hhellooooo geldim yinee
iyi okumalar🥀🌸
taehyung 3 haftadır okula düzenli bir şekilde gidiyordu. sebebi ise jungkook'tu. kendini tutamıyordu. ağlıyordu, sızlıyordu, acı çekiyordu taehyung. ne zaman jungkook'u görse. aklına abisi geliyordu, daha çok acı çekiyordu. o gunlerini cok özlüyordu. 9 sene önceye gitmek istemiyordu hep. bunu degistiremezdi evet ama jungkook'a çok ihtiyacı vardı.
jungkook mezarlığa gittiğinde taehyung'un annesinin kendisinin üvey annesi olduğunu anlayınca şok geçirmişti. ağzını açmak istese bile konuşamıyordu. ağzı tutuluyordu, kelimeleri yutuyordu. taehyung ise hâlâ bekliyordu.
günlerdir beklerdi taehyung, hiç yılmazdı, işte bu zaman umudunu yitirdiği, geri intihar yöntemlerine başladığı zamandı. yaşamanın anlamı yoktu taehyung için. jungkook ise hâlâ saklıyordu.
ikisi birbirine iyi geliyordu her zaman. bunu fark ediyorlardı, birbirlerine yardım ediyorlardı, stres olduklarında birbirlerine bakmaları bile yetiyordu. sanki 3 haftalık tanidigi değil de. 12 yıllık dostları gibiydi. ah zavallı taehyung'um.
büyük bir bağırışla irkilmişti taehyung. sıraya koyduğu kafasını hemen öğretmenine göstermişti. yine azar yiyecekti belli ki. fakat bu sefer farklı bi hocadan. "ne cürretle benim dersimde uyursun sen!?" hemen kolunu kaldırmış, taehyung'a vuracaktı, acımasız öğretmen.
ancak bir bedenin hızla gelip o kolu tuttuğunu görünce rahat nefes almıştı taehyung. acıdan dolmuş gözlerini silmiş hemen kendini toparlamisti hayır, burada ağlayamazdı. düşüncelerinden sıyrılıp kafasını yukarı kaldırmıştı esmer tenli.
bunu yapan jungkook'tu. taehyung gözlerini kocaman açmış jungkook'a bakıyordu.
"nasıl böyle bir şeye kalkışmıştı? hem de taehyung için mi? kesinlikle disipline gidecek!, bu cocuk kafayı yemiş resmen!" sınıf fısıltılarını taehyung çok net duyuyordu. rezil olmuşlardı işte!
taehyung kafasını arkadaşlarına çevirdiğinde arkadaşları yoktu. etrafına baktığında ise tanımadığı yüzler vardı. siktir başka sınıfa gelip oturmuştu. o anki rezilliğinden yerin dibine girişti resmen. tüm sınıf aniden bir kahkaha patlatmıştı.
jungkook elini indirip, "hiç bir öğrenciye dayak atamazsınız efendim aksi takdirde para cezası olduğunu biliyorsunuz, adımlarınız düşünerek atın." diyip hızlıca taehyung'a dönmüştü ve elinden tutup onu sınıftan çıkarmıştı.
taehyung gözleri kocaman açılmış şokla jungkook'a bakıyordu. "ne bakıyorsun tae! sana vurmasına izin vermeliydim?"
jungkook, buz kesilmiş gözlere bakıyordu. ve hâlâ yürüyorlardı. "birak beni sınıfa gitmeliyim." jungkook efkarla "iyi misin tae? derse girersen tutanak yersin." taehyung bu bilgiyi hatırlayınca göz devirmişti. "nereye gidiyoruz peki ya?"
"tuvalete elini yüzünü yıka."
"en üst kattaki tuvalet mi jungkook! kafayı mı yedin?"
jungkook durmuş ve taehyung'a bakmıştı. onu yavaşça duvara yaslayıp eliyle çenesi nazikçe tutmuştu. "senin sayende kafayı da yedim güzelim." taehyung kocaman açılmış gözlerle jungkook'a bakıyordu.
tekrar eskisi gibi taehyung'un elini tutmuş ve merdiven çıkmaya yine başlamışlardı. bir süre sonra 5. katın en son koridorunda ki tuvalete varmışlardı.
