"Telefonum yine nereye kayboldu bulamıyorum!"
Sinirle soludum ve kollarımı bağlayıp düşünmeye başladım. En son Chan hyungun odasındaydı. Yine mi orda acaba.. Hayır orada olamaz ki.
Aklıma Chan hyungun odasında ki kilitli kapı geldi. Heyecanlanıp gülümsedim.
"Telefonu boşver o odayı çok merak ediyorum" dedi kendi kendine Seungmin ve ardından odasından çıktı.
Gizlice koridorda yürürken aklımda odanın içini canlandırdım.
İçerisi para doluydu ya da kedi yavruları hayır köpek dur bir dakika gizli şifreler dolu kağıtlar ve bir geçit mi yoksa-
"Günaydı-"
Aniden Changbin hyungun sesini duyunca irkilip geriye çekilmiştim
"AAyh korkuttun beni hyung"
Elindeki kutuyu bana uzatıp "Bu kadar korkacak ne var canım" dedi.
Kutuyu sallayıp "İçinde ne var hyung?" Dedim.
Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı.
"Hiç öylesine bir kutu işte bu kutuyu arka bahçedeki kulübeye koyabilirsin değil mi?" Dedi hyung
"Ah.. tabiki hyung"
Deyip bahçeye gittim ve kulübedeki sahte kiliti açıp içeri girdim.
Kutuyu koyup gitmem gerekirken, kendime engel olamayıp kutuyu açtım. İçinde bir kaç resim, gereksiz eşyalar ve bir anahtar? Vardı.
Aceleyle anahtarı alıp cebime koydum ve kutuyu kapatıp yerine koydum.
Ardından odama çıktım. Cebimde ki anahtarı elime alıp baktım ve düşünmeye başladım.
Bu anahtar hangi kapıyı açıyor olabilirdi ki. Hangi kapı olursa olsun her yerden kâr var. Hem ne de olsa mafyaların evindeyim.
Yüzümde hayaller dünyasında olduğumu dışarı yansıtan o sırıtışım vardı. Hâlâ inanamıyordum hayallerimin gerçek olduğuna...
Yine de istediğim şeyler pek olmuyordu. Ben her gün bir olay olacak diye düşünürken bunlar espiri yapıp gülüyorlardı.Ya ben mafya olsam böyle mi olurdum... Diye düşünüp yeni hayallere dalmıştım.
Odamın kapısı tıklatıldı. Bende hemen elimde ki anahtarı kitaplıkta ki kitapların arasına bir yere koymuştum.
"Seungmin yemek yiyecek misin?"
Jisung hyung gelmişti. Duruşumu düzeltip cevap verdim.
"Yok aç değilim yemek istemiyorum teşekkürler"
Jisung hyungun samimiliğine karşı benim daha resmi konuşuşum biraz garip kalsa da o takmamış "sen bilirsin" deyip gitmişti.
Giderken kapattığı kapıyı biraz inceledim bir şey ilgimi çekmişti.