Uçurumdan düşer gibi baktım gözlerine, çaresizlik bizde doluydu, doluydu da tutan olmadı ellerimizden yere çakıldık.
Güzel çakıldık ama vesselam. Hiç tahmin etmediğimiz bir tepeden düştük mü aşağıya mı itildik tam bilmiyorum. Çünkü ben düştüğüm sırada bile sesinin uykulu tonu, nasıl geri kalan tüm insanların sesinden daha güzel olabilir diye düşünüyordum.
Düşünürken çok zaman kaybediyorum. Hatta öylesine zaman kaybediyorum ki unutuyorum. Her şeyi bi çırpıda siliyorum. Tek senin adın kalıyor aklımda. Gözlerin. Ellerin. Dudakların. Sanki tutmuşlar aynı çarmığa her gün tekrar koymuşlar beni, yine de ölmemişim. Bununla eş değer sesini düşünmek. Senin öyle bir sesin var ki düğümlemek istiyorum kendimi ses tellerine. Öyle bir sevgiki bu bende ki ilmek ilmek.
Anlamazsın.
Diğer onlarca şeyi anlamadığın gibi bunuda anlamazsın.
İnanmazsın.
Her sabah kendimi dirilttiğime gece olunca yine bir uçurum bulup kendimi boşluğa öylece bıraktığıma inanmazsın. Renkleri bile seninle sevdiğime inanmazsın. Kırmızıyı hala en çok sana yakıştırdıgıma inanmazsın. Ne çok şeye de inanmıyorsun diye kızamıyorum bile. Canın sağolsun.
Her konuda kendimden biraz eksiltip sana katmışım seninle bir olmuşum ve yine seninle ölüyormuşum gibi. Bir son bile yazamadım sana, çok istedim bak buna mutlaka inan. Seni son kez görmeyi ölmekten daha çok istedim. Hiç söylemediklerimi sana son kez söylemek için çok istedim. Dinlemeye de, kalmaya da hiç vaktin yoktu işte. bile bile geldim. Sevmenin en acıtan yanlarını vücuduma kazımana gerek yoktu ama sevdim buna inanmayada bilirsin. Zaten bana dair ne varsa inanmadın. Kızmıyorum. Cünkü o gözlerin kızılmayacak kadar güzeller.
Şiir okumanı hayal ediyorum. yeniden şarkı söyleyişini. Bir adam bu kadar güzel severken nasıl hiç sevmemiş gibi gider aklım almıyor. Aklım sen dışında hiç bir şeyi kabul etmiyor. Bir seni hayal edebiliyorum birde giderken bıraktığın kırmızı gömleğini.
Renklerden bir kırmızıyı biliyorum birde o kahverengi gözlerini.
Sana çok uzun zamandır iyi geceler diyememenin acısıyla geçiriyorum çoğu geceleri, buna diğer onlarca şeye inanmadığın kadar inan..
