Siyah, bu sefer onu tek başınayken alıp götürmüştü.
Bir adım geri atmıştı, kafasının yere değil koltuğun minderine çarpması için.
Öyle de olmuştu zaten.
Yavaş yavaş süzülerek yere doğru bırakmıştı kendisini.
Ardından kapıdan kilit açılma sesi duyuldu.
Gelen abisiydi.
"Ela, nerdesin?"
Yerde hareketsiz biçimde yatan kardeşini görünce koşarak koltuğun yanına gitti.
"Canım, ben geldim, aç gözünü."
(...)
Zümrüt yeşili gözler yavaş yavaş aydınlıkla buluşmaya başlamıştı yeniden her zaman olduğu gibi.
Ve gözlerin açılmasını halsizce dudaklardan süzülen "Abi." sesi kovaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionSonrası gerçekten karanlıktı. Beni küçük yaşlardan beri etkisi altına alan karanlık. Tek başıma dışarı çıkamayacak kadar bana hakim olan karanlık. Ve bir gün tamamen aydınlığa yenilecek olduğunu bildiğim güçsüzlükteki karanlık.