Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
___
Kıral büyük bir hızla atını ormana doğru sürüyordu.
"efendim!"Arkadan bağıran komutanı umursamadan çatiği kaşları ile yoluna devam ediyordu.
Bu sabah aldığı haber ile hızla yola koyulmuştu. ormanın çevresinde bir peri olduğuna dair Bilgi gelmişti. Kıral ise soyunun son nesil olan periyi görmek istemişti.
asırlar önce var olan periler canice katledilmişti.halkın ve soyluların kurnazca kurduğu plan ile perilerin çoğunu yok etmişlerdi.
jungkook'ta önceki iki Kıral perileri Çokça aramış ama onlara dair hiç bir iz bulamamışlardi.Delta ise atalarının izinden giderek periler ve kurtların yeniden birlikte yaşamasını sağlamak istiyordu.
At aniden durması ile jungkook son anda dengesini sağladı. Ne olduğunu anlamak için sağa sola baktı, hiç bir terslik yoktu. atının neden durduğunu anlamak için indi ihtişamlı siyah Atan.
"ne oldu kızım?" Dedi derin sesi ile delta. siyah at ise biraz geri gidip başı ile Çalılık alanı gösterdi.
Jungkook siyah atın gösterdiği yere baktı, kaşlarını çattıp yeniden ata baktı. "Ne demek istiyorsun?" Dedi atın uzun saçlarını okşayarak.
siyah At yeniden başı ile Çalılık alanı gösterdi. bu sefer delta atın gösterdiği yere yöneldi. Ayaklarının altındaki kurumuş yapraklar ses çıkarıyordu.
komutan ve atı büyük bir gürültüyle geldi,jungkook'un gözleri çalılık alandan çekip gelen komutana baktı. komutan hızla atından inip kıralın yanına geldi.
"efendim." Diyerek önünde eğildiği, jungkook nefes nefese olmuş alfaya baktı. "ne oldu Kai?"
"babanız ve annenız size eşlik etmemi istedi." Dedi sesi hırıltılı ve gür çıkıyordu.delta ise bir şey demeyip odağını yeniden çalılık alana döndürdü.
"efendim nereye gidiyoruz?" Dedi Kai efendisinin arkasından giderken. "sadece sessiz ol Kai." Dedi sınırle jungkook.
tek başına bir yere gidemiyordu, bir şeye yapamıyordu. hata anne ve babasına kalırsa Kaisiz nefes bile almasını istemiyorlardi. Eh bu durumda delta olanın kai'ye karşılık hafif bir nefret duymasına yol açtı.
Kai efendisinin dediğini ile susmuş ve sessizce onu takip etmeye devam etti. jungkook bulamadığı peri ve her adım attığında arkadan ona çarpan Kai ile iyice tepesi atmıştı.
"git atların yanına Kai!" Diye bağırdı arkasını dönerek. Kai aniden ona bağıran Kıral ile yerinden sıçradı. kafasını eğip,"Tamam efendim." Dedi. jungkook onu umursamadan yoluna devam etti.
çalılıklar geçmişti, artık düz bir alana varmıştı. atına güvenerek buraya gelmişti, ağaçların sakladığı bu alan cennet gibiydi. yemyeşil bir alan üstünde rengarenk çiçekler ve tam önündeki mavi göl ile burası cennet bahçesi gibiydi.
Kıral duyduğu ses ile yerinde durdu. nazik ve kadifemsi bir ses şarkı söylüyordu sesin geldiği yöne baktığında nefesi anlık kesildi, giri gözleri büyükçe açıldı.
Bu bir periyidi!
kahve renginde çokça açık olan saçları, açık mor rengindeki kanatları ile üstündeki kanatları ile ayını renk olan gömleği ile çok güzeldi. Bir peri olmasına rağmen parlayan esmer teni güzelliğine güzellik katıyordu.
peri ise deltayi fark etmemiş hala dansina devam ediyordu. mest olmuş şekilde gözlerini kırpmadan karşında güzel bedenini sağlıyarak dans eden periye bakıyordu siyah saçlı.
Perinin onu fark etmesi çok uzun sürmedi, arkasını dönen peri karşındaki siyahlar içinde büyük adama baktığı an ağızdan bir çığlık çıktı.
"korkma korkma sana asla zarar vermem!" Diye bağırdı istemsizce delta. bağırdığı için daha da kalın çıkan sesi ile iyice korkutmuştu güzel periyi.
peri gözlerini kaparak olduğu yere sindi, minik bedeni tir tir titriyordu. Jungkook kendine küfürler Sayarak güzel perinin yanına yaklaştı. delta istemsizce feromonlarini yayıyordu.
perinin aldığı koku ile mor gözlerini açtı, jungkook'un giri gözleri parladı. küçük peri şah damarında bir yanıma hisseti. delta ise tam kalbinin üstünde ayını şekilde bir yanıma hisseti.
Tarihte daha önce hiç yaşanmamış bir olay olmuştu.
bir peri ve bir delta ruh eşi olmuştu.
peri ruh eşi işaretin getirdiği acıya minik bedeni dayanamayıp bayılmışti delta ise ellini kalbine koyumuş derin derin soluklaniyordu. biraz daha öyle durduktan sonra delta kendine gelmiş yerde baygın yatan perinin yanına gitti.
açık kagve saçları güzel yüzünü kapatmıştı, jungkook elleri titriyerek saçları çekti güzel yüzden, gözlerini yüzünde gezdirdi. burnunun ucunda bir ben vardı, bu sanırım en göze çarpan şeydi yüzünden.
büyük ellerini yüzüne çıkardı delta, elmacık kemiğini okşayıp kapanmış gözlerine baktı, daha sonra kiraz çiçeği dudaklara. kafasını iki yana sallayıp gözlerini bir müddet yumdu.
bir ellini basının arkasına diğer elini ise diz kapaklarının altına geçirip doğruldu yerinden, bir tüy taşıyordu delta. kesinlik bir tüy taşıyordu. zira minik beden 50 kiloyu bile olamazdı.
kucağına aldığı minik beden ile geldiği yönünden geri gitti. periye bakıp iç geçirdi, hala inanmıyordu. bir peri ile ruh eşi çıkmıştı. yılardır aradığı peri ile ruh eşi çıkmıştı. Nasıl olurdu bu?
(Ben yaptım oldu canım)
kendi içinden geçirdi delta, ona çok iyi bakicakti. herkesten koruyucak ona zarar vermeye çalışana merhamet etmicekti. kurdu ruh eşini çabukça benimsemiş mutluluktan dört dönüyordu.
peki ya peri onu kabul edicek mi?
___
ehehe çokça üzerinde düşünülmüş bir kurgu ile karşınızdayim
