You and me, baby,
you know that we got it." Saçların böyle daha güzel."
En son saçımda duran tokayı elinde tutmaya devam etmiş yüksek ihtimalle alık alık olan bakışlarımı izlemişti bir süre sonrası hızlıydı. Elindeki tokayı bileğine takmış gülümseyerek elini sırtıma koyup yürümeye devam ettirmişti bizi.
Jimin'e baktığımda sırıtarak bakıyordu. Hoşuna gitmişti. Kısa bir sürede bir yere girip yemeklerimizi yemiştik. Yediğim bütün lokmalar boğazıma dizilmişlerdi sanki. Çok gergin bir şekilde yemiştim o sanki bunu fark etmiş gibi durmadan bana bakıp en sonunda sırıtarak "Ne kadar yavaş yiyorsun, ağzın mı ufak yoksa bilerek mi yemiyorsun?" söylediği şeyin ne kadar imalı olduğunu Jimin söyleyene kadar anlamamıştım tabii.
"Abi görmeliydiniz Jungkook hemen hayır anlamında kafa salladı garibim." Jimin benimle dalga geçerken dün gece yaşananları anlatmıştı. Hala daha inanılmaz utanıyordum.
Durmadan çalışıyordu. Solumda olan sahaya döndüğümde saçlarını karıştırıyordu. Bileğine odaklanmıştım, duruyordu. Kolunu indirdiğinde o da benim gibi bakmak istemiş olacak ki bileğinde duran tokaya bakıp sırıttı ve dudağını ısırarak topun gittiği yere koştu. "Jungkook! Sana diyoruz!" sesin geldiği yöne döndüğümde Jin kahkaha atmaya başlamıştı.
"Göz göze geldiniz herhalde kıpkırmızı olmuşsun." gülmeye devam ederken konuşmuştu. "Dalga geçmeyin." demiştim isyankar bir biçimde. "Tokası hala onda bu arada." Jimin tekrar gülerek konuştuğunda yüzümün iyice yandığını hissetmiştim. "Ooovvv aşk böcekleri misiniz siz bakıyımmmm." Hoseok yanaklarımı sıkarak konuşurken iyice utanmıştım.
Hoseok'un ellerinden yanaklarımı kurtarıp kaşlarımı çatmıştım. "Susun ya. Abartmayın!" demiştim. "Uf hadi öyle olsun bakalım benim dersim var bir saat sonra, aşağı inip biraz çalışacağım." Jimin aynı sırada okul için yapılacak gösterilerde dans ediyordu ve bu sıralar çalışıyorlardı. "Benim hiç derse giresim yok Jimin seninle gelsem?" dediğimde olumlu anlamda kafasını sallamıştı.
≈
Jimin baya bir süre çalıştıktan sonra dinlenmek için oturduğu sırada telefona bakıyordu. "Bir akım gördüm Jungoo beraber yapalım mı? " sırıtarak konuşan Jimin'e gözlerimi devirmiştim. İyi dans ediyordum bunu biliyordum ama bunu bir video için yapmak.. bilmiyordum. "Hadi mızmızlanma gel." dediğinde oflayarak oturduğum yerden kalkmıştım. Ne yapacağım belli değildi hafiften korkmama rağmen susuyordum. Jimin yapacağımız dansın videosunu izlettiğinde hayır anlamında kafa sallamıştım. Belki paylaşmayacak olsa tamam derdim ama paylaşacaktı. Bir süre kendi aramızda evet hayır tartışması yaptıktan sonra pes etmek zorunda kalmıştım ve dansı ezberlemiştik.
Jimin telefonu bir yere sabitledikten sonra videoyu başlatmıştı. Şarkıyla beraber dansı yaptığımızda Jimin heyecanla telefonu alıp videoyu izlemetmeye başlamıştı. Gayet güzel dans etmiştik. Bir an videoyu Taehyung'un izlediğini düşünmeye dalmıştım. "Jungoo yanakların kızardı!" gülmeye devam ederken videoyu uygulama üzerinden paylaşıyordu. Kendimi çok garip hissediyordum. "Uf ben gidiyorum başka videolara kurban gitmekten korkuyorum. Geliyor musun?" dediğimde gülerken kafa sallamıştı.