Jisung hyung iki saattir arkadaşını ballandıra ballandıra anlatıyordu. Bakalım gerçekte nasıl çıkacaktı.
"Seungmin senin resmini ona gösterdim çok beğendi hemen tanışmak istiyor"
Gergindim ve korkuyordum içimde kötü bir his vardı.
"Daha ismini bilmiyorum"
Jisung bana gülümsedi
"Seungmin bu kadar hızlı olma tanıştığınız da öğrenirsin ama bir görsen çok yakışıklı tam senin sevdiğin tiplerden"
Ne alaka?
"Sen benim sevdiğim tipleri nerden biliyorsun ki"
"Tam bir mafya tipi var ee sende öyle kişileri seviyorsun"
"Ne? Onu görünce hemen aşık olucağım mı sanıyorsun"
Changbin hyung da bana katılır mırıltılar çıkardı.
"Fazla abartıyorsun akışına bırak çok yakışacaksınız bak sen gör belki de onu daha önceden tanımadığına pişman olacaksın"
Gözlerimi kapadım ve Chan hyungu düşündüm sonra gözlerimi açtım "öyle mi dersin"
"Tabiki bak sen beni dinle gör"
Tamam deyip geçiştirdim ve odamdan onları çıkardım.
"Yaptığım doğru mu?"
Changbin
Jisung'un bu kadar aceleci davranması bana çok gereksiz gelmişti. Jeongin'in odasının önünde durdum ve tıklayıp tıklamamak arasında kaldım.En sonunda bir şekilde tıklayıp içeri girdim. Masumca uyuyordu yanına gitmek istemiştim.
"Jeongin jeongin" uyanmamıştı bu fırsatı kullanabilirdim belki.
Saçlarına dokundum çok yumuşaktı. Ardından öpüp içime çektim. Yüzüne bakarken çok fazla yaklaştığımı fark edememiştim geri çekilip gülümsedim.
Yanağına hafifçe dokunduğumda birden kolumu tutup çevirdi ve üstüme çıktı.
"KİMSİN LAN!"
Zar zor nefes alarak "Jeongin benim ben Changbin dedim"
Gülerek kollarımı serbest bıraktı. Yüzlerimiz çok yakındı. Jeongin aramızdaki mesafeyi daha da azaltıp gözlerini kapatmıştı.
Dudaklarımız neredeyse birleşiyordu ki Jisung'un sesiyle ikimizde ayrıldık.
"Aaay siz oldunuz mu?"
Jisung'a sinirli bir bakış attım.
"Senin ben.."
"Yiyişeceğinize kahvaltıya gelin"
Jeongin kafasını daha çok eğip kızarmış olan yüzünü sakladı.
Jisung gidince kafasını kaldırıp Changbin'e baktı.
"Özür dilerim gerçekten"
Changbin Jeongin'in kızarmş yanağını öptü.
"Özür dilemene gerek yok güzelim"
Jeongin iyice Changbin'e sokulup
"Salak ya" demiştiChangbin kahkaha atıp odadan çıktı. Jeongin de arkasından gülümsedi ve gözlerinin güzelliğine özendi.
Tabi o sırada kahvaltı masasında gergin bir atmosfer vardı. Jeongin ve Changbin'inin de tüm neşesi solmuştu.
Jisung yine de gülümseyerek herkesin neşesini yerine getirmeye çalışıyordu.