1

60 9 5
                                    

SİYAH, hüküm sürmeyi bırakıp yerini aydınlığa bırakırken; o, zümrüt yeşili gözlerini aralamaya başladı. Etraf kadar zihnindekiler de bulanıktı. Uzaktan, çok uzaktan gelen sesler kaybolduğunda ta yanı başından gelen o tanıdık, titreyen sesi duydu.

"Uyandı."

Evet uyanmıştı o da bunun farkındaydı ama ne kadar zamandır uyuyordu? Bunu o da bilmiyordu. Zihnindeki düşünceler tamamıyla berraklaşmıştı artık. Göğsündeki ağrıyı hissettiğinde en son okul koridorundaydı . Sonra kendini koskoca bir karanlığa emanet etmişti. Sık sık karşılaşırdı bu durumla. Siyah, onu alır götürürdü. Yine o siyahlıkların ardındaki aydınlıkla karşı karşıyaydı. Tutamadığı gözyaşları yanaklarından süzülürken ağzından çıkan tek cümle "Yine mi?" oldu.

Sorusunun cevabını kendi de biliyordu ama birilerinden daha duymak istedi. Az önce yanında onun için "Uyandı." diyen kıvırcık saçlı kızda onun gibi ağlamaya başladığında koşarak kendini kapıdan dışarı attı. 

Geriye 3 kişi kalmışlardı. Sorguya çekilecek 2 kişi demekti bu. Yavaşça doğrulmaya çalışırken yaşça büyük olan "Sen dur ben sana yardım ederim." dedi telaşlı bir şekilde.

Endişelenecek bir şey yoktu aslında. O; bu bayılmalara, bu siyahlıklara oldukça alışkındı. 

Artık dik bir konuma gelmişti ve konuşmak için ağzını açtı.

"Ne kadardır buradayım?"

"2-3 dakika canım."

Orada 2-3 dakika kadar az bir süre geçirmediğini biliyordu. Ağlayarak dışarı çıkan kız sanki hiç ağlamamış gibi bir tavırla onun uzanması için birleştirilmiş 2 tekli koltuğun yanına geldi.

Elini tutup "İyi misin?" diye sordu.

İyi değildi. Ama iyi olmak zorundaydı. Hayatının geri kalanını bu bayılmalarla geçireceğini biliyordu çünkü. Ve bunun hiçbir tedavisi olmadığını da. Üstelik, neden bu bayılmaları yaşadığını da saklıyordu ailesi ondan. Evde, okulda, sokakta her yerde peşindeydi bu karanlık.

Ve o yalanı söylemek zorundaydı artık, "İyiyim." 



SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin