kurs 2

158 32 10
                                    

Saatime baktım. Seungmin, buluşma saatinde gelmemiş beni her zamanki gibi bekletiyordu.

Ben sağıma soluma bakıp dikkatimi dağıtmaya çalışıyordum.

Kulaklarımda bangır bangır çalan deftones - xerces ile insanları izlemek tam da benim gibi içe dönüklerin işiydi.

Bağcıklarıma çevirdim gözlerimi, bağcıklarımın açıldığını farkettim eğilip onları bağlarken omzumda bir ağırlık hissettim.

"Selam."

Seungmin gelmişti.

"Selam, sonunda gelebildiniz prensim."

"Tabii tabii . Evden geç çıkabildim, birkaç halletmem gereken şey çıktı da neyse onu bunu boşver sen yerde ne yapıyorsun?"

"Ayakkabım."

"Anladım."

Ayağa kalktım, beraber kol kola girdik. Kol kola girmekten çok haz almayan biriyken Seungmin sayesinde hoşlanmıştım bunu yapmaktan. Güvende hissettiriyordu.

Boba dükkanına vardığımızda ise alıp oturmaya başladık.

"Annen ne dedi demiştin?"

"Evde kısa kollu giymem onu üzüyornuş, onu dedi. Onun dışında Hyunjin benim hakkımda bir şeyler demiş."

Gözleri büyüdü.

"Ne demiş gerizekalı?"

"Kıskanç olduğumu söylemiş."

"Sen mi? Güldürmüş herkesi komedi şovuyla desene."

Gözlerimi yere çevirip konuşmaya devam ettim. "Bilmiyorum Seungmin ama o gece, kamptan döndüğüm gece de pek iyi şeyler yazmamıştı bana."

"Sen hepsini okudun mu?"

"Hayır. Sadece ilk ikisini okuyup mesajları sildim zaten ağır yazmıştı sanırım hepsini okusam kaldıramazdım."

"Doğru."

Seungmine, Hyunjinin bana 'kendini öldür'
'chandan o gözlerini çek, uzak dur' yazdığını ona söylemedim. Söylesem çok bir şey değişmeyecekti.

Seungmini de bu işin, kaosun içine sokmak istemiyordum hepsi bu.

"Kalkalım mı?"

"Tamamdır."

Seungmin beni kursun olduğu alana bıraktı, Wooyoungu gördüğünde ise selam verip, "Changbine iyi bak." demişti.

Seungmin gider gitmez Hyunjin ile Jeongin geldiler. Onlara bakmadım fakat kursta, binada olduklarını hissettiriyorlardı. Kısacası bakmama gerek bile yoktu.

Hoon geldiğinde ise onlara kuralları ve bir takım başlangıç şeylerini anlattı.

Kursun konser vermeyi planladığından bahsetti. Ağustosun başında yaklaşık 1.5 hafta sonra olacak konserden bilgiler verirken kafamı kaldırma cesaretinde bulunup önce Hyunjinin yanındaki Wooyoung'a bakıp sırıttım, sonrasın da ise Jeongin ve Hyunjin ikilisine baktım.

Hyunjinin de bana baktığını farkettim. Gözlerimi çekmedim fakat sonra bir şeyler mırıldandığı için uğraşmak istemeyip çekmiştim.

"E o zaman anladığınıza göre, bence artık gitarlarınızı çalmaya başlayabilirsiniz."

"Tamamdır. Jeongin sen geç, sen az çok çalmayı biliyorsun zaten Changbinin yanına geç ben ise burada kalıp Hoondan biraz bir şeyler öğreneyim."

Jeongin ile göz göze geldik.

Jeongini seviyorum, kötü bir çocuk hiçbir zaman olmamıştı. Piknikte bile bana yardım etmek istediğini sonradan Seungminden öğrenmiştim.

Hyunjinin tam tersiydi.

"Selam."

"Selam hyung."

"Zorlandığın yerler olursa bana danışabilirsin. Çok iyi değilim ama halledebilirim."

Kahkaha attı. Şaşırdım. Kahkaha atmasını beklemiyordum. Hyunjinin bile dikkatini çekmiştik.

"Olur."

"Tamamdır o zaman."

"Şey hyung."

"Efendim."

"Seni özledim. İyisin değil mi?"

Şaşırmıştım bu sözlerine.

"İyiyim diyebilirim. Ben de seni özledim hem de çok."

Jeonginle Hyunjin onu bizle ilk tanıştırdığından beridir sohbetimiz olurdu fakat sonra bir anda kesildi. Ne ben sorabilmiştim ne o bana söyleyebilmişti nedenini.

"Hyung, abim izin verseydi görüşürdük ama sürekli telefonumu annemle konuşarak elimden aldırttı. Gerçi şimdi özgürüm istediğimiz gibi konuşabiliriz."

Demek bu yüzden.

"Tamamdır." diyip gülümsedim. Bizi sinirli gözlerle izleyen Hyunjinden bir haberdim.

Kurs bir şekilde bittiğinde ise Wooyounga, Jeongine görüşürüz diyerek evin yolunu tutuyordum ki Hyunjin tarafından kenara çekildim.

Evet, bunu beklemiyordum.

"Jeonginle çok yakınlaşma Changbin."

"Peki ama neden?"

Titriyordum.

"Senin gibi birinin yanında olmasını ve etkilenmesini istemiyorum. Neler yaptığını herkes biliyor."

burada bitirmek istedim. okuduğunuz için teşekkür ederim :)

flaw (chan×changbin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin