CANIN YANMASIN

117 8 5
                                    

Japonya 02:08

Jisung her zamanki gibi bu gecede uyumayacak gibi görünüyordu.İşine sadık bir insandı ve bunu herkesin bildiğine inanıyordu.

Günlük rutinine devam ederken bahçeden gelen sesle irkildi.Ses bir kaç bahçe malzemesinin devrilme sesine benziyordu.

"Sakura ben dışarıdayım!"

Kadını endişelendirmemek için bir şey dememişti.

Dışarıya çıktığında ilk fark ettiği bahçe malzemelerini koyduğu küçük kabinin kapısının açık olduğuydu.

"Orada biri mi var?"

Yavaş yavaş yaklaşırken acı dolu bir inleme sesi duydu bu yüzden koşup kabinin ışığını yaktı.

"Bayım burada ne yapıyorsunuz?"Adam hakkında ilk görüşü her yerinin kanlar olduğuydu tabi bunun yanında yakışıklı olmasıydı.

"Bay Han? Beni takip ediyorlar lütfen yardım edin ama etmem diyorsanız bırakın burada sabahlayayım en azından."

Adını nereden bildiğini sormayacaktı çünkü kendisi Japonya'nın en tanınan ve başarılı savcısıydı-ki en acımasızı-

"Öyle bir şeye tenezzül edemem bayım lütfen sizi kaldırırken yardımcı olun."

Adamı zor bela kaldırdıktan sonra yavaş yavaş ilerlemeye başladılar.Aralarında büyük bir uzunluk farkı olmasada adamı kucağına alamayacağı belliydi.

İçeri girince hemen kapıyı kapatıp içerideki kadına seslendi.

"Sakura buraya gel hemen!"

"Burada noluyor Jisung?"

"Bu adamı buldum,ha bu arada seni takip ediyorlar mıydı?"

"Evet,evet ediyorlar."

Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra cevap verdi.

"Sakura hemen çamaşır odasına gidelim tehlike bu gecelik geçene kadar odaya koyarız."

Kadın hemen kafasını sallayıp adamın diğer tarafına geçti.Birlikte üst kata çıkmaya başladılar.

Burası çamaşır odasıydı ancak dolapların birinde gizli bir oda vardı ve burası ani bir olay için gerekliydi.Aynı bu olay gibi.

Adamı dolabın içindeki küçük odaya soktuktan sonra yanındaki kadının getirdiği ilk yardım çantasını eline verdi.

"Bayım büyük ihtimalle evleri gezip buralarda birini aradıklarını söyleyecekler ben onları gönderirim orasında sorun yok ama ben gelene kadar hem yaranızla ilgilenin hemde bir açıklama hazır edin lütfen."

Adam kafasını sallayınca Jisung kendini dışarıya attı.

"Neden yabancı bir adamı eve aldık ki? Bu yüzden başımız derde girmez mi?"

"Sorun yok Saku ve bu adama garip bir şekilde güveniyorum ayrıca başımız belaya girse girse bodrumdaki sevgilin yüzünden girer değil mi?"

Ortamı rahatlatmak için gülmüştü genç adam.

"Tamam o zaman aşağı inelim hadi."

Birlikte aşağı inip masaya oturdular.Yaklaşık 5-10 dakika sonra kapı çaldı.Genç adam üstünü düzeltip kapıyı açtı.

"İyi akşamlar Bay Han! Ben Lucas ve buraya Kore'den geldim!"

"İyi akşamlar Bay Lucas hoşgeldiniz ancak bir sorun mu vardı?"

"Ah durumu şöyle izah edeyim efendim.Bizim koredeki şirekte mühür vurduran bir adamı arıyoruzda ve gerçekten tehlikeli bir adam!"

Adam son kısmı sanki önemli bir şeymiş gibi fısıldayarak söylemişti.

"Her neyse bu adamı gördünüz mü?"

"Hayır görmedim maalesef,müstakbel eşim ile güzel bir gece geçiriyordukta..."

