1//denek fareleri\\

62 8 23
                                    

Geldiğimde polis sirenleri ve mavi kırmızı ışık noceda ailesinin evini doldurmuştu. Daha ileri gidemedim. Orada Öylece kaldım. Gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Dışarıda bir ambulans vardı. Kapıya doğru baktığımda da luz'un cansız bedenini çıkardıklarını gördüm. Siren sesleri sağır ediciydi. Evin etrafını boydan boya saran şeriti yırtıp koşarak sevdiğim kızın cesedine ulaştım. Yüreğim burkuldu. Yüzü paramparça olmuş ve kanlar içindeydi. Beni uzaklaştırmaya çalışan polisleri ve luz'un kan içinde olduğunu görmezden gelerek cansız bedene ilk ve son bir kez sarıldım.

Amity: luz ben seni seviyorum! Yarın söyleyecektim. Sana aşkımı itiraf edecektim ama şimdi... senin için... senin için hiç yarın olmayacak

Ağlamam şiddetlenmişti. onu bırakmak istemedim. Ne olursa olsun o benim masum luz'umdu. Bunu hiç bir gerçek değiştiremeyecekti. Bir polis memuru kolumdan tutup beni uzaklaştırdı.

Amity: LUZ!...

○●○●○●○

Tamam şimdi biraz geriye alalım. Çok geriye değil 1 ay öncesine. Bu olayı neyin başlattığına. hayatımız hakkında kısaca bir özet geçeceğim.

Luz hiç bir zaman sevilmedi. Bunun bir tür lanet olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden hiçbirşey yapamayacağını düşünüp arkadaş edinmekten vazgeçmişti. Okul onun için cehennemden farksızdı. Ne sıkıcı dersleri ne de okuldaki zorbalarını sevmiyordu. Genelde okula gelir gelmez arka sıraya oturur kedi kulaklı kapşonunu gözleri görünmeyene kadar çeker ve resim çizerdi.

Bense sadece ailem için yaşıyordum. Anne ve babam her ne kadar ayrılmışta olsa ikisinide memnun etmek zorundaydım. Hayatım sürekli daha iyisini yapmak için programlanmış gibiydi. Ailemin ismi kirlenmesin benim hakkımda şikayet gelmesin diye hayatım boyunca kusursuz olmak için çalışmıştım. Annemin seçtiği arkadaşlarla takılıyor, annemin seçtiği etkinliklere katılıyordum.

Okulda sıradan bir gündü. Sınıfta kızlarla sohbet ediyorduk. Buna çok hevesli değildim ama onlarla takılmak zorundaydım. Okula bu yıl kayıt olmama rağmen oldukça başarılıydım hatta en okulun başarılı öğrencisi desem abartıyor sayılmazdım. Müdür odasından yapılan anons bütün kolidoru doldurdu.

"Amity blight, müdürün odasına"

Diğerlerinin ne konuştuğunu hiç dikkate almadan müdürün odasına doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda içeride bir kız daha vardı. Koyu ten ve kısa saçlara sahip bu kız beyaz ve mavi renklerinden oluşan kapşonlu bir crop, cropun üstüne kombinin bütün pozitif enerjisini tüketen siyah bir ceket altına ise siyah uzun çoraplar ve koyu mavi bir şort giyiyordu. Yüzünde ise saf bir hoşnutsuzluk bulunuyordu.

"Gel amity, bizde seni bekliyorduk"

Müdür sözünü bitirir bitirmez içeri girip kapıyı arkamdan dikkatlice kapattım.

Müdür: oturun lütfen.

Müdürün masasının önündeki koltuğa oturdum. Tam karşımda ise esmer kız vardı.

Müdür: asosyal ve mutsuz öğrencileri okula ve arkadaş ortamına kaynaştırmak amacıyla bir proje üstünde çalışıyorum. Etkinliklere ve projelere birlikte katılacaksınız ve ödevlerinizi ortak verdireceğim Kısaca açıklama yapmak gerekirse: amity sen oldukça başarılı ve gelir gelmez kendine bir arkadaş ortamı oluşturmuş örnek bir öğrencisin. Luz sen ise okuldan hâttâ insanlardan kendini soyutlamışsın. Bunu bir ceza olarak değilde tanışmak için bir fırsat olarak görün. Şanslısınız ki bunu deneyecek ilk öğrenciler sizsiniz.

Luz: düzeltme, sırf başarısız öğrencileri bu okulun bir yükü olmaktan vazgeçirmek ve okulunuzu diğer okulların önüne almak için ilk denek fareleriniz.

Müdür: evet, evet herneyse. Şimdi derhal sınıfımıza dönün!

Önce o sonrada ben odadan çıktık. Aynı sınıftaydık ama ismini ilk defa duyuyordum. Yoklamalarda fark etmemem oldukça tuhaftı. Belkide çoğunlukla meşgul olduğum için umursamamıştım. Sınıfa giden kolidor boyunca hiç konuşmadık. Ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Selam desem çok mu klasik olurdu acaba. İsmini soramazdım çünkü zaten öğrenmiştim. Aslında konuşmamak belki iyi bir fikirdi, sonuçta müdür bey olayı açıklamıştı ve zaten aynı sınıfta olduğumuz için az çok bazı şeyleri biliyorduk. Gerisi konuşmaya değmeyecek boş konulardı. Sınıfa girdikten sonra yerlerimize geçtik. Onunla konuşmayı gerçekten istemiştim. Bu zorundalık değildi diğerleriyle sırf annem için konuşuyordum ama onunla bilmediğim bir nedenden konuşmak istemiştim. Herneyse sanki çok umrumda

nefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin