XXIII'

1.3K 140 39
                                    

Yorum yapmayı unutmayınn!!!

İyi okumalarr ✨

  
Kaldırımda ağzında sigarası ile gevşekçe oturan adama bakmıştım. İçine derin bir nefes alıp tekrar dışarıya verdikten sonra bitmiş olmalıydı ki, sigarayı yere atıp üstüne basmıştı. Ardından yanında oturan adamla önlerinden geçen kadına laf atıp gülüşmüşlerdi.

Yavaş adımlarla yanlarına doğru ilerlerken yerlerinden kalkmaları ile tek kaşını kaldırmıştım. Kaldırımda duran cam şişeyi eline alıp yudumlarken yürüyordu, pis düşüncelerle önündeki kadını süzerken.

Kadın arkasına doğru ürkekçe dönmüş, onu takip eden iki azgın tipe tiksinç bir şekilde bakmıştı. Adımlarını hızlatmış, onlardan kurtulmayı amaçlamıştı belli ki. Ama pek işe yaramışa benzemiyordu. İkisi de kadınla beraber hızlanmış ve artık sözlü olarak tacizde bulunmaya başlamışlardı.

Arkalarından sessizce yürürken, "hştt, Buraya bakın!" demiştim. Sokaktaki sessizlikte sesim yankılanırken üçü de birden dönüp bana bakmışlardı. Ardından adamlardan sıska olanı umursamamış ve "bize mi diyor bu?" diye ağzında geveleyip kahkahayla karışık gülmüştü.

Tekrar önlerine dönmüş yürümeye devam ederlerken, "evet, size diyorum, oruspu çocukları!" diye konuşmuştum sert çıkan sesimle. Kadın ürkmüş bir şekilde bakarken adamlar da bu sefer ciddiye almışlardı.

"Sen de kimsin be? Bugün de bütün piçler beni buluyor!" demişti iri yapılı olan. Kıytırık bir şekilde gülmüştüm. Bakışlarım arkadaki kadına döndüğünde kendisine hitaben, "korkmayın. Evinize hızla gidin lütfen." demiştim kibarlaştırdığım sesimle.

Adam dalga geçercesine bana gülmüşken, "bak sen şu piçe!" demişti. Öylece birşey demeden suratına bakmıştım. Gözlerim gözlerindeyken yüzü birden ciddi bir ifadeye bürünmüştü. Korkmuştu. Korkmalıydı da. Birazdan ona hayal dahi edemeyeceği şeyleri zevkle yapacaktım.

Gecenin bir yarısıydı ve etrafta bu gibi tiplerden başka kimse olmazdı. Elimi uzatmış, hala yarısından fazlası dolu olan cam şişeyi elinden almıştım. Bakışları şişeyi alan elimdeyken korku ve tedirginlik vardı içinde, anlayabiliyordum.

Şişe avuç içimdeyken markasına bakmış, "oldukça da pahalı, yazık olacak!" derken birden şişeyi yan taraftaki sıska adamın kafasına geçirmiştim. Paramparça olan cam şişenin sesi yankılanırken  adam yere yığılmıştı.

Umursamaz tavırlarla asıl hedefim olana döndüğümde afallamış bir şekilde bana baktığını görmüştüm. Birden yumruk yaptığı elini kaldırmış bana vuracakken bileğini tutup suratına yumruğu ben geçirmiştim. Dengesi bozulurken kendini ayakta tutmaya çalışıyordu. Bana vurmak için çırpınıyor, sarhoş olduğundan dolayı doğru düzgün ayakta duramıyordu bile.

"Parmaklarından başlasak nasıl olur?" derken sesli bir nefes almıştım. Sokakta sesim çok net duyuluyordu. Başını iki yana sallarken, "ne istiyorsun? Kimsin?!" diye söyleniyordu.

"Tanışalım, ecelin jeon jungkook!" dilini yutmuştu adeta. Arkasını dönmüş kaçmaya yeltenmişken vampir olmanın faydalarından biri olan hız işime yaramıştı. Hızla önüne geçip kaçış yolunu kapattığımda yüzü dehşete bürünmüştü.

Jeon And Stephens'  •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin