz olsun mu?"

"Ayy, süprizlere bayılırım." Demişti ellerini çırparak. "Ama çok da merak ederim."

"Sadece 15 dakika sabredebilirsin bence."

Dudaklarını büzen Jimin'e gülümsedi. Kaskı nazikçe kafasına geçirip kucağına aldı genci ve motora oturttu. Ardından kendisi de geçerken belinde hissettiği kollarla sırıttı.

Jungkook'un dediği gibi 15 dakika civarı süren yolculuktan sonra önce Jungkook indi ve ardından Jimin'i indirdi.

"Wow, burası mükemmel."

Ağzı açık bakan çocuğun elini tutup kapıdan girmesini sağladı. Ardından gişeye gidip bir sürü bilet aldı.

"Önce neye binmek istersin?"

"Çarpışan araba!"

Rotalarını çarpışan arabaların olduğu kısma çevirirken Jimin çok heyecanlıydı. Küçüklüğünden beri çok severdi çarpışan arabaları. Bir süre beklemenin ardından sıra ikisine gelmişti.

"Birlikte mi oturmak istersin, ayrı m?"

"İkimiz sığabilir miyiz?"

"Küçücük bir şeysin Jimin, elbette sığarız."

"Ama ben süreceğim."

"Anlaştık."

Jimin mor renkteki arabaya yönelirken Jungkook'da onu takip etti. Yerlerine yerleştikten sonra heyecanla direksiyonu tutan çocuğa güldü ve kemerini bağladığına emin oldu.

İnsanlara çarptıkça kahkaha atan Jimin gözüne o kadar güzel geliyordu ki, çaktırmadan birkaç fotoğrafını çekmeyi ihmal etmedi. Arkadan gelen darbe ile Jimin fazla öne savrulmuştu. Neyse ki Jungkook onu tutmuş ve bir yerini varmadığından emin olmuştu.

"Şimdi sırada hızlı tren var!"

Bu sefer hızlı trene geçtiler ilk sırayı kapmışlardı çünkü eğlencesi buydu. Çok büyük bir hızlı tren değildi bu yüzden binmelerine müsaade etti Jungkook. Bir tehlike görseydi Jimin'i asla bindirmezdi.

Tren hızlanmaya başladığı an Jimin, Jungkook'un koluna girip gözlerini kapattı. Midesi bulanıyordu.

"İyi misin?"

Kafasını onaylar şekilde salladı ancak iyi olmadığını görebiliyordu Jungkook. Bu yüzden kolunu kaldırıp Jimin'i göğsüne çekti. Sıkıca sarıldı ona. Onu rahatlatmak adına saçlarına öpücük bıraktı bir sürü. İşe de yarıyordu. Jimin'in beyni hızlı trenden uzaklaşıp Jungkook'un öpücüklerine gitmişti. Süresi dolan hızlı trenden sersem adımlarla inen sarışına gülümsedi. Elini beline koyarak düz yürümesine yardımcı oldu.

"Bir daha hızlı tren yok sana."

"Ama ne yapayım." Dudaklarını büzüp somurtan çocuğun burnunu sıktı Jungkook. Karşılığında mızmızlandı sarışın. "Acıdı."

Sıktığı geri öptü yumuşakça. Bu sarışının hoşuna gitmişti. Bir daha öpmesi için yaklaşıp burnunu Jungkook'un dudaklarına dayadı. Bir öpücük daha kazanmıştı şimdi burnuna.

"Dönme dolaba binmeye ne dersin?"

"Çok güzel olur kocam."

İkili boş yere oturup yavaş yavaş yükselirken Jimin etrafı, Jungkook ise Jimin'i seyrediyordu. Dolgun yumuşak yanakları, kocaman dudakları, minik burnu, rüzgarda uçuşan yumuşak sarı tutamları ve daha nicesi. Jungkook bunlara bakmaktan alıkoyamıyordu kendini. Jimin mükemmel bir parçaydı.

"Jungkook aşkım yanına oturacağım. Biz çok uzak kaldık böyle. Nefes alamıyor gibi hissediyorum sensiz."

Bunu söylemesinin ardından kalkıp diğerinin yanına oturacakken dengesini sağlayamamış ve Jungkook'un üzerine düşmüştü. Yakınlıktan dolayı Jimin'in beyninde şimşekler çakıp havai fişekler patlarken Jungkook'un gözlerine baktı. İkisi de göz gözelerdi şimdi.

"Sakar."

"Yaptığım sakarlıktan rahatsız mı oldun?"

Kafasını iki yana salladı Jungkook. Burunlarını hafiften birbirine sürttü. "Hoşuma gitti."

Tam yakınlaşacakları sırada süre bitmişti ve onlar inmek zorunda kalmışlardı. Jimin'in elinden tutup güvenle inmesini sağladıktan sonra birkaç alete daha bindiler. Daha uzun kalmak isterlerdi ancak yurdun giriş saatini kaçırmamaları gerekiyordu. Bu yüzden motora atlayıp yurda geri döndüler.

Jungkook motora yaslanmış karşısındaki sarışını izlerken, Jimin'de aynı şeyi yapıyordu. Arada geçen bir süre sessizlikten sonra ilk adım Jimin'den gelmişti. Mesajda söylediğini yapacaktı. Geçen geceki gibi Jungkook'u öpüp kaçmayı planlarken, tabi bu sefer dudaklarından, hesap etmediği bir şey olmuştu. Jungkook kollarını sıkıca beline dolamış ve onun gitmesine izin vermeyerek öpücüğü uzatmıştı.

________________

Şey öpüştüler.

~Maria

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Maria

Crazy Lover // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin