25

266 52 94
                                    

       Jungkook mesajı alır almaz kriz geçirmişti ve Siyeon hoca sayesinde tüm sınıf hastaneye girmişlerdi. Hastane odasının önünde onlardan başka kimse yoktu. Çünkü Taehyung'un bir ailesi kalmamıştı. Siyeon hoca, Jungkook ağlarken elini onun omzuna koydu. "Sakin ol Jungkook. O iyi olacak." Yoongi göz devirdi ve sert bir sesle cevap verdi. "Çocuğu daha ne kadar kandıracaksınız?" Bu, herkesin bakışlarını Yoongi'ye çevirmesine sebep oldu.

     Yoongi, Jungkook'un yanına oturdu ve gözlerinin içine baktı. "Taehyung'un durumu son zamanlarda kötüye gidiyord-" Jimin sinirle Yoongi'nin sözünü kesti. "Sus! Zamanı değil! Sus!" Yoongi bunu umursamadı. "Tam zamanı! Jungkook bak... Taehyung'un durumu kötüydü ve biz bunu senden sakladık! Eninde sonunda iyi olur diye düşündük. Öğrenirsen boşu boşuna üzülürsün dedik. Ama olmadı işte. İyi olmadı. Taehyung son zamanlarda kötüydü, tamam mı? Bunu bilmelisin."

Jimin, yüzünü buruşturarak Yoongi'ye baktı. "İnsanların duygularını laflarınla yıkmak senin için o kadar kolay ki..." Yoongi bir an duraksadı ve sonra yerden kalktı. "Ona dürüst oldum." Jimin hiç bir şey söylemedi ve o da Jungkook'un yanına oturdu. Jungkook, Yoongi'nin laflarından sonra daha çok ağlamaya başlamıştı. Jimin sessizce mırıldandı. "Dürüstlüğün yalanlarından daha çok acıtıyor."

Herkes Jungkook'a odaklanmışken Sehun'da aniden ağlamaya başladı. Kendini tutamadı ve duvarın dibine çöktü. Siyeon hoca, ona da destek olmak için Sehun'un da yanına gitti. "Hey, iyi misin?" Sehun ağlarken boğuk bir sesle cevap verdi. "Burslu ölmesin..." Siyeon hoca, Sehun'un saçlarını koşarken diğerlerine baktı. Zaten herkes Jungkook'un etrafındaydı ve Sehun'un ağladığını kimse farketmemişti bile. Bu yüzden Siyeon hoca, Sehun'un yanında kaldı ve saçlarını okşamaya devam etti.

Onlar bu haldeyken içeriden bir doktor çıktı. Hepsi doktorun yanına koştu ve Taehyung'un durumunu öğrenmek istediler. Doktor gülümsüyordu. Jungkook o korkuyla farketmemiş olsa bile bu gülücük diğerlerine umut olmuştu. Siyeon hoca da gülümsedi ve heyecanla sordu. "Uyandı mı?" Doktor kafasını salladı. "Uyandı." Bu sefer hepsi ağlamaya başladılar. Ama mutluluktan...

Jungkook yalvarır bir tonda doktora sordu. "Onu görebilir miyiz? Görebilir miyiz? Lütfen!" Doktor kafasını salladı. "Görebilirsiniz. Ama fazla yormayın." Doktorun sözünün bitmesiyle herkes odaya daldı. Şaşkın bir şekilde kapıya bakan Taehyung'u görünce Sehun gözyaşları içinde yüzünü buruşturdu. "Iyy burslu!" Taehyung yorgun bir şekilde kıkırdadı. "Iyy züppe!" Sehun'un gözünden bir kaç damla daha göz yaşı düştü. "Iyy!" Taehyung tebessüm etti. "Iyy!"

O sırada Jseph, Taehyung'un yattığı yatağa zıpladı ve kafasının altındaki yastığı çekip kafasına vurmaya başladı. "Salak! Çok korktuk! Aptal gay seni!" Taehyung isyan etti. "Ama komadan yeni çıkmışım ben. Aylardır uyuyormuşum! Böyle mi karşılıyorsun beni!?" Jseph vurmaya devam etti. "Evet!" Soojin, yastığı Jseph'in elinden aldı ve onun kafasına vurdu. "Gerizekalı! Çocuk yeni uyanmış! Dur bi, sonra beraber döveriz!" Soojin, bunu söylerken Taehyung'un gözü, duvara yaslanmış onu izleyen Jungkook'un gözlerindeydi.

