Kral -Yoonseok-

1

Kadının çığlıkları kesildi, içeriden bir bebek ağlama sesi gelmeye başladı.

Bay Jung, karısının elini bırakmadan doğruldu, heyecanla minik bebeklerine baktı.

"Aman Tanrım... Hayatım o çok güzel"

Gülerek kafasını çevirdi Bayan Jung. Oğlu kucağına verildi.

Koca 3 kişi, hayranlıkla bebeğe bakıyorlardı.
"Hoseok... Biricik oğlum"

Kadın burnunu ağlayan bebeğin alnına değdirdiği anda ağlama sesi kesildi.

Küçük oğlan minik ellerini sallayıp parmaklarını açıp kapıyor, annenin varlığını daha çok hissetmeye çalışıyor gibiydi.

Kapı aralıktı, Min Yoongi, kafasını aralıktan gözükmeyecek biçimde uzatmış, hayranlıkla doğan bebeklerini izleyen aileye ve elinde saklamış olduğu bıçak ile onları izleyen ailesini izliyordu.

Uyandığında annesini yanında göremeyince gelmişti buraya, annesi Bayan Jung'un doğumu yaklaştığı için birkaç gündür her akşam onu kontrol etmeye gidiyordu.

Bayan Jung Parkların ikinci kızıydı, köylü oğlu olan Bay Jung ile evlenmesinin ardından saraydan sürülmüş, uzun süre ailesinin yüzünü görmemişti.

Ablası Kraliçe Min-Ae Park tahta geçene kadar.

Ablası tahta çıkar çıkmaz kardeşini geri saraya almış, biricik kardeşine hâlâ ailesi olduğunu hissettirmişti.

Kısırdı kraliçe park, kimse bilmezdi bunu Bayan Min ve Yoongi hariç.

Gerçi Yoongi de tesadüfen öğrenmiş, ne anlama geldiğini bilmediği için unutmuştu.

5 aylık bir evliliği olmuştu Bayan Park'ın, halkın varis istediği için çıkardığı baskıları susturmak için yaptığı bir evlilikti, eşinin ölümüyle bitmişti evliliği.

Nasıl olduysa, Bayan Park ve Bayan Jung 1 ay sonra aynı anda hamile kaldılar.

Bayan Jung bebeğine zarar verirler korkusuyla saraydan çıkmamış, Bayan Park ise söylediği yalan ortaya çıkmasın diye çıkmamıştı saraydan.

Topuklu ayakkabı sesi duyuldu, Bayan Park'ın siyah topuklularının sesi.

Saçları Bayan Park tarafından okşandı, kafasını kaldırıp kraliçeye baktı Yoongi.

"Annenin işi var küçüğüm, yine mi kabus gördün?"

Burnunu çekip onay manasında kafa salladı Yoongi.

"Bekle beni tamam mı? Benimle uyursun bugün"

Tekrar kafa salladı Yoongi.

Annesi ve Kraliçe yakın arkadaşlardı, yada Yoongi öyle sanıyordu. Çocukları seven Kraliçe Yoongi yi de kendi oğlu gibi görüyordu.

İçeri girdi Kraliçe, gülümseyerek baktı kardeşine.

"Ah bebeğim, tebrik ederim. Yiğenimi kucağıma alabilir miyim?"

Gülümsedi Bayan Jung, kolları arasındaki bebeği ablasına uzattı, kocasının omzuna yasladı kafasını yorgunlukla.

Bebeğin alnını okşayıp öptü Kraliçe, daha sonra arkasını dönüp odadan çıkmadan önce Bayan Min'e baktı.

"Görevini biliyorsun"

"Ne? Bu ne demek? Abla, oğlumu nereye götürüyorsun? ABLA!"

Kraliçe odadan çıktı, kapıyı kapattı Bayan Park, Yoongi'nin elini tuttu.

"Hadi Yoongi, annen düzgünce işini yaparken bizde uyuyalım"