Bir gece, genç bir kadın eve dönmek için otobüs bekliyordu. Otobüs durağında yalnızdı, ve etrafı sessizdi. Birdenbire, uzakta ışık saçan bir el feneri görünmeye başladı.
Kadın, bu garip ışığın kaynağını görmek için merakla bekledi. Fenerin ışığı daha da yaklaştıkça, bir insan silüeti belirdi. Ancak bu siluetin sıradışı bir özelliği vardı: Yürüyordu ama yerden birkaç santimetre yukarıda asılı gibiydi.
Kadın, dehşet içinde, yavaşça geri çekildi. Ancak bu gizemli yürüyücü, her adım attığında daha da yaklaştı. Sonunda, bu şey durağa gelip durdu.
Kadın titreyerek bu yaratığa bakarken, yavaşça etrafını saran karanlık bir girdap oluşmaya başladı. Girdap büyüdükçe, kadının çığlığı boğazında düğümlendi.
Son anda, otobüsün farları yanıp durakta durdu. Sürücü kapıyı açtı ve kadın içeri atladı. Otobüs hareket ettiğinde geriye bakarak, o garip yürüyücüyü hala orada gördü, karanlık girdap da onu sarmıştı.
Otobüs hareket ettiğinde kadın rahat bir nefes aldı. Ancak hala titriyordu. Gördüğü şey neydi? Kimdi o asılı yürüyücü? Bu sorular cevapsız kaldı, ama o gece yaşadığı dehşet unutulmazdı.