"Ah anladım lütfen kusuruma bakmayın.Size iyi akşamlar Bay Han!"

Genç adamda iyi akşamlar dileyip kapıyı kapattı ve hemen üst kata doğru yol aldı.

Dolabın içindeki küçük odadan adamı çıkartıp getirdiği ince yatağa yatırdı.

"Şimdi şöyle ki onlar gitti ve sizin yaranızla ilgileneceğiz.Beni tandığınızı düşünüyorum bu ise müstakbel eşim Sakura ve kendisi hemşire."

"Bence müstakbel eşiniz değil." Yaralı adam kıkırdamıştı.

"Çok zekisiniz Bay?"

"Ben Minho,Lee Minho."

Jisung hem konuşuyor hemde kadının getirdiği su ile adamı temizliyordu.Kanlı gömleği açınca resmen dehşete düşnüştü çünkü kocaman bir yarık vardı ve çok kan kaybediyordu.

"Sakura dikiş malzemelerini getir lütfen."

Kadın koşarak odadan çıktı.

"Sizi zorlamak istemiyorum çünkü çok ağır bir darbe almışsınız ama suçlu musunuz?"

Yaralı adam kıkırdamıştı.

"TANRI AŞKINA BU ADAM ÇOK GÜZEL KIKIRDIYOR" diye geçirdi içinden genç adam.

"Suçsuzum desem inanacak mısınız?"

"Tabi ki inanacağım!"

"Size olayı özet geçeyim ben Lucas denen herifin çalışanlarına işkence ettiğini,öldürdüğünü ve zehirlediğini kanıtladım ve bunu mahkemeye sundum.Hakim bu şirkete mühür koydu ve Lucas'ın tek geçim kaynağı burasıydı.Her neyse daha sonrasında benim ajan olduğumu söyleyerek mahkemeye verdi.Hakim ise beni sürdü.Bence orada da adamları var ancak bunu kanıtlayamam.Ben Japonya'ya geldikten sonra adamlar peşimi bırakmadılar."Adam yaralı olmasına rağmen hızlı ve tok bir sesle anlatmıştı olayları.

Minho pantalonunun içine elini sokup bir kaç belge çıkarttı.

"Onu nereden çıkardın!?"

"Sorma cidden sorma."

"Bunlar kanıtlar bu yüzden sende kalmalılar sana güveniyorum çünkü en iyi savcısın değil mi."

Genç olan belgeleri alıp bir yere koydu ve elinde bezle döndü.

"Evet öyleyim ve bu konuşmaya sonra devam edelim şimdi bu bezi ağzına sokalım ve dikişi atalım."

"El-Elimi tutabilir misin?"

Jisung kafasını sallayıp adamın elini tuttu.

Sakura dikişi dikerken-ki adam ses bile çıkartmıyordu- buna karşın Jisung ise neredeyse ağlamak üzereydi.

"Tamamdır bitti ama sen kanları temizle daha sonra uyusun ben alt kattayım."

Kadın gittikten sonra Jisung hemen kanları temizlemeye başladı.
O sırada yüzünde bir el hissetti.

"Canı yanan benim sen neden ağlıyorsun?"

"Bilmiyorum ilk defa başkası için canım yandı bilirsin savcı olmak biraz şey bir iş..."

"Anlıyorum ama lütfen ağlama sırf canın yanmasın diye elini bile sıkmadım sen üzülme lütfen, biliyorum kafa karıştırıcı ama sana çoktan bağlandım bile."

Adam Jisung'u kendine doğru çekti. Jisung'ta ayak uydurup adamın canını yakmadan göğsüne uzandı.Bir süre sonra adamın uyuduğunu fark edince yarım kalan işini bitirip adamın üstünü güzelce örttü, belgeleri özel bir yere sakladı  kendisi de yatağa girdi.Çünkü Minho haklıydı garip bir şekilde bağlanmıştı...

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin