The Bond Between

3. Bölüm - İyi ki dedirtecek davet

Selammm bu bölüm birazcık uzun olucakk hem Hikayede istediğiniz gibi gitmeyen bir şey olursa söyleyinnn fikirlerinizide belirtebilirsinizz. İyi okumalarr🤍

MARİN'İN AĞZINDAN

Telefonu kapattım ve Tom'un yanına gittim.

Marin: Tom hadi gidelim artık.

Tom: Tamam, hadi gidelim!

İlerlemeye başladık.

Tom: Ne dedi?

Marin: Ha? Bill Flora'yı eve davet etmiş, Flora sende gel dedi.

Tom: Gelicek misin peki?

Marin: Geleceğim, çok ısrar etti, kiramadim.

Tom: Keşke kırsaydın, evime hem cüce hemde mikrop birini almak istemem.

Marin: Şaka mısın sen ya? Aptal budala.

Somurtup önden önden ilerledim.

Tom: Şaka değildi çilli böcük!

Marin: ÇOK YARATICISINIZ TOM BEY!!

Tom: İlham kaynağımda sensin..

Dalga mı geçiyordu bu?

Tek kelime etmeden kafeye girdik, hala gülüşüp duruyorlardı, çok tatlılar..

Tom: Anlaşmışlar, aşk kuşlarına bak sen!

Gözlerimi devirip masaya gittim.

Marin: Flora, hadi gidiyoruz.

Bill: Aa şimdi mi? Biraz daha otursanız, olmaz mı?

Marin: Üzgünüm Bill.. artık gitme vakti geldi, hem evdekiler merak edecek.

Bill üzüldü.

Bill: Anlıyorum.. ha bu arada Marin!

Marin: Efendim Bill?

Bill: Yarın akşam Flora'yı eve davet ettim, sende gelsene! Hem Tom yalnız kalmaz, otel köşelerinde sürtmez!

Güldük, Tom haricinde, o biraz sinirli gözüküyordu.

Tom: Bill bas git ya!

Bill: Neyse, gelicek misin?

İlk Tom'un sonra Flora'nın sonra da Bill'in yüzüne baktım.

Marin: Tabii ki geleceğim..

Küçük çocuklar gibi ellerini birbirine vurup gülerek alkış yaptı.

Bill: Harika! Aa Flora! Dur bekle ben numaramı yazıyım, haberleşiriz.

Flora: Tamamdırr!

Numarasını yazdı ve kendini çaldırttı, kaydetti.

Bill: Tamamm! O zaman yarın akşam görüşürüz!

Flora: Görüşürüz!!

Tom: Görüşürüz Zwerg! (Cüce)

Anlamsız gözlerle baktım, Bill ve Flora kıkırdadı.

Tom: Hey! Niye tepki vermedin?

Marin: Tepki vereceğim bir şey mi söyledin?

Tom: Ohh! Sen Almanca bilmiyor musun?

Marin: Hayır, ben Amerika'da doğdum, 6 yıl önce geldik buraya.

Amerika'da doğdum ama babamın memleketi diye Almanya'ya gelmek zorunda kaldık ayrıca Flora Almanya'da doğdu, büyüdü yani o bir Alman fakat babası Amerikalı diye Amerika'ya gitmek zorunda kalmışlar. Annesi Alman, temel olaraktan 2 dilide biliyor, onlarda Amerika'dayken biz Almanya'ya tasindigimiz için bizimle taşınmak zorunda kaldılar.