     Taehyung, Jungkook'a bakarken gözlerinden bir kaç saniyeliğine acı geçti ama o acıyı tebessümle örttü. Jungkook'un farketmediğini düşünüyordu. Ama farketmişti. Yine de dile getirmedi. Taehyung kafasını odadaki diğer insanlara çevirdi. "Annemle babam gelmediler mi?" Jungkook, Taehyung'un yatağının ucuna oturdu ve elini tuttu. "Seni çok özledim." Taehyung gülümsedi. "Ben özledim diyemeyeceğim. Hiç birinizi özlemedim çünkü bana sanki bir akşam uyuyup uyanmışım gibi geldi." Kıkırdadı. "İlaçlar kuvvetliymiş. Sağlam uyutmuş." Buna gülen tek kişi Taehyung'du. Diğerlerininse kalbini sızlatmıştı.

       Taehyung iç çekti ve tekrar sordu. "Annemle babam nerde? Neden gelmediler?" Hoseok her zamanki gibi patavatsız bir şekilde cevap verdi. "Kurtuldun onlardan. Daha bağırış çağırış yok. Rahatsın yani." Taehyung kaşlarını çattı. "Nasıl yani? Ne kurtulması?" Jungkook'un tuttuğu elini sıktı. "Annemle babama noldu?" Hoseok bu sefer susup yere baktı. Taehyung'u üzmek istememişti.

      Taehyung, Jungkook'un gözlerine baktı. "Annemle babama noldu? En son... en son onlar..." Taehyung intiharından hemen öncesini hatırladıkça gözleri doldu ve Jungkook'un elini daha çok sıktı. "Öldüler mi? Jungkook... Neden konuşmuyorsun? Öldüler mi?" Jungkook odadakilere baktı ve herkes dışarıya çıktı. Jungkook ve Taehyung'u odada tek bıraktılar.

      Jungkook, Taehyung'u kollarının arasına aldı ve Taehyung'un kafasını göğsüne yasladı. Tam kalbinin üzerine... "Duyuyor musun Taehyung? Kalbim nasıl da hızlı atıyor..." Taehyung sessizce Jungkook'un kalp atışlarını dinledi. Gerçekten çok hızlı atıyordu. Jungkook konuşmaya devam etti. "Bunun iki sebebi var. İlki, bu gün çok korkmam ve hala etkisinden çıkamamam. Doktor beni hastaneye çağırdığında elim ayağım birbirine dolaştı. Bir şey oldu sandım. İçimi öyle büyük bir korku kapladı ki. Kaybetme korkusu..."

        Taehyung, Jungkook'un kalp atışlarını dinlemeye devam etti. Bu onu rahatlatıyordu. "Diğer sebebiyse sensin Taehyung." Taehyung, kafasını kaldırdı ve Jungkook'un gözlerine odaklandı. Yine mi yanlış anlamıştı? Jungkook bunu da arkadaşça söylemişti ama Taehyung öyle anlamıştı. Kesinlikle öyle olmalıydı. Ama Jungkook, bu düşünceleri tek cümlesiyle susturdu. "Seni seviyorum Taehyung. Bende seni seviyorum. Senin beni sevdiğin türden."

        Taehyung bir an duraksadı. Ne söyleyeceğini bilemedi. Doğru mu duymuştu? Hayır hayır! Kesin yanlış anladı. Evet! Bunu da yanlış anlamıştı. Ama dudaklarına kapanan dudaklarla kalakaldı. Gözleri kocaman açıldı. Jungkook, Taehyung'un alt dudağını bir kaç saniye emdi ve geri çekildi. Taehyung'un şaşkın yüzüne baktı. "Ben... Üzgünüm. Biraz erken davr-" Onu susturan şeyse Taehyung'un dudakları olmuştu. Elleri titrerken Taehyung'un belini tuttu ve Taehyung da onun saçının arkalarını, ensesini okşadı.

    İkisi de ne yapacaklarını bilmiyorlardı ve bu hastane odasında ilk öpücüklerini beceriksizce birbirlerine bahşediyorlardı. Aşklarını bahşettikleri gibi...

İÇİMDEN ROMANTİK BİR AYI ÇIKTI. BENİM MAX ROKANTİKLİK BUDUR. DAHA FAZLASINI BEKLEMEYİN!

BU BÖLÜMDEN SIKILMAZSINIZ İNŞ. VE ÜŞENMEDEN OKURSUNUZ ÇÜNKÜ UZUN ZAMAN SONRA İLK DEFA BİR BÖLÜMLE BU KADAR UĞRAŞTIM. EN SON STARBUCKS'TA BU KADAR UZUN BÖLÜM YAZMIŞTIM. UĞRAŞMIŞ HALİMDEN BİLE BÖYLE BİŞEY ÇIKIYO DKSMXKSLS NEYSE İDARE EDİCEKSİNİZ ARTIK! 

BB!

HOGWARTS / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin