Annemin hafif dürtmesiyle uyandım. Yine sıkıcı bir okul yılının ilk günüydü. Okuldan nefret ediyordum. Okulda sevdiğim hiç bir şey yoktu gitmemin sebebi sadece ders görmek. Belki bir çok kişi zaten okula o yüzden gidiliyor diyebilir ama en azından okulda beni daha çok istek uyandırabilecek bir etken olmasını isterdim. Okula ilk adımımı attım. Gördüğüm kadarıyla yine hep aynı kişilerdi hiç bir farklılık yoktu. Sırama sakin bir şekilde oturdum ve önümdeki arkadaşıma selam verdim. İstekli bir şekilde selamıma karşılı verdi fakat daha fazla konuşmasına müsaade etmeden kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Öğretmenin gelmesiyle istemeyerekten kitabımı sıranın altına yerleştirdim. Geçen hafta aldığım defteri çantamdan çıkardım. Öğretmen okulun ilk günü olduğu için uzun bir konuşma yaptı. Son lise senemiz olduğu için daha fazla derslerimize önem göstermemizle ilgili bir şeyler söyledi. Doğrusu pek ilgimi çekmediği için deftere karamalar yaparak ilgimi başka şeylerle yönlendirdim. Sonra öğretmen sınıfa yeni bir kişinin katıldığını onu bizimle tanıştırmak istediğini söyledi. İçimdeki bir dürtüyle başımı kaldırdım. Tahtaya benden biraz uzun, siyah saçlı, beyaz tenli ve hafif çekik gözlü bir erkek çıktı.
Gamzesiz çekingen gülümsemesiyle adını ve nereli olduğunu söyledi. Tam o sırada içimde tuhaf kıpırtılar oluşmaya başladı. Ne olduğunu bilmiyordum. Bu his hem çok tanıdık hem çok uzaktı. Yanaklarımın yandığını hissettim. Utanmış mıydım iyide neden ? Bende anlayamadığım duygular uyandıran o kişiden şimdiden nefret etmeye başlamıştım . Ama içimde ona bakma isteği sebepsizce arttı ve bende kendime karşı koyamadan yerine geçmiş ve sınıftaki birçok kızın göz hapsinde olan o oğlanı süzmeye başladım. Bu yanaklarımda daha çok yanma hissi bıraktı ve içimdeki kıpırtı artmaya başladı. Bu daha önce hiç yaşamadığım bu histen kurtulmak için bir hışımla gözlerimi ondan aldım ve o gün bitene kadar ona bir daha göz ucuyla dahi bakmadım.
O günden sonra içimde, bilmeden oluşturduğum ona bakmama yeminine uymaya çalıştım. Ta ki öğretmeni beklerken ucuz diye aldığım ve okumaktan çok sıkıldığım bir kitabı okurken onun benim yanıma yaklaşana kadar onu fark etmedim.' Ben bu kitabı çok beğenmiştim. Konusu ve içinde geçen aşk gerçekten güzeldi sen beğendin mi? 'Gözlerimi bir an onun gözlerinde takıldı utanmış olduğumu hissettim ve onun yüzümü görmemesi için kitaba doğru döndüm . Yarım yamalak duyabildiğim soruya sadece onaylayıcı bir ses çıkararak cevap verdim. Neden bilmiyorum ama içimdeki sinir onunla konuşmama engel oluyordu. Ama o onunla konuşmak istemediğimi anlamamış olsa gerek ki konuşmayı sürdüremeye devam ettirdi. ' En sevdiğin kitap ne ? ' Sorduğu soru çok banal gelmişti. Konuşmak istediği için mi yoksa aramızdaki rahatsız edici sessizliği bozmak için mi aklına gelen ilk soruyu sormuştu? Sorusuna o kadar çok takıldım ki az daha sorduğu soruya cevap vermeyi unutcaktım. Aklıma gelen ilk aşk kitaplarından birini söyledim. O da büyük ihtimalle kitapla ilgili bir şey bilmediği için sustu. Bir iki dakika sonra ' Sana iyi okumalar' dedi. Kafamı kitaptan kaldırdım. Gözlerimiz tekrar bir araya geldi ve hayran kalası güzel bir gülümseme gönderdi ve yanımdan uzaklaşıp kendi sırasına doğru yürüdü . O arkasını döndüğünde gözlerime hakim olamadan onu arsızca süzdüm. Hafif kaslı kolları ,ne sıska ne de kalın bacakları , geniş omzuyla nerdeyse bir çok yaşıtı gibi gözüküyordu. Bu yaptığım edepsizce davranışımdan hemen utandım ve önüme döndüm. Umarım buna kime şahit olmamıştır.
Dersler yine çok yavaş ve sıkıcı şekilde geçti. Okulun bitme saati geldiğinde gayri ihtiyari bir şekilde sıramdan kalktım. Kendimi yaşlanmış hissediyor ve ergenliğin verdiği her şeyi en uçta hissetme ile hayattan bıkmış hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk sanmıştım
Romancebazen aşığız sanarız ama aslında değilizdir... Bazen bazı kişiler için ben onsuz nefes alamam deriz ama bir kaç gün içerisinde dahi unuturuz. Aşk sanmıştım diye geçiririz aslında o sadece merkın oluşturduğu bir hoşlantı