"Güzel çocuk" BTS x SKZ x TXT

Bölüm¹

💚Yanlız omega💚

........      ........     ........      ........     ........     .........

Choi Beomgyu;

Umudumun minicik bir çocuk olması üzerinden sadece 7 yıl geçmişti...

Ben Choi Beomgyu. 7 yıl önce Choi Yeonjun tarafından bırakılmış ve çocuğum ile beraber yanlızlığa terk edilmiş, tek amacı çocuğunu büyütmek olan yanlız bir omega.

Tae-Min, 8 yaşında bile güzelliğinden ödün vermeyen, tatlı mı tatlı omega oğlum. Yaşıtlarına göre olgun ve merhametliydi.

Bu yaşta ki çocuklar gördüğü her şey'i isterken o her zaman paramıza göre ister ya da hiç istemezdi.

Hiçbir vasfım olmadığı hâlde miniğim için oyunculuk okumuştum. (Oyunculuk okunuyo dimi la)

Fakat kimse benim gibi bir vasıfsızı işe alacak kadar aptal değildi.

Ben de zor bela bir şirket girmiş ve modellik yapmaya başlamıştım.

Güzel para veriyorlardı, bu da bana yeterdi zaten. Model olmamın üzerinden dört buçuk ay geçmişti. 4 aylık maaşım'ı birleştirip oturduğumuz 1+1 evi değiştirmiştim.

Tae-Min o kadar mutlu olmuştu ki kendine ait bir odası olmasına ne kadar beceriksiz olduğumu yine anlamıştım o gün...

Yeonjun nerede bilmiyordum fakat mühür yerimin her gece sızlamasından ya da kanamasından, fazlasıyla mutlu olduğu ortadaydı.

Bu ağrıyı çocuğum doğmadan 2 sene önce Yeonjun'un doğum gününde de hissetmiştim fakat anlamamıştım neden olduğunu fakat... Şimdi çok iyi anlıyordum ben bütün evi süsleyip, en sevdiği çikolatalı pastayı yapıp, saat gece 3'e kadar beklerken onun beni aldattığını...

Beni bırakırken arkasından 'beni hiç mi sevmedin' diye bağırdığımda da gözlerinde sadece bir incinme ya da en ufak bir neden aradığımda tek bir duygu barındırmayan, kapkaranlık gözleriyle, gözlerimin içine baktığında. Ağzından sadece 'Seni hiç bir zaman sevmedim' demesinden de belliydi zaten bir başkası olduğu.

Unutmuştum aslında çoktan onu, fakat yine de her dışarı çıktığımda aptal teyzelerin kınayan bakışları altında ezilmek ya da iş arkadaşlarımın(?) arkamdan konuştuklarını işitmek zordu benim için.

Sanki ben Yeonjun'un hayatını darmaduman etmişim, onu ben aldatmışım gibi davranıyorlardı.

Annem ve babam bile bana düşmandı zaten.

Hiçbir zaman sevilmemiştim evde. Tahmin eden neden?

Evet ben de bilmiyorum...

Annem omega kız kardeşim Luna'nın saçlarını okşar, ona okulda aç kalmasın diye tatlı şekilli beslenme hazırlar ve her gün okula sarılmadan göndermezdi.

Ben ise görünmez gibiydim evde. Benim için görünmemek sıkıntı değildi. Asıl sorun zaten göründüğüm zaman başlıyordu.

Eğer evde görünüyorsam bilin ki vücudumda ya kemer yaraları vardır ya da karanlık bir odada belki vicdana gelirler diye aç susuz bekliyorumdur.

Luna da sevmezdi beni. Bana okulda yanıma gelme derdi hep. Arkadaşlarına beni kötüler ve zorbalık görmemi sağlardı.

Bunlar Yeonjun gelene kadar sürmüştü böyle. İlk defa bir alfaya güvenmiştim. İlk defa bir kişi saçımı okşayıp, yüzümdeki yaralara rağmen bana güzel olduğumu söylemişti.

Luna, Yeonjun'a aşıktı ve bu yakınlığı görünce deli olmuş annem ile babama ağlayarak onun sevdiği alfayı elinden aldığımı söylemişti.

En berbat dayağımı o zaman yemiştim de zaten. Bir kolum kırılmış ve acıdan bayılmıştım.

Yeonjun gelmese o odada ölüme terk edilecektim ki nasıl bulduğunu bile bilmiyordum.

O zamanlar sadece bir arkadaşım vardı o'da Kim Hwa adındaki betaydı.

O'nu mezun olduktan sonra hiç görmemiştim fakat görsem ciddi anlamda sarılasım vardı.

Ah bir de benim Yeonjun ile ayrılmamızın ardından tanıştığım arkadaşlarım vardı.
İlk olarak Seokjin hyung ile tanışmıştım.

Zaten hepsiyle tanışmam için gereken buydu.

Seokjin hyung mükemmel birisiydi. Gururlu ve Cesur bir omegaydı kendisi.

Birbirinden güzel 9 omega arkadaşlar onlar. Taehyung, Seungmin, Jisung, Jimin, Hoseok, Felix, Kai, Seokjin ve Jeongin.

Aralarına beni de almışlardı. Ciddi anlamda ailemden daha çok değer veriyorlardı bana.

Bir de Taehyun vardı. Yeonjun'un kuzeni olmasına rağmen hep benim yanımda durmuştu.

Yanlış anlaşılma olmasın bu arada. Kendisi bir alfadan hoşlanıyordu.

Ne kadar kendi kokusunu beğenmezse de bence inanılmaz bir kokusu vardı.

O kadar hoşuma gidiyordu ki onun kokusu. Ne kadar kendi kokusundan nefret etse de ilk terk edildiğimde o kadar rahatlatıyordu ki beni yaydığı feromon...

Şuan ise kollarımın arasında ki oğlum ile uyumaya çalışıyordum. Fakat beynimde ki sorular buna engel oluyordu.

Neden beni sevmemişti?

Neden terk etmişti beni?

Neden aldatmıştı beni?

Bir oğlumuz olduğu halde neden yapmıştı bunu?

Çok mu çirkindim?

Ah bu da soru mu. Belli değil mi zaten herkes çirkin olduğumu söylerdi zaten doğduğumdan beri.

Herkes'in yalan söyleyecek hâli yoktu ya.

Tae- Min;  Baba?

Jun; Hım?

Tae- Min; Neden uyumuyorsun?

Jun; Oh. Uyuyorum birtanem~

Tae- Min; Yanakların neden ıslak o zaman?

Jun; Minik bir omeganın öpücüklerine ihtiyacım varmış~

Tae- Min; Gözlerinden mi öpeyim?

Jun; Hım? Neden gözlerim bakalım minik omegam?

Tae- Min; Onlar üzgün duruyor sanki... Sevgiye ihtiyaçları var gibi~

Jun; O zaman sev onları biraz hm?

Tae- Min; Ben onları sen her istediğinde öperim babacığım! Yeter ki artık üzülme.

💜🦋💜🦋💜🦋💜🦋💜🦋💜🦋💜🦋