Chishiya:Bak, gerçek konuşma tarzına döndün.Chiyaki:Sen benden hoşlanıyorsun.
Kaşlarını havalandırdı.
Chishiya:Hayır?
Chiyaki:O zaman neden hediye yolluyorsun? Yüz yüze gelince bana bulaşıp sonra da hediye mi yolluyorsun?
Chishiya:Öyle bir şey olmadı.
Chiyaki:Hem de odama hakim olabileceğin bir figür mü? O zaman bir sapıksın.
Chishiya:Değilim, eminimki benim gönderdiğimin kanıtı bile yoktur.
Chiyaki:Kanıtımın olmaması gerçekleri değiştirmez.
Chishiya:Buna zaman ayıramam.
Chiyaki:Buraya gelen sen değil miydin?
Hiçbir şey demeden kapıya yöneldi.
Yere çöküp kıpırdanmaya başlayan adama baktım.
Chishiya:Senin gibi kızlar...
Ne diyeceğini merak ederek ona döndüm.
Chishiya:Senin gibi kızlar sevilmez.
Chiyaki:Ne? Öyleyse ne olur..?
Chishiya:Anca arzulanır.
Ayağa kalktığımda elim cebime gitti.
Sadece ne yapacağıma baktı.
İğneyi sinirle sıkarken ona arkamı döndüm.
Ve gitti.
Titrekçe bir nefes verirken gözlerim doldu.
Odadan çıktım ve kendi odama ilerlemeye başladım.
Naomi:Chiyaki ne oldu?
Dedi kolumdan tutup beni durdururken.
Hiçbir şey demeden kolumu çektim ve hızlıca odama gittim.
Gözümden boş boş yaşlar akıtırken aynadan kendime baktım.
Anca arzulanırım ha..?
Beni ne zannediyor bu!?
Yere çöktüm.
İster istemez yine kollarımı sıkmaya başlamıştım.
Kolumdaki yaralar sızlamıştı.
Ayağa kalktım ve çekmecemden kremimi aldım.
Boleromu çıkartıp kremi koluma sürdüm.
Kapım tıklatıldı.
Bir süre cevap vermeyince tekrar tıklatıldı.
Naomi:Gelebilir miyim?
Boleromu hemen üstüme geçirdim ve kapıyı açtım.
Chiyaki:Ne oldu?
Naomi:Kötü görünüyordun, hâlâ öyle.
Chiyaki:Sadece biraz yorgunum.
Naomi:İçeriye almayacak mısın?
Ben geri çekilirken o odama girdi ve koltuklardan birine oturdu.
Kapıyı kapattım.
Karşısına geçip oturdum.
Naomi:Anlatmak ister misin?
Chiyaki:Neyi anlatayım? Anlatacak bir şeyim yok.
Naomi:Sence yorgun olduğun ne kadar inanılır?
Chiyaki:Cidden mi? Dans etmek bir insanı yoramaz mı?
Naomi:Anlatmak istemiyorsan sen bilirsin, başka bir zaman anlatmak istersen yanıma gel.
Chiyaki:Tamam, teşekkür ederim.
Bir süre sessizlik oluştu.
Chiyaki:Gitsene, yatıya mı kalacaksın?
***
Çakmağı cebime geri sokarken bir yandan da önüme gelen saçlarımı geriye attırıyordum.
Yere otururken ağzımdaki sigarayı parmaklarımın arasına aldım.
Buraya geldiğimde sigarayı bırakmıştım.
Buradaki oluşturmaya çalıştığım kişiliğime yakıştırmıyordum sigarayı.
Gerçi kendime de yakıştırmıyorum, alışkanlık işte.
Kuina:Sigara mı içiyordun?
Demesiyle başımı çevirip arkama baktım.
Oturması için elimle bir işaret yaptım.
Yanıma oturdu.
Chiyaki:Sen neden buraya geldin?
Kuina:Bazen çatıya kafa dinlemeye gelirim.
Chiyaki:Tabii.
Dedim ve başımı onaylarca salladım, olabilir ama inandırıcı değil.
Chiyaki:O ağzındaki çubuğun anlamı ne? Bırakmaya çalışırken böyle bir yöntem mi buldun?
Bir anlık başını eğdi.
Konuşmadan önce iç çekti.
Kuina:Evet, annem için.
Chiyaki:Annen?
***
Chiyaki:Ne diyebilirim ki, ne faydası olur..? İç gitsin, hiçbirimiz buradan kurtulamayacağız.
Kuina:Ama... İlla birisi kurtulacaktır.
Chiyaki:Bu arada geçmiş olsun.
Sigarayı ayağa kalkarken yere bıraktım ve ezip söndürdüm.
Chiyaki:İyi geceler.
Ve birkaç adım uzaklaştım.
Kuina:Bekle... Sen?
Chiyaki:Ben?
Kuina:Bana kendinden bahsedebilirsin belki, ha? İyi gelebilir.
Chiyaki:Bunun benim için bir anlamı yok, yine de sağol.
Ve uzaklaştım.
Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4:00𝐀.𝐌. // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟
FanfictionUmarım beğenirsiniz, iyi okumalar dilerim şimdiden...