Bu Gece Alevler Bu Zalime Galip Gelecek!

66 4 0
                                    

Yine aynı geçen bir gün. Yine aynı yıldızsız karanlık gökyüzü ve yine aynı yalnızlık. Her şey ama her şey fazlasıyla yumuşak. Acı vermesi gerekiyordu. Damarlarımda, kanımda, derimin her bir dokusunda bunu hissetmeliydim. Bütün insan görünümlü yaratıklar gibi, sırtımı en güvenle dayadığım en yakın dostum olan acı bile beni terk etti.
  Ama ben terk edilme lüksüne sahip bir adam değilim. Yer yarılıp dibine girse bile, en karanlık gecenin gölgesini üzerine örtse bile acıyı bulacağım. Bulacağım ki bu acısız hayatıma huzur katsın.
  Aynı benim gibi yapayalnız, acının bile kendisini terk ettiği karşı köyüm, eskiden kadim sandığım dostumla orada buluşurdum. Gözlerimi göğe dikerdim, ellerimi dostuma emanet ederdim ve huzuru tadardım. Parmak uçlarımdan nefesime kadar acıyı tadardım. Ah dostum, seni ne kadar özleyebileceğimi hiç umursamadan beni terk ettin. Seni hain!
  Ben seni çok ama çok seviyorum dostum. Sana tam tamına 8 kez söz vermiştim. Sen nereye kaçarsan ben seni kovalayacaktım. Umarım karşına çıktığım zaman bu sözlerimi hatırlayıp beni terk ettiğin için derin bir pişmanlık duyarsın. Ama ben sana karşı çok büyük merhamet duyarım. Ne zaman kararından vazgeçip bana geri dönsen sana her zaman kucak açarım. Lütfen, lütfen benim yerimi gereksiz şeylerle doldurmuş olma.
  Ben iyi bir insan değilim dostum. Hiçbir zaman da olmadım. Ama senin için iyiliğin en zirvesini bile tadarım. Bugün, bu ıssız, karanlık yalnız gecede, iyi bir arkadaş olduğumu gösterip seni bulmaya geliyorum. Nerede olursan ol!
  Bu değersiz eşyaların hiçbirini yanıma almadan bu hapishane gibi evden ayrıldım. Buraya bir daha dönmeyeceğim.
  Beraber geçirdiğimiz güzel anları hatırlamak için her zaman buluştuğumuz o köye geldim. Ben seni bulmadan sen bana gelemezsin. Sen anılarımda yaşıyorsun. Ben anılarımı hatırlamazsam, sadece geçmişte yaşamış bir dosttan ibaret olarak kalacaksın.
  Ben sana düşkünüm, sen de bana hiçbir şey demeden çekip gitmeye.
  Bu köyde sadece birkaç harabe ev var. Hepsine izimizi bıraktık. Evlerin hemen ortasında kocaman bakımsız bir ağaç, kontrolsüzce büyümüş. Bunu da hatırlıyorum, en güzel anımız buradaydı. Yanmış bir tarla, tamamen harap olmuş, yanık kokusu halen burnumda. Bu tarlanın yanışı yüzünden terk edilmişti bu köy. Devasa alevlerdi. Herkes panik içindeydi, bir o tarafa bir bu tarafa çaresizce koşturup bağırıyorlardı. Sırf alev evlerine sıçramasın diye yapmadıkları şey kalmamıştı. Ağlayan ağlayana, herkes korku içinde iken, ben de oradaydım. Yangını durdurmak için parmağımı bile oynatmadım. Lütfen, lütfen alevler bu ucuz sefil evlere sıçrasın diye ardı ardına dua ediyordum. Harika bir deneyimdi, büyülenmiştim! Eninde Sonunda her yerin yanip kül olacağı düşüncesi keyiften dört köşe olmamı sağladı. Küçük, zayıf, korku dolu kalplerinize şükürler olsun!
  Yine bu güzel anılarımı hatırladıktan sonra yeniden köye baktım. Gerçekten, gözümde gönlümde hiçbir değer olmayan insanların emekleriydi bunlar. Gram için acımadı bilesiniz!
  Bu delilere niye hiç acımadığımı da uzun zaman önce insan olmayı bilmekle beraber unuttum. Zihnimin o köşesinde sadece suskun bir karanlık var. Zihnim bile bana karşı hayal kırıklığıyla dolu. Zannederim ki o karanlık dönemde onu bu hale getirecek milyonlarca şey yaptım. Ne zalimce.
  Şu an, üzerine ayak bastığım bu toprağı, bütün bu harabe evleri sayısız kez tekrardan alevler içinde bırakmak istiyorum. Ama bu sefer bir hediyem var. Beni terk eden acı duygusunu yeniden bulabilmemi sağlayabilecek bir hediye. Her ne kadar tiksinsem, ölülerine bakarak mutlu olsam, yanışlarını izleyerek zevk alsam da ben de onlardan biriydim. Benim de sonum acıyı tadarak diri diri yanmak olmalı. Hayır sadece bir bahane olduğunun ben de farkındayım. Ama bunun olması lazım. Sanki, yeniden yakmak benim için bir zorunluluk gibi. Yapmalıyım bunu.
  Her köşeye sakladığım kibritlerden her birini teker teker topladım. Köyün şu anki durumu yanmaya aşırı müsait zaten, bu yüzden sadece kibritlerimi salıvermem yeterli olacak. Ama sadece son bir şey yapmalıyım. Ufak ama önemli bir şey.
  Bir ayna aldım ve güzel bir yere yerleştirdim. Yangında parçalanır mı bilemem ama o anı görmek istiyorum. Güzelce kendime çeki düzen verdim. Son kez apaçık kara gökyüzüne bakıp veda ettim. Son kez yerdeki toprağı elleyip hissettim. Etrafa yuva kurmuş hayvanlar umurumda bile değildi ama onlara da veda ettim. Cebimdeki saati çıkardım, içimdeki öfkenin küçük bir parçasını onu paramparça etmek için kullandım. Çünkü benim için zamanın hiçbir değeri yok. Hem olsa ne olacak?
  Ayağa kalktım. En şahane yerleri seçtim ve kibritleri sanki soylu birinin yemek masasındaki mumları yakıyormuşçasına keyifle yaktım. Keyfimden dört köşe olarak yanıp tutuşan kibritleri etrafa saçtım. Hayatımın son anları harika bir keyifle geçiyordu! Kolayca yanıp tutuşuverdi sefil köy. Kalbim hızla heyecanla çarpmaya başladı. Kocaman gülümsemeyle aynaya koştum. Hemen karşısına çöktüm ve alevlerin bana ulaşmasını sabırsızlıkla bekledim.
  Alevler... Hayatımda tattığım en güzel acı. Bu zalim ruha maruz kalmış bedenin yanıp kurtuluşu. Mükemmel hissediyorum! Sıçan kılından değersiz olan bu saçlar, alevlerden daha acı olan bu eller, hepsi, hepsi yanıyor! Hepsi yanıp kül olmayı hak ediyor. Bu gece alevler bu zalime galip gelecek!
  Geldi de. Gözlerinden kontrolsüzce gelen yaşlara bile bakmadan, geç kalınmış pişmanlıklarına bakmadan geldi.
  Bu dünyadan böyle ayrılan biri diğer tarafta mutluluğu tadabilecek miydi?

Bu Gece Alevler Bu Zalime Galip Gelecek!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin