Minho Sen kötü kalleş bı insansın Kanın kirli kalbin kara İçinin çirkinliği yüzüne vurmuş Hatta insan değilsin sen duygu hormonları olmayan bir balıksın Seni cami önünde bulduğum günün gecesine çomak girsin Adi.. |19.28|
Seungmin Noldu aq Biraz kestiriyordum bir uyandım Ocağıma incir ağacı dikmişsin Pist Hyung Cevap versene Ne oldu Minho Minho hyung |20:05|
Yoksa düşündüğüm şey yüzünden mi
Düşündüğün şeyi hipopotamlar siksin seung
Hyung.. Vallahi ben ciddiye alacağını düşünmemiştim Sen bugün beni mi bekledin
Sence?
Özür dilerim Geleyim mi hemen Annem dolma yapmış getireyim mi Beraber çocuklar duymasın izleriz
İstemez
Tamam Kornet yiyip sahilde yürürüz Yazıyor...
Minho
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
___________________________________
Eski, sayfaları sararmış pek bilinmeyen bir kitabın içinde geçen meçhul bir eylül gecesi tadında mayhoş ılık bir gün sonu, sokakların yavaş yavaş sakinleştiği evlerin lambalarının tek tük söndüğü vakit bir kaç çıtırtı ve kilit sesleri eşliğinde hafif aydınlık sokakta bir gürültü koptu.
Seungmin kendi ayakkabılarini giymeye üşenmiş annesjnin krem rengi topuklu terlikleriyle merdivenden inmeye çalışınca girişin lambasının sönmesiyle tökezlemkş yetmemkş bir de düşüp götünü siyah merdiven korkuluklarına vurmuştu.
Gerizekalı.
Eğer o an yanında nazını çekecek biri olsaydı Seungmin kendini yerlere atmaktan ve mızmızlanıp sızlanmkayan hiç gocunmazdı ama taktiri ilahi o gece sabaha kadar reels izlems keyfini sürememesine sebep olacak vicdan azabı kıçında ki morluktan daha çok canını sıkıyordu.
O cumartesi pazarından aldığı ucuz tişört ve paçaları katlanmış gri eşofmanı ile kendini serin sokağa atıverdi. Rüzgar ensesinden sıyrılıp kulağında uğuldayınca tüyleri diken diken olmuş içini kendini bu saatte dışarı atmasına sebep olan kederini bile unutturarak hoş bir his kaplamıştı
Üşümüştü biraz, kollarını göğsüne sarıp yamuk yumuk yürüdü daracık sokakta. Yolun karşısına geçip diğer sokağa girdi karanlık taraftan ilerlerken bir yandanda hedefi olan evi kontrol ediyordu.
Üçüncü kat
Bir lambası açık
Yatak odasında ki gece lambası...
Seungmin biliyordu, minho bazen geceleri camın dibinde ki masaya oturup seungun defalarca kez dalgaya aldığı o tuhaf romanlarından birini okur veyahut kalın odun parçalarını küçük keskin bıçak ile oyarak şekil verirdi.
Minho sıradan, basit zevkleri olan pürüzsüz bir adamdı.
Seung ışık görmüş sinek gibi titreyerek kendini kalın ahşap kapıya atıp iki kez üst üste zili çaldı.
Minho masasına doğru eğilmiş bir kaç kelimesini anlayamadığı kitabının 154. Sayfasını bir anlam kazanması için baştan okurken zilin sesini duyup hemen yerinden kalkmıştı.
Seungminin geldiğini biliyordu, normalde olsa sittinsene açmayacağı kapıyı annesinin ve yarın sınavı olan kız kardeşinin uyanmaması için merdivenlerden hızla inip önce küçük delikten kapının ardını kontrol ettikten sonra yavaşça araladı.
Göz göze geldiler bir kaç saniye içinde, Seungmin kendini boyası dökülmüş çatlak duvara yaslamış dudaklarını kemiriyordu konuşmadan önce bir etrafı yokladı.
"Ne işin var lan bu saatte serseri gibi!"
Fısıldayarak bağırıyordu resmen minho, fısıldıyarak bağırılır mı hiç?
"Engellemişsin beni, aradım da açmadın" aynı tonda karşılık verdi Seungmin ama sesi gittikçe kısılıyordu.
"Eee yani? Bela mısın başıma oğlum sen gitsene evine bak gece gece sıkma canımı"
Seungu göğsünden geriye ittirmişti, her ne kadar ona kızsa da kıyamıyordu.
Minho seungmini severdi, Adını hiç koymadığı bir sevgiyle.
"Üşüdüm hyung yaa donuyorum hatta anneme de haber verdim gönderme beni içeri geleyim"
sinirle alnını ovuşturdu.
"Geç içe-"
Işık hızında kendini eve atmıştı hatta merdivenlerden yukarı koşuyordu ki olur da minho kararından geri dönerse tutunacak birşeyler bulmak için yada evden gitmemek için bazı eşyalarını çalmakla tehdit edecekti.
Saliseler saniyeleri saniyeler dakikaları dakikalar saatleri kovaladı. O hoş gecede Seungmin minhonun gönlünü alıp bir kaç sahte öpücük ile ensesine şaplağı yedikten ve uyku öncesi sohbetten sonra güzel bir uykuya dalmıştı.
