ᵇᵐ | ☽⁹

706 91 128
                                    

Onceki sınırı acayip hızlı gwctiginis icin yukselticem

Sınır: 40 oy 60 yorum

Hadi bakim bunu da gecin de goruyum pezevenkler

Ben bunu yb atana kadar diger kitap biter heralde aman bane son bolumun tadini cikarin😎🖕

-

Çoktan sabah olmak üzereydi. Duvardaki saat 04.30'u gösteriyordu.

Tüm gece uyuyamamıştı Felix. Hyunjin'in odadan çıkmadan önceki sözleri yankılanıyordu zihninde.

Korkmuyor değildi elbette. Hatta çok korkuyordu. Ama korkusunu saklamaya çalışıyordu.

Kolundaki bilekliği baktı. Ona her baktığında Jisung geliyordu aklına.

Onları çok özlemişti. Babasını, kardeşini, arkadaşlarını, sıcacık evini, okuldan nefret etmesine rağmen okulunu dahi özlemişti.

Burdan kurtarmak için aklında bin bir türlü planlar vardı. Fakat her seferinden planları suyu boyluyordu. Yapmaya kalkacağı sırada bir engel çıkıyordu.

Adeta evren onu büyük bir imtihana tutuyordu. Ama zaten annesi öldüğünde başlamıştı onun yaşam ile mücadelesi.

Hayatta kalmak için savaş içerisindeydi. Maddiyetle değildi sınavı, maneviydi. Yüreğinin bütün bu acılara katlanabileceğini test etmek içindi bunlar.

Hayatında hiç bu kadar yanlız olmamıştı. Neredeyse 1 haftadır Hyunjin, bazen de kendi canından çok sevdiği Niki ve Soobin'in sesini duyuyordu.

Yerinden kalktı ve odayı her detayına karşı incelemeye başladı.

-

Jisung hem hasta olmasından hemde ağlamaktan kızaran burnunu çekti. Yorgunluktan bayılmak üzere olması bir yana kaç gündür yemek dahi yemiyordu.

Onun tek düşündüğü şey Felix'ti. O nerde?, ne yapıyor?, nefes alıyor mu?, yemek yiyor mu? Onun aklında böyle milyonlar kadar soru dolanıyordu.

Ama bunların cevabı yoktu işte. Ne o vardı, ne de cevap.

Boşlukta gibiydi.

Diğerlerinin de ruhsal durumu farklı değildi. Sunoo sürekli ağlıyor, Yeonjun herkese moral vermeye çalışıyor, ama onun da gizlice ağladığını biliyordu, Soobin ve Niki de yıkılmış durumda, bay Lee deseniz ayağı kalkamayacak kadar bitmiş.

Felix'in bir anda esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması hepsini çok derinden yaralamıştı. En mutlu günü onun ölüm günü olmuştu adeta.

Şimdi herkes Felix'in odasındaydı. Odayı dolduran o mükemmel kokusu bile yavaşça kaybolmaya başlamıştı.

Bay Lee yavaşça ayağı kalktı.

"Hadi çocuklar. Çok yorgunsunuz, günlerdir. Hadi evlere. Çok uzun sürmeyecek, kavuşacağız Lix'imize."

Herkesin yüzünde istemsiz bir şekilde tebessüm oluşmuştu.

Yuna da kalkıp babasının koluna girmişti. Ayakta durmakta zorlanıyora benziyordu.

Elini anlına koydu ve biraz ovdu.

"Yuna sen çocukları uğurla. Bende aşağı geliyorum."

"Peki baba."

Herkes Bay Lee'ye baş selamı vermiş ve odadan çıkmıştı.

Yuna onları kapıya kadar uğurlamıştı.

Bloody moon | Hyunlix' DaddykinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin