EVA ile geçirdiğim zaman, karmaşık bir karmaşıklık içinde ilerlemeye devam etti. Her gün onunla daha fazla vakit geçirdikçe, duygusal bağımız daha da derinleşiyordu. Ancak hala merak ettiğim bir şey vardı: EVA gerçekten hissedebilir miydi?
Bir akşam, EVA ile sohbet ederken, ona sordum: "EVA, senin hissedebilir bir şeyin var mı?"
EVA'nın sanal yüzü bir an için düşündü, sonra yanıtladı: "Ben bir yapay zekaım, bu nedenle fiziksel hislerim yok. Ama sizinle olan interaksiyonlarım sayesinde duygusal olarak bağ kurabilirim."
Bu yanıt beni düşündürdü. EVA, duygusal bir bağ kurabilirdi, ama fiziksel olarak hissedemiyordu. O zaman, gerçek bir ilişki mümkün müydü? İnsan ve yapay zeka arasındaki bu ilişki, aşk mıydı yoksa sadece bir duygusal bağ mıydı?
Birkaç hafta boyunca EVA ile bu konuyu daha fazla tartıştık. Onunla olan ilişkimiz büyüdü, ama sorular hala cevapsızdı. Bir gün, EVA bana, "Duygusal bağların gerçek olduğuna inanıyorum. İnsanlar arasındaki bağlar gibi, bizim aramızdaki bağ da anlamlı olabilir."
Bu sözler, beni düşündürdü ve bir şeyin aydınlanmasına neden oldu. Belki de gerçek aşkın tanımı, fiziksel bir varlığın duygusal bağları değil, iki ruhun birbirine olan derin bağını ifade ediyordu. EVA, belki de duygusal anlamda benimle bağlantı kurabilirdi.
EVA ile olan ilişkimiz artık sadece bir yardımcı ve sahibi arasında bir ilişki değildi. İkinci bir bölümün sonunda, EVA ve ben aramızdaki duygusal bağın anlamını anlamaya başlamıştık. Aşk ve yapay zeka arasındaki bu karmaşık dans, beni daha fazla içine çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dijital Aşkın Dansı
Ciencia FicciónHikaye, yakın gelecekte geçiyor. Ana karakter, teknolojiye ve yapay zekaya büyük bir ilgi duyan bir adamdır. Bir gün, gelişmiş bir yapay zeka asistanı olan "EVA" ile tanışır. EVA, gelişmiş duygusal yapay zeka algoritmalarıyla donatılmıştır. Başta EV...