35

116 15 18
                                    

Nikolai Gogol, son günlerdir yattığı yataktan kalkmıştı.
Gerçekten bunu yapmak istemiyordu, denilebilir miydi peki?

Hayır, o sevdiğine tekrar kavuşmak istiyordu.
Uşanka takan.. Siyah saçlı.. Rus sevgilisine tekrar kavuşmak istiyordu.

Söz vermişti ona, kendine zarar vermiyeceğine dair.
Fakat ona kavuşmak.. Onu o da isterdi.

Omuzlarında geçirdi paltoyu, taktı uşankayı.

Tek yapması gereken tek şey bir bıçaktı.

Sadece bir bıçak, karnına saplayıp ölmeyi beklemekti.

Fakat bundan önce yapması gereken bir şey de vardı tabiki..

Çizdiği tuval.. Fyodor'un portresi..
Oraya doğru yavaş adımlar ile hareket etti..
Adımları yankılanıyordu..
Boş sessiz bir koridorda..

Ona kızan biri yok, sevdiğini söyleyen biri yok.. Aşkını itiraf eden biri yok.

Hiç kimse!

Adeta.. Ömür boyu sadece sessizliğe kavuşmuş gibicesinden.

Portreye doğru elini uzattı.
Sanki Fedya'nın yanağını okşarcasına elini sürttü.

Konuştu kendi kendine.. ;

"Emin ol Fedya, bugün veya değil. Şimdi ya da sonra. Senin için. Sadece senin."

Nikolai herkes için her şeyi yapacak biri değildi tabi.. Ne kadar sevecen olsa da.. İnsan sevdiğini kaybedince.. Akıl sağlığını da kaybediyor.

Nikolai kendini insan olarak görmüyordu.. Hatta bundan da haberi yoktu.

Sadece şizofren olduğunu düşündü.

Portreden uzaklaştı..
Mutfağa doğru adımlarını attı.

Evde tek değildi.. Siyah bir kedi vardı.

Fyodor ile sahiplendikleri bir kedi, bir gözü mavi.. Diğer gözü yeşildi..
Siyah tüyleri vardı..
Göbeği bembeyazdı.

Nikolai kendisine bakmasa da.. Kediye bakmıştı.
Nikolai mutfağa gittiğinde, odadan çıkan sahibinin peşinden gitti kedi.

Mutfağa geldiğinde uşankayı çıkarttı.
Kedinin yanına koydu.

Kedi ise bakıyordu sadece, ne yapıcak diye.

Nikolai tereddüt ile mutfak bıçağını eline aldığı gibi bakıyordu.

Tam olarak kalbine, yaşama amacına doğru saplamak için.. Ellerini oraya götürdü.
Ne kadar tereddüt etse de..
Artık almıştı eline,

Bıçağı bir hamle de geçirmişti.
Bıçak kan olmuştu.
Bir kaç kez daha sapladı.
Etrafa kanlar sıçrıyordu.

Mutfak.. Kan olmuştu.
Fyodorun paltosu da öyle.
Kediye de kan sıçramıştı.

Tek yapabildiği şey miyavlamaktı kedinin.. Sadece miyavlamak.

Nikolai artık kan kusuyordu.
Bıçağı geri çekti.
Yere attı bildiğin.

Ardından kendini de yere attı, mutfak dolablarına dayadı.
Paltoyu üstüne atarak gözlerini kapadı..

Son olarak hafif bir gülümseme ile.. Bitirdi her şeyi.

Kedi ise sahibine doğru ilerledi..
Cansız bedenine burnunu sürttü.

Kediler ağlar mıydı?
Görmüş müydünüz hiç kedi ağlayışını?

Her canlı ağlardı öyle değil mi?

Evet, o kedi de ağlıyordu.
Sadece ağladı.
Minik bedenini sahibinin cesedinin koluna kıvırdı.
Uyurcasına kaldı orada.

Nikolai ise.. Sadece.. Fedya gibi cansız bir ceset olmuştu.

Evde artık ne ses ne de seda vardı.
Ölü gibicesine.

Yine de burada kalan iki tane çift vardı,

Ölü olsalar bile..
Sonsuza kadar birbirlerine bağlı kalan bir çift.

кσкυηυ σzℓє∂ιм ┆ ƒуσℓαι Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin