Ne olduğumu yada kim olduğum konusunda hiç bir fikrim yok. Başından geçen olaylar yüzünden içimdeki organları çürümüş, kemiklerimin kırılmıs olduğunu hissediyorum keşke o gün gerçeği hiç öğrenmek istemesydim...
Yine uyumak için uğraşsamda gözlerim fal taşı gibi açıklardı ve kapayamıyordum. Zebra perdelerimi hiç güneş girmeyecek şekilde kapatırım. Çünkü güneşten nefret ediyorum ve hep edicem. Gözlerimi kamaştırıyor ve güneşe çıktığımda derim kaşınıyor. Çok değil ama bazen hissetmeden çok fazla kaşıyorum. Bunun yüzünden kolumdaki deriyi kaldırmıştım. Azda değil. Bildiğin etimi çok net görebiliyordum. En az bir saat kanamıstır. Ama hić acı hissetmedim.
???: Clara ! Aşağı gel yemek hazır
Annem Sara ... Annem gerçekten çok ürkütücü. Her zaman sonuna kadar açık gözleri ve çok büyük,ürkütücü bir gülümsemeye sahip. Ve biliyorum ki mahallemizdeki çoğu kişi aynı şeyleri düşünüyor. Aynı benim gibi. Birde sanki bunlar yetmiyormuş gibi merdivenlerden aşag inerken hep arklı dillerde yukarı doğru bakarak fisıldıyor. Bu beni çok şüphelendiriyor. Umarım bunun bir açıklamasını bugün öğrenebilirim.
Clara: Günaydın anne.
Sara: Günaydın balım. İyi uyuyabildin mi?
Clara: Evet anne mışıl mışıl uyudumAslında hiçte mışıl mışıl uyumadım. Gecenin ortasında birkac gümbürtüye uyandım. Kalkıp her yeri kontrol etmeme rağmen hiçbir şey bulamıyınca su içip uyumak için 1 saat tepinmek zorunda kaldım.
Sara: Ne kadar da güzel. Okula hazır mısın?
Off.. yine bu soru ! Tabiki değilim şu ana kadar bu kadar hangi çocuğun gerçekten okula hazır olduğu görülmüş? Hiiiç!
Herneyse annemin saçma sapan sorularını savusturarak evden çıktım.Ama , ama ... Bir soru beni yine şüphelendiriyor. " Kuralları hatırlıyorsun diğeil mi böceğim? Bodruma asla ama asla inme" Bu soru gerçekten kafamı kurcalıyor.
Düşünürlen şükür ki okula varmayı başardım. Özr dilerim cehenneme!
Oooof! Bence bu okullara asansör lazım böyle hep in çık , in çık olmuyor. Bide üçüncü kat. Acaba kendimi aşağı bıraksam kafam ne kadar sürede kırılır meraktan ölüyorum. Çünkü ikinci katın yarısında bacakların çok kötü sızlamaya başladı. En azından sınıf direk köşede ekstra bir yürümeye gerek yok.
Sınıfa girdiğimde hemen yerine , en köşeye kuruldum. Sınıftakilerle cok konuşmam. Konuşmadıklarımın çoğu çok sinir bozucu zaten. İyi ki bana bulaşmıyorlar. Yoksa onların kafalarını içine göçertirdim. Ama şu ana kadar bana bulaşmadılar. Uyku... Hem çok uykum var hemde arkadaşlarımı beklerken canım sıkıldı. O yüzden uyumak en iyi çözüm.
Gözlerimi yavaş yavaş kendimi huzulu karanlığa ve ebedi rahat uykuya bıraktım . Her karanlıkta kaldığım süre boyunca daha da rahatlıyor , rahatladıkça daha hızl düşüme dalıyordum.
(Kısık bir tonda olan bir kaç ses dizisinin sesi:)???: Claraaaaa...
Hm? Bu bilinmeyen ses de neydi böyle? Kısık sesler beni çağırmaya devam ederken hala aşağı düşmeye devam ediyordum ki heralde sonuna gelmiş olucam kafa üstü yere yapıştım. Kafamdan aşağı sel gibi kanlar boşandı. Çok aldırış etmedim sonuçta bu bir rüyaydı gerçek olamazdı. Kafamı yukarı kaldırdım ve karşımda kanlı canlı cesetlerden uşan vir duvar vardı. Hepside bir ağızdan acı ile inliyorlardı. Çok ilginç. Duvara doğru yaklaşınca cesetler kapı açmak için ilk önce kesildiler . Bazıları kafalarının bir kısmından bazılarıda bel aşağılarından acı çığlıklar esliğinde kesildiler. Sonra da kapı oluşabilmesi için kesilen ceset duvarı parçası yandı. Yanmış cestlerin küllerinin arasından duvarın diğer tarafına geçtim. Aşagıdan yukarı doğru akan bir kan şelalesi gördüm. Şelalenin ortasında sönük yanan bir ışık gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truths
VampireClara'nın ailesi hakkında öğrendiklerinden sonra hayatının ızdırap ve kaosa dönüşmesi