Taehyun ile yanımıza gelen namus bekçilerinden zar zor kaçmış ve eve girmiştik. Tae-Min ellerini yıkamaya gittiğinde ben de sofrayı hazırlayıp kendimi Taehyun'un kucağına atmıştım.
Evet biraz fazla yakındık ve bundan hiç şikayetçi değildik. Ne de olsa hamileliğimde o kocam olacak köpek yerine Taehyun bakmıştı bana.
Başkası olsa benim nazımı çekmek yerine bırakır giderdi büyük ihtimal...
Ama Taehyun öyle değildi. Birisine aşık olmak istesem bu kesinlikle Kang Taehyun olurdu.
Tae-Min onu 2.babası olarak görürdü, onu gördüğü zaman gözleri parlar paytak adımlarıyla ona koşardı.
İlk baba dediğinde bile yanımda Taehyun vardı ve ona göre kendisine baba demişti. En komik kavgamızdan birisiydi bu. Diğerleri ise ilk aşerdiğim gündü. Gerçi o gün ben onunla kavga etmiştim... Bazen hâlâ bunları hatırlatıp ne kadar tatlı olduğumdan bahsediyor, beni sinir ediyordu.
(Ayy içimizde kalmasın bir geçmişe dönelimm)
-Flashback-
Beomgyu gecenin köründe uyanmış, dolapları kontrol ediyordu. Dün son çilekleri tatlı yaptığı için fazlasıyla pişmandı. Ortalıkta ne çilek ne de tatlı vardı. Taehyun resmen tabağı zor almıştı omaganın elinden.
Belki gözden kaçırdığı bir şey vardır diye düşünmüştü fakat çilekli dondurması bile bitmişti şansına.
Kendini koltuğa attığında hamilelik yüzünden zaten hassas olan duyguları yüzünden ağlamaya başlamıştı.
Bir süre sonra aklına gelen fikirle hızla yukarı çıkıp telefonunu almış, Taehyun'un numarasını tuşlamış ve açmasını beklemişti.
Tam olarak 4 cevapsız çağrı. Beomgyu iyice sinirlenirken numaranın üzerine tekrar basıp kullağına götürmüştü. Sonunda açılan telefon ile omega, hattın ucunda ki betayı azarlamaya başlamıştı bile.
Gyu; Taehyun! Neden açmıyorsun, kaç kere aradım seni!
Tyun; Beomgyu sen misin?
Gyu; Benim Taehyun. Başka birisi mi olmasını istiyordun?
Tyun; Hayır da saat ka- Beomgyu saat gecenin üçü?!
Gyu; Aaa Tyun bu tatlı omega seni istediği saatte arayamaz mı~
Tyun; Yani arayabilir de neden gecenin üçü özellikle?
Gyu; Şey ya... Tyun bana çilek alır mısın?
Tyun; Ne?
Gyu; Çilek alır mısın diyorum?
Tyun; Nereden bulacağım bu saatte Gyu?
Gyu; Yaa Tyun al işte beni mi kıracaksın~
Tyun; Hayır kırmayacağım da- neyse ben çıkıp bakayım.
Gyu; Teşekkür ederim Tyun~
Omega, yanakları hâlâ ıslak olmasına rağmen kocaman gülümsemesi ile tekrar salona inmiş, yavaşça kanepeye oturarak Taehyun'u beklemeye başlamıştı. Arada bir hafif çıkık karnını okşayıp bir yandan da saatini kontrol ediyordu.
Umarım çabuk bulurdu yoksa her an minik bir katile dönüşüp, sokakta gezen azgın alfaları öldürerek manava gider ve o çilekleri alırdı.
...
Yaklaşık yarım saat geçtiğinde beta hâlâ gelmemişti. Omega çattığı kaşları ile karşısında masum masum duran duvara bakarken, bir yandan da aklına gelen acaba araba kazası mı yaptı, azgın alfalara mı yakalandı, köpek mi kovaladı, manav mı dövdü gibi garip düşünceler geçiriyordu.
Tam tekrar telefona sarılacakken gelen anahtar sesi ile kapıya koşup elinde bir sürü poşetle içeri giren betanın üzerine atlamıştı.
Yanağına sert bir öpücük kondurup teşekkür ettikten sonra poşetleri alıp mutfağa koşmuştu.
Çileklerin yarısını yıkadıktan sonra alıp Taehyun'un karşısına oturmuştu. Zavallı beta koltuğa kıvrılıp uykusuna dönmeye çalışıyordu...
-Flashback end-
Beomgyu düşünceleri yüzünden tavaya bakıp sırıttığının farkında değildi. Birden gelen yüksek sesle yerinden sıçramış ve hızla arkasına dönmüştü.
Taehyun suçlu bir çocukmuş gibi ellerini önünde bağlamış kırılan vişne reçeli kavanozuna bakıyordu.
Gyu; Taehyun ayağına batıcak çekil oradan.
Tyun; Sâdece bakmak istemiştim üzgünüm.
Gyu; Sorun değil Tyun Hoseok hyung tekrar yapar!
Tyun; Kızmadın mı?
Gyu; Hayır kızmadım sana bir şey olmadı ya.
Tyun; En son bardak kırdım diye annemden dayak yemiştim...
Gyu; O zaman ben de yanında olduğum için dayak yemiştim Tyun.
Tyun; Her gün başka bir şey kırdığım için dayak yiyordum unutmuşumdur.
İki adam reçel ve camları temizledikten sonra ısınan pizzaları da masaya indirmiş ve minik omegayı da çağırıp yemeye başlamışlardı.
Beomgyu hazır yemekleri çok severdi fakat kilosuna dikkat ettiği için genelde sebze yerdi. Oğlu ise sebze yemeklerini çok severdi. Gerçi Beomgyu oğlunun şimdiye kadar bir yemeği beğenmediğini görmemişti. (Sebze yemeklerini çok severim Beomgyu'nun oğlu aslında benim (yemek seçmem dışında tabi))
Geri kalan zaman da omega ve beta, minik omeganın derslerini bitirmesine yardımcı olup beraber animasyon filmi izlemiş, filmi izlerken uyuya kalan Tae-Min'i yatırmışlardı.
Ve günün en güzel zamanı gelmişti Beomgyu ve Taehyun dedikodu zamanı. Uzun bir süre Tyun'un sevdiği alfayı çekiştirip, film yıldızlarının Taehyun'a anlattığı dedikoduları konuşmuşlardı.
Tabi bir süre sonra uyumayı akıl edip (dedikodu bitti) Taehyun Beomgyu'nun odasına yatarken, Beomgyu da oğlunun yanına yatmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonra ki bölümde görüşmek dileği ile meleklerimm 💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜
