21

208 27 63
                                    


*
Dorukhan'dan

Dudaklarımdaki bakışlarını fark etmemle istemsizce küçük bir gülüş oluştu, kalbimin çarpıntısı ise daha da artmıştı.

" yani şuradan bir yükseklik indirebiliyoruz böylece şuradaki açı ortaya çıkıyor ikizkenar iki üçgen var bak fark edebildin mi ?"  çok fazla konuştuğum için dudaklarım kurumuştu, sayıların gücü adına! 777 Eyvallah geometri senin sayende bu bebekle baş başayız.

Dilimi dudaklarım üzerinde gezdirerek biraz ıslattım, dudaklarımdan bakışlarını yutkunarak çekmiş şaşkın bir şekilde

"Ha ?" Diye sormuştu

Ne istiyorsun yapışayım mı o dolgun dudaklarına.

" ikizkenar üçgenler diyorum fark edebildin mi?"

Dudaklarını dişledi.

Ama yapma onu işte.

Yapma yapma yapma.

Bakışlarım istemsiz dolgun dudaklarına kayıyordu, dudaklarım arasında ezmek istiyordum o dolgun dudakları.

" eşkenar üçgen fark ettim ben " hafif sırıtarak kurduğu cümleyle kaşlarım çatıldı ne eskenari ya

"Ne diyorsun rosier ya ?"

Yüzüme yaklaşan yüzüyle nefeslerim sıklaştı, gülerek burnuma yaklaştı ve dudaklarını tenimde hissettim, cayır cayır yanıyorduk vesselam.

Burnuma kondurdugu küçük öpücükle hafif uzaklaşmış yine de nefesini yüzümde hissedebilecegim bir şekilde duruyordu.
Şaşkın bir şekilde esmer teninde parlak gözlerinde gezdirdim bakışlarımı.

" burnun eskenar üçgene benziyor doru" diyerek küçük bir gülüş sundu bana.

Ben üçgenmişim.

Bu ses tonuyla ne söylerse söylesin kabuldu şahsen.

Stresle kuruyan dudaklarımı ıslattım, dudaklarına yapışmamak için zor duruyordum şu an.

Dudaklarıma kayan bakışlarıyla aramızdaki mesafeyi iyice azalttı ve dudaklarımızı birleştirdi.

Başta algılamakta güçlük çeksem de dudaklarım üzerindeki dudakların tadı muazzamdı daha fazla bu tadı almak için birçok şey yapabilirdim.

Hırsla karşılık vermeye başladım. Uzaktık, aramızda oldukça fazla mesafe vardı.
Sandalyesini kendime doğru çektim ancak yeterli gelmedi bacaklarından destekleyerek kucağıma çektim.

Üzerimdeki beden kesinlikle tahmin edemeyeceğim kadar güzeldi.

Nefes almak için dudaklarımızı ayırdığımda alınlarımız birbirine yaslanmış ,  hızla inip kalkan göğüslerimiz birbirine temas edip duruyordu.

" büyüleyicisin Valentin" diyerek kulağına fısıldadım.
Omzuma yasladığı kafasını kaldırarak gülümsedi ve boynuma bir öpücük kondurdu.

" doru" küçük bir mırıltı ve tekrar birleştirdiği dudaklarımız.

Büyüleyiciydi, her bir zerresi

*

"Febe mi olsak?"  Göğsümde uzanan bedenini şaşkınca kaydırdım ve yatağın boş tarafına uzanmasını sağladım.

" ne febesi Beşiktaşlıyız biz ?" Hiddetle çıkışmıştım.
Ne diyorsun yani şimdi sen kartal kanadım ya ?

" gerizekalı fuckbody yani " kısık mırıltısı ve esmer tenine rağmen hafif kızardığı belli olan yanaklarıyla utandığı için böyle söylediğini anlayınca gülmeden edemdim.

777 | Ryan' SebastianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin