Bir insan bir rengin bütün tonlarına mı aşık olur yoksa o rengi adıyla mı sevmiştir.
Kararsızlığın hükmü kalkana kadar yayılıcı bir cehalettir şuanki bulunduğum durum beni içine hapsetmiş kasvetli ortamı dağıtmam iÇin feryat ediyor du taki ben kabullenene kadar "dinlendirici bir kahve ister misiniz avukat." Diyip muzursuz bir biçimde istediği olmayan bir çocuk gibi kıvranan avukata istediğini vermemiş olsam da onu sakinleştirmeye ikna edici bir öneride bulunmuştum "orta şekerli olsun." Bu anı beklediğini bilseydim çok önceden bu soruyu yöneltmiş olurdum "Zeynep iki kahve alalım ikisi de orta şekerli olsun." Yardımcımı da odadan göndermiş oldum "bakın avukat bu durum hafife alınamayacak derece ağır nedenlere sebep olabilir neyin içine bulaştığınızı bilmiyorsunuz sizin kurtarmayı istemiş olduğunuz şahıs seri katil olabilir bize yardımcı olmanız sizin de iyiliğiniz için." Bakışları rahatsız ediciydi "delilleriniz ile gelin dedektif sonuç olarak ikimiz de işimizi yapıyoruz ve benim Savunduğum kişinin aleyhine oynayan pek bir kanıt yok elinizde diye biliyorum." Her konuşmada başa sarıyor olmak çok can sıkıcı olmaya başladı bir çete var be biz onları çökerteceğimiz yerde onlar bizim ile oyun oynuyor tamam maça kızı sakin ol bu senin oynamış olduğun ilk oyun değil kendimi dizginledikten sonra kol saatime baktım ve bir yere geç kalıyormuşçasına ayağa kalkarak kapıya yöneldim askıdan ceketim ile çantamı aldım favori şapkamı da taktıktan sonra "kusura bakmayın randevuya yetişmem lazım sizin ile daha sonra tekrar görüşebiliriz." Diyip kadını kibarca kovmak istedim "boş bir dosya iÇin sarf ettiğiniz çaba şizofrenlerin dertleriyle çelişkilerine benziyor fakat yine de başarılar dilerim." Açtığım kapıda Zeynep ile burun burna geldim yüzüme boş bakan Zeyneb'e "siz kahveleri sedefle için biz çıkıyoruz." Dedikten sonra Zeynep'in yol vermesi ile avukatla birlikte karakoldan çıktık son kez arkamı döndüm ve umutsuz vakanın suratındaki anlamsız özgüveni süzdüm "biz tabiri ikimize De uymaz dedektif çok ayrı insanlar olduğumuzu unutmamanı istiyorum." Kariyere göre karaktere bürünmek isteyip işini yanlış anlamış bir cahil görüyorum karşımda. beni süzerek omuz atıp yanımdan gitti avukat. Böyle türlere yabani diyoruz...
dava adı BUKALEMUN yaşanan olay
Bir pazar gecesi küçük kız babasının ninni gibi gelip rüyalarını güzelleştiren masalını dinleyip tatlı uykusuna dalmak üzere hazırlanıyor du sıcak yorganına sarılan küçük kız başını yastığa koyarak babasının o huzur dolu sesi ile gözlerini yumdu masalın sonlarına doğru mırıldamalı gelen sesi küçük kızın uykuya dalmadan önceki son sözü "baba deniz kızı maviye mi aşık olmuş." Oldu kızının bu tatlı sözleri ile duygulanan adam yavaş hareketlerle yanından kalkarak yanağına narin bir öpücük kondurdu..........
Hikaye tutarsa devamı gelicek!!