Real/Fake Love |Jikook

4

"Tüm güzel kızların ve yakışıklı erkeklerin gözdesi,  çocukluk zamanlarımdan beri aşkım olan adam bana evlenme teklifi etti. Bu bir rüyaysa hiç uyanmamayı tercih ederim."

Jungkook Jimin'i gerçekten çok mutlu etmişti. Jimin'in sürekli dün yaşadıklarını anlatması Taehyung'un öfkesini daha çok arttırıyordu.

"Jimin böyle konuşmayı kes. Jungkook tanrı değil ya."

"Tanrı! Yüzüyle, vücuduyla, tarzıyla, kişiliğiyle o gerçek bir tanrı. Ben Jungkook'a tapıyorum."

Kişiliğiyle mi? Kişiliği onu yapsa yapsa gerçek bir şerefsiz yapardı.

"O adam nasıl sana baktı amına koyayım?"

Yoongi alaycı bir yüz ifadesiyle söylemişti bunu.

"Neden bakmasın? Neyim var benim?"

"Sorun da o hiçbir şeyin yok."

Jimin su şişesini havaya kaldırıp ayağa kalkmış, tam Yoongi'ye atacakken gelen korna sesiyle etrafa bakınmıştı.

"Benimki geldi! Gitmem lazım içecekleri siz ödersiniz artık."

Yoongi Jimin'e küfür ederken Taehyung arabada oturan sevgilisine bakıyordu. Kendisi de onlarla gitseydi iyi olacaktı.

"Yoongi ben gidiyorum içecekleri sen ödersin."

"Puştlar."

Taehyung koşar adımlarla Jimin'e yetişip koluna girmişti.

"Sen nereye?"

"Siz konuşurken annemin yanında kolonyayla bekleyeceğim."

Yürümeyi bırakıp gözlerini açabildiği kadar açmıştı Jimin.

"Bayılır mı?"

Jimin'in yürümesi için kolundan çekip konuşmaya devam etti.

"Bayılmaz yine de her ihtimale karşı orada olsam iyi olur."

Sonunda arabaya gelebilmiştiler. Jimin ön koltuğa -Jungkook'un yanına- Taehyung ise arka koltuğa oturmuş dikiz aynasından Jungkook'a ölümcül bakışlar atıyordu.

"Hazır mısın?"

Jungkook arabayı sürerken Jimin'e bakmadan konuşmuştu.

"Hayır çok heyecanlıyım."

Jungkook vitesi bırakıp heyecanını gidermek amacıyla Jimin'in elini tutmuştu. Bir iki saniye sonra arka koltuktan öksürme sesi gelmişti. Biraz tuhaf bir öksürüktü bu. Jimin hızla Jungkook'un elini bırakıp arkasını döndüğünde Taehyung'un zor durumda olduğunu gördü.

"Jungkook arabayı kenara çek!"

Araba durduğunda Taehyung dışarı çıkıp bir ağacın kenarında eğilmişti. Jimin de arabadan çıkacaktı ki Jungkook onu durdurup kendisinin gitmek istediğini söyledi. Jimin de Jungkook'un Taehyung'a kendisinden daha yakın olduğunu bildiği için izin vermişti

Jungkook Taehyung'un yanına gidip ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Taehyung, yoksa hamile misin!"

Bunu söyledikten sonra bacağına bir yumruk yemişti.

"Sikerim dalganı. Midem bulanmıyor. Seni arabadan çıkarabilmek için yaptım bunu."

"Neden çıkarmak istedin ki?"

"Salak gibi davranma."

"Ne?"

"Siz evlenmeden el ele tutuşuyorsanız evlenince neler yaparsınız."

"Bebeğim kıskanmış mı?"

Bunu söylerken elini Taehyung'un yanağına yaklaştırıyordu. Jimin'in arabadan onları izlediğini görünce geri çekilmişti.

"Ona asla dokunmayacaksın tamam mı?"

"Bebeğim, dokunmazsam her şeyi anlar."

"İlk geceden bahsediyorum gerizekalı."

"Merak etme senden başkasını sikmem ben."

Sevgilisine güveniyordu Taehyung. Jimin'in yanına gitmek için ayağa kalktığı sırada aklına bir soru daha gelmişti.

"Ne zamana kadar sürecek bu oyun?"

"Benden ne zaman boşanırsa."

"Seni bırakması için elinden geleni yap."

"Öyle yapacağım."

Konuştuktan sonra beraber arabaya doğru yürüyorlardı. Jungkook onlara bakan Jimin'in endişelenmemesi için eliyle bir işaret yaptıktan sonra adımlarını hızlandırarak yürümeye devam etmişti. Sonunda arabaya vardıklarında Jungkook önce Taehyung'un oturmasına yardım etmiş, sonrasında da kendisi tekrar sürücü koltuğuna geçmişti.

"İyi misin Taehyung?"

"İyiyim Jimin'im merak etme."

"Neden böyle oldu ki ya."

"Midemi üşüttüm sanırım. Endişelenme sen o kadar da önemli bir şey değil."

"Jungkook bir eczane görürsen dur da Taehyung'a ilaç alalım."

"Evde var zaten bebeğim."

Bebeğim kelimesinin üzerine Taehyung tekrar dikiz aynasından Jungkook'a ölümcül bakışlarından göndermişti.

Jimin Taehyung'un dikiz aynasına neden o şekilde baktığına anlam veremese de fazla kurcalamak istememiş, kafasını koltuğa yaslayıp sağ tarafındaki camdan yolu izlemeye devam etmişti.

Yanında, dikiz aynasından bakışan çiftten habersizdi.