İki dakikayı geçen sessizliği Açelya bozdu ''ufff tamam gerizekalılar,benden bu kadar''.
Zeynep - Kızım bi rahat dursana,sürekli mız mız !.
Açelya her zaman ki muzip tavırlarıyla parmaklarını masaya vurmaya başladı,çıkarttığı ritimle bir taraftan da sallanıyordu.Her an neşeli ve hareketli biriydi,sıska sayılmasa da zayıf denebilecek vücudun da bunca enerjiyi nasıl bulabiliyordu ?.O sağa sola sallandıkça saçları da vücuduyla ahenkli olarak sallanıyordu,kızıl ve dalgalı saçları öyle uzundu ki,oturduğun da uzaktan bakılsa sırtında şal olduğu bile söylenebilirdi.Zeynep,Berna ve Elmas ona başta sinirlenseler de,çocukluktan beri birlikte oldukları en samimi arkadaşlarına kızamamışlardı.Elmas tebessüm ederek ''Lan deli,şunu bi yapalım beraber oynarız''.
Açelya gülerek :
-Kızım çocukmusunuz ?.Şunu kafadan on kez yapmışsınızdır,ne geçti elinize ?.Hayır nerden de bulursunuz böyle saçma sapan şeyleri,olmuyor işte ol-mu-yor !.
Berna - Bu kez olacak.
Açelya -Nasıl olacakmış ?.
Berna -Bu elimde ki kağıtlar sayesin de,bugüne kadar çizgi film senaryolarıyla uğraşmışız meğer,ama bu sefer kesin.
Açelya -Onlar ne ?.
Berna - Dua,çok araştırdım.Yapan bir sürü insan var,iyi ya da kötü hepsi sonuç alabilmiş.
Açelya -Yine elimiz de patlayacak ama sırf merakımdan soruyorum,kötü sonuç derken ?.
Berna -Bize zarar verebilirmiş,yani tam olarak ne yapabilir bilmiyorum ama tahminimce en fazla sana tecavüz eder.
Berna son cümlesin de gülümseyince ortam tekrar yumuşadı,kızlar tekrar pozisyon alırken Açelya hala kağıtlara bakıyordu.Bir an tereddüt etse de Berna onu ikna edebilmişti,o da ister istemez katıldığı ruh çağırma ayinin de üzerine düşen görevi yapmak için dizlerinin üzerine doğrulup sessizce beklemeye başladı.Aslın da böyle şeylere kesinlikle inanmıyordu,zaten ölmüş insanların ruhları çağırılabilse din adamları ve ya bilim adamları bunu çoktan yapar ve tüm dünyanın haberi olurdu.Böylesine gizemli ve garip bir ritüeli sadece Berna ve ona öğreten üç beş kişi biliyor olamazdı sonuçta.Berna üç adet tütsü yakarak masanın üzerine koydu,herkes etrafa güzel kokular yayılacağını beklerken tam aksine oldukça rahatsız edici bir koku yayılmıştı,tütsüler neredeyse lağım gibi kokuyordu.Kızların iğrendikleri yüzlerinden okunuyordu,Zeynep daha fazla dayanamayarak ''Bu ne be,ne yaktın Berna ? ''.
Berna -Yapılışı böyle,uzatmayın da başlayalım.Siz kımıldamadan durun,ben şunları okuyayım.
Berna elin de ki küçüt kağıtları belli bir sıraya koyduktan sonra okumaya başladı.Herkes pürdikkat masa da ki harflere bakıyordu,Açelya hariç.O bir an önce bu çocuk oyunundan kurtulmayı düşünüyordu,daha gidip çözmesi gereken onlarca test varken bura da zaman öldürmek canını sıkıyordu.Daha ilk dönemin başı olmasına rağmen ipleri sıkı tutmak istiyordu.Kızlar bir birlerine bakarken Berna birden durdu,iki kolunu da yanlara doğru açarak arkadaşlarının ellerinden tuttu,gözleriyle onlara da aynını yapmalarını işaret etti.Kızlar hiç tereddüt etmeden el ele tutuştular ve Berna son cümlelerini yüksek sesle söyledi :
''
Merhaben bike ya Tayhuz,merhaben !.Teale huna !.Saadinii min fad lik !.Teale huna !.Ya kebir Tayyuz,teale huna !.
( Merhaba sana ya Tayhuz,merhaba !.Buraya gel !.Lütfen bana yardım et !.Buraya gel !.Ya yüce Tayyuz,buraya gel !.
Berna'nın önce ki duaları da sesli okumasına rağmen son sözleri herkeste garip bir etki uyandırmıştı,kızlar bir birlerinin ellerini daha da sıkı kavradılar,Berna'nın odanın içerisin de aniden bağırarak söylediği sözler Açelya da dahil hepsini tedirgin etmişti.Şimdiye kadar uyguladıkları ritüellerin hemen hemen her saniyesi eğlenceli geçmişken,bu sefer ki davet tüylerinin diken diken olmasına neden olmuştu.Berna birkaç saniye kadar masaya baktıktan sonra arkadaşlarının ellerini bırakarak küçük mavi bir kutudan çıkardığı turuncu renkli saydam ve parlak taşı masanın ortasına koydu,kızlar daha da gerilmiş bir halde gözlerini bir an bile onun üzerinden ayırmıyorlardı.Berna taşı bıraktıktan sonra onların da duyabileceği bir ses tonuyla ''Teale ya Tayhuz,teale ya İFRİT !''.
Berna tekrar ''Teale ya Tayhuz,teale ya İFRİT !''...
Berna gözlerini taştan ayırmıyor,hatta görüşünün bir anlığına dahi kesilmemesi için gözlerini bile kırpmıyordu.Gözlerini iyice açmış,gergin bir ifadeyle masaya doğru eğilmiş taşa bakıyordu.Zeynep,Açelya ve Elmas onu ilk defa bu kadar ciddi görüyorlardı,Berna son cümlesini arka arkaya tekrarlarken birden sustu.Gözlerini kısarak masaya daha da eğildiği,diğerleri de taşı daha yakından görebilmek için eğildiler.Taş renk değiştirmeye başlıyordu,kanın etin içini saran damarlar da dolaşması gibi,saydam taşın içi de çizgi çizgi renk değiştiriyordu.Taş masaya temas ettiği yerden itibaren yavaş yavaş maviye dönüyordu,rengin tamamen değişmesi bir dakikayı bulmuştu.Daha önce bu denli garip bir olaya şahit olmayan kızlar şaşkınlıktan konuşamıyorlardı,Elmas daha fazla dayanamayarak ''Berna bu ne ?''.
Berna - Geldi,şimdi konuşmamız lazım.
Açelya - Ben burda daha fazla kalamam,gidiyorum.
Berna - Dur,bekle.İşlem bitene kadar çıkamazsın,çok tehlikeli.
Açelya - Kızım ne yaptığın belli değil,büyümü yapıyorsun ne yapıyorsun ?.O taşın rengi nasıl değişti ?.
Berna - Geldiğini bu şekil de belli ediyor işte,otur şuraya.Gidersen başına bela alırsın,demede deme !...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tayhuz / Ğule
ParanormalVe gene şüphe yok ki insanlardan bâzı kimseler, cinlerden bâzılarına sığınıyorlar da onların taşkınlığını, zulümlerini arttırıyorlar. Cin Suresi